Şu " kitap okumuyosa evlenme" lafı o kdr mantıklı bi laf ki ; çevreme bakıyorum etiketi ne olursa olsun kitap sevmeyen adam insan sevemiyo gerçekten sevmek ve okumak ikisi çok doğru orantılı
Bazı eski alışkanlıkları, unuttuğu hareketler, yokluyordu onu. Kitapçı vitrinlerinin önünde biraz fazla kalıyordu, duraklara en kısa yoldan çıkmıyordu; duraktaki insanlardan daha hesaplı davranıp dolmuşa önce o binmiyordu; bu beceriklilik, kendisini üstün saymasında oldukça önemli bir noktaydı oysa. Hafızasında da bazı boşluklar oluyordu: kendini birdenbire, elinde anahtarla kapının önünde buluyordu.
İnsan bunları neden görür? Daha doğrusu neden bunlara takılır aklı? Basit: demek yürümeyen birşeyler var. Evet, ama yürümeyen şey nerede? Eşyada mı? Yoksa....
Şükür cehalet bitti! Kimse okumuyor, herkes yazıyor. Kimse öğrenmiyor, herkes biliyor. Kimse susmuyor, herkes konuşuyor. Kimse çekilmiyor, herkes ortada. Kimse kederlenmiyor, herkes şenlik.
bana bir şey söyle, ilkbahar gibi...
çiçek aç mesela, veya yağ rahmet olarak içime
gök kuşağı ol, sar ruhumu...
bir şey söyle,
sözü aşsın, öze değsin...
bir şey söyle, yanındayım mesela... Turgut Uyar
Bazı yaralar yararlıdır buna inan,
Bazı yaraların ortasından küçücük bir el,
Sanki geçmişine çiçek uzatır,
Bazı yaralardan sızan kanla,
Tüm geleceğin yıkanır.'
“Ne çıkar bahar geldiyse?
Bademler çiçek açtıysa?
Ucunda ölüm yok ya.
Ben ki her nisan bir yaş daha genç,
Her bahar biraz daha âşığım;
Korkarmıyım!
Ah, dostum, derdim başka.”
sevmek insanın yüreği kadar
küçükse büyüğünü taşıyamazsın
yalnızlığı da dene oldu olacak
nasıl yankılanır derinden derine
iyi midir kötü mü çıkaramazsın
/Attila İlhan