Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Berkay Tekin

Berkay Tekin
@BTekin
Yıldızlı Bir Hikaye adlı podcast kanalımda en sevilen hikayeleri ve kitaplardan bölümleri seslendiriyorum. Takip ederek destek olursanız sevinirim.
303 syf.
·
Puan vermedi
Alboran Denizi'nde Bir Şehrin Hikayesi
Alboran Denizi'nde Bir Şehrin Hikayesi Albert Camus'nün başyapıtı ne "Sisifos Söyleni" ne de "Yabancı"dır. Bahsi geçen kitaplar elbette ki muhteşem eserlerdir. Fakat "Veba" insanlığın çaresizliğini ve kabullenişliğini ince bir şekilde dokuyarak okuyucuya aktarır. Belki dünya olarak biz de bir salgın hastalıktan muzdarip olmasaydık bu eseri içtenlikle kavrayamazdım. Fakat bundan bağımsız olarak anlatısı çok güçlü bir kitap. "Veba" yı okurken 2020 yılı için yazıldığını düşünebilirsiniz.. Kitaptan bir bölüm dinlemek için profilimdeki Spotify linkine tıklamanız yeterli.
Veba
VebaAlbert Camus · Can Yayınları · 202020bin okunma
Reklam
336 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Kültür aşırı üretimden, sözcük çığından, nicelik çılgınlığından yok olup gitmekte. open.spotify.com/episode/3c5v2TH... Bu kitaptan bir bölüm seslendirdim Spotify üzerinden kanalımı takip etmeyi unutmayın, keyifli dinlemeler..
Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği
Varolmanın Dayanılmaz HafifliğiMilan Kundera · Can Yayınları · 201910,4bin okunma
125 syf.
·
Puan vermedi
Dinlemek ile Başlayacak
Uzun zamandır böylesine çarpıcı bir kitap okumamıştım. Gözlerdeki bağı gevşeten cinsten. Ama bilirim ki, insan o bağlardan kurtulmak istemez. Hayatı, ona bağlayan halatmışcasına (ya da tam tersi onu hayata bağlayan) sıkı sıkıya sarılır. Böylece kabul görür toplum diye adlandırdığı başka başka insanların arasında. Aslında hiçbiri birey değildir o an orada. Öfkeli kalabalıkların yakıp yıktığı caddeleri düşünün ya da boğazına kadar toprağa gömülen insanlara taş atanları. Bir kul dahi çıkıp da "yahu durun, biz ne yapıyoruz?" demez. Dese de kimse onu dinlemez. Wilhelm Reich bu yüzden eserinin adını "Dinle" olarak seçmiştir belki de. Bu topraklarda yeşeren en büyük öğretilerden biriydi "dinlemek". Dinlersek vakıf olurduk bilinmeyene, kendimize. İnsanın kendisiyle konuşması, dinlemesi kör kuyuya bağırmaya benzemez mi? Oradan bir cevap gelmesini bekler. Ama kendine ulaşan ses kuyuya neler söylediğidir.
Dinle, Küçük Adam
Dinle, Küçük AdamWilhelm Reich · Cem Yayınevi · 202113bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
552 syf.
·
Puan vermedi
Gabo'dan Cankurtaran Sandalı
Nobel Ödüllü bir yazarla en uzun sohbetimi gerçekleştirdim. Öyle ki, bu yazarın en farklı anılarını birinci ağızdan “dinlemek” oldukça keyifleyici ve sürükleyiciydi. Kolombiya’nın o boğucu havasını boğazımda hissediyordum; Genç Gabo, beni oradan oraya sürükleyip dururken. Anlatmak İçin Yaşamak, yazıyla uğraş içinde olan herkes için büyük bir serüven. Kolombiya’nın iç savaşına ve aile yapılarına, geleneklerine meraklıysanız Marquez doğru yazar.
Anlatmak İçin Yaşamak
Anlatmak İçin YaşamakGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 2021699 okunma
140 syf.
·
Puan vermedi
Sabahattin Ali'nin aziz hatırasına...
Bugün günlerden 2 nisan. Değerli yazar ve şairimiz Sabahattin Ali'nin ölüm yıl dönümü. Kendisini saygıyla anıyor ve sizleri seslendirmiş olduğum "Bir Firar" adlı hikayesiyle baş başa bırakıyorum. Lütfen abone olmayı ve videoyu beğenmeyi unutmayın. Keyifli dinlemeler. Youtube linki: youtu.be/0Lz-85AlUmU Spotify linki: open.spotify.com/episode/5V4MutL...
Değirmen
DeğirmenSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202144,6bin okunma
Reklam
360 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Yol
Kendimi tekrar uzun yollara mahkum etmeye birkaç saat kala bu sene okuyup bitirdiğim Beat Kuşağı'nın Tanrısı 'Yolda' adlı kitabın altını çizdiğim satırlarına rastladım. Yol'u bilen bilir. Yol'un nelere sebep olabileceğini kestiremeyiz. Çoğu insan bu deneyimi aylaklık olarak tanımlar fakat kendine doğru yol almak şu dünyada yapılması gereken en onurlu yürüyüş ve aynı zamanda en zor olanıdır. Farkındalıkla okumanız ve bolca eğlenmeniz dileğiyle.
Yolda
YoldaJack Kerouac · Siren Yayınları · 20161,651 okunma
842 syf.
7/10 puan verdi
Uzak Diyarların Hikayesi
Bundan birkaç yıl önce, arkadaşımla Prag sokaklarını adımlarken tüm bu yazarları ve Avrupa'yı düşündüm. Daha sonra sordum kendime: 'Nede hep Batı'yı anlatan metinlerle ve yazarlara doluydu kitaplığım? Neden hiç merak etmiyordum Doğu'nun mistizmini ve sefilliğin içindeki yaşamları?' Kaldığımız hostele döndükten sonra günün yorgunluğunu atmak için büyük bir bardakta kahve hazırladık kendimize. Ortak alanda otururken, 2 Hindistanlı gezgin girdi içeri. Selam verip akşam yemeklerini hazırlamaya koyuldular. Çok cömert ve konuşkan insanlardı. Laf lafı açtıkça kültürlerden, farklılıklarımızdan ve benzerliklerimizden konuşmaya başladık. Ve tabi ki edebiyat da bunlardan biriydi. İşte o gezginler bana bu kitabı tavsiye etti ve Türkiye'ye döndüğüm günün ertesi, üniversitenin kütüphanesine koştum. Sayfa sayısı sizi korkutmasın. Emin olun çok kolay bir şekilde yol alacaksınız ve Hindistan'ı daha yakından tanıyacaksınız.
Shantaram
ShantaramGregory David Roberts · Artemis Yayınları · 20221,600 okunma
336 syf.
9/10 puan verdi
21. Yüzyıl Sonun Başlangıcı (mı?)
İçinde bulunduğumuz dönemin en önemli tarih profesörlerinden Yuval Noah Harari'nin üçüncü kitabı. İlk kitabı ''Hayvanlardan Tanrılara Sapiens'' den sonra bence okunması gereken kitabı budur. Çünkü dünden yarına doğru kronolojik sırada okunması gereken bir üçleme diye düşünebiliriz. İçinde bulunduğumuz dünyanın ve hızla değişen şartlarını detaylıca inceleyip zihnimizde kalıplaşmış düşünce duvarlarını bir bir yıkmayı başaran bir kitap. Her üç senede bir nesil değişmekte, yeni sayılan her şey eskimekte. Beyin yapımız ve çağımız ''biz babamızdan böyle gördük'' gibi düşünce ve yaşam tarzları için çoktan eskidi ve bu çağda hayatta kalamayacağı çok açık. Hiçbir dünya savaşının olmadığı, büyük buhranın yaşanmadığı, dünyanın diğer ucunda yaşanan olaylardan dahi en kısa sürede haberdar olduğumuz bu çağda en büyük sorunumuz; var olmak. Sessizliğe bile katlanamıyorken, sürekli son seste (trafikte, cafede, arabada) yaşıyorken günlerimizi, külahımızı önümüze koyup nereye doğru sürüklendiğimizi ve bizi nelerin beklediğini aslında o kadar da önemli varlıklar olmadığımızı hatırlatan ve anlatan bir kitap. Okunulmalı!
21. Yüzyıl İçin 21 Ders
21. Yüzyıl İçin 21 DersYuval Noah Harari · Kolektif Kitap · 20187,5bin okunma
80 syf.
7/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
''Beyaz Geceler'' Dostoyevski'nin ikinci kitabı. İlk kitabı ''İnsancıklar'' çok fazla ses getirmiş. Camiada büyük yankı uyandırmıştı zamanında. Fakat 2. kitabı o kadar da beğenilmemişti. Dili sade, olay örgüsü basit ve içine çekmeyen olarak adlandırılmıştı. Yine de okurken keyif aldığım bir kitaptı. Yazar, beğenilmediğini fark edince daha çok çalışarak en ünlü eserlerini yıllar sonra ortaya koydu.
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Akvaryum Yayınları · 201373,9bin okunma
160 syf.
8/10 puan verdi
wannart.com/bir-edebiyat-og... Yusuf Ziya Atılgan hakkında yazdığım yazıya bu linkten ulaşabilirsiniz..
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Yapı Kredi Yayınları · 201759,7bin okunma
Reklam
248 syf.
·
Puan vermedi
wannart.com/yenicagdan-gele... Thomas More'un yazdığı Ütopya adlı Kitap hakkında yazdığım yazıya buradan ulaşabilirsiniz.
Ütopya
ÜtopyaThomas More · Alfa Yayınları · 201420,4bin okunma
375 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
İlk Emir 'Oku'
Duyduğuma göre yazarın ilk kitabıymış. Ne kadar doğru bilemem ancak ilk kitabı olmasına rağmen güzel bir başarı yakalamış. Afganistan’ı çok iyi anlatmış ve ülkemizin o duruma sürüklenişini izler gibiyim. ‘Yobaz’ dediğimiz insanların orada, o dönemde, ne kadar fazla oluşu ve ülkemde de böyle yobazlıkların görülmesi beni korkutuyor. Afganistan’ı
Uçurtma Avcısı
Uçurtma AvcısıKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2021164,3bin okunma
246 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Alışılması Gereken Bir Diyalog
Tanrı’nın genellikle bizle konuşmadığını, konuşsa bile bunu işaretlerle yaptığını düşünüyoruz. Ama inancımız şu ki, O, bize şahdamarımızdan bile daha yakın. Böyle düşünürken Hallacı Mansurları, Ömer Hayyamları kafir belledik. Neden bilmiyorum ama bu kitap bana göremediğimiz şeyleri gösterdi, ya da soramadığımız soruların cevaplarını. Birçok yerde düşüncelerime gerçekten ters düşen fikirler vardı. Ancak kime göre doğru, kime göre yanlış olan düşünceler bunlar? Afrika’nın bir köyünde ya da Avustralya’nın yerlileri olan Aborjinlerin kabilesinde dünyaya gelseydik eğer, neler olurdu, nasıl bir hayatımız olurdu? Eğer biraz farklı düşüncelere, farklı bakış açılarına, bir de O’nun şahdamarınızdan size daha yakın olduğunuzu düşünüyorsanız bu kitabı okumanızı tavsiye ederim. Başlığında da dediği gibi alışılmadık bir diyalog. Cehennem, seni anlamayan insanlara, kendini anlatmaya çalışmaktır!
Tanrı İle Sohbet 1: Alışılmadık Bir Diyalog
Tanrı İle Sohbet 1: Alışılmadık Bir DiyalogNeale Donald Walsch · Ötesi Yayıncılık · 20191,055 okunma
656 syf.
7/10 puan verdi
Beyazıd'ın Hayali
Beyazıt Akman gerçekten bilgili bir yazar ve bu kitap serisine başlamadan önce 5 yıl araştırma yapmış. Doğudaki ve Batıdaki tüm belgeleri, kaynakları bir araya getirip biz okuyuculara güzel bir hikayeyle harmanlayıp sunması ne büyük bir nimet! Endülüs’teki yapılan zulümden kimse bahsetmiyor. Dünyada konuşulmuyor ne sebepleri ne sonuçları. Çünkü arkasında bir Türk Hakanı var. Kurtarıcıları Sultan Beyazıd. Binlerce Yahudi oradan kaçırıp ev sahipliği yapmıştır. Tabii, Yahudiler’de yediği kaba pislememiş, aksine onu güzelleştirip, geliştirmişlerdir. Zulüm görenler için hiçbir şey kolay değildir. Ama Sultan’a saygıları ve çalışkanlığı Osmanlı için bulunmaz bir velinimetti. Bu topraklar zulümden kaçanlar için hep bir sığınak olmuştur. II. Dünya Savaşı’nda Hitlerden kaçan Yahudi biliminsanları yüzlerce çalışmaya imza atmıştır. Ticareti geliştirmiştir. Başka da tarihimizde böyle olaylar yaşanmamıştır ne yazık ki. Kitapta en çok sevdiğim yerler Şehzade Beyazıd’ın akıl hocası Hamdullah ile yaptığı konuşmalardı. Hamdullah gibi akıl hocaları çoğalsaydı keşke o dönemde ve şimdiki dönemde. Böylesine güzel tarihi, böylesine güzel hikayeyle anlatan araştırmacı-yazarımıza teşekkür boynumuzun borcudur. Tarih doğru tutarlı tahminlerde bulunmak için uygun araç değildir. ‘’Geleceği bilmek için değil, ufkumuzu genişletmek, mevcut durumumuzun ne doğal ne de kaçınılmaz olduğunu anlamak ve sonuç olarak önümüzde akla hayale gelmeyecek olasılıklar bulunduğunu anlamak için tarih okuyoruz. ‘’ Berkay Tekin Temmuz 2017
Son Sefarad
Son SefaradBeyazıt Akman · Epsilon Yayınları · 20121,963 okunma
280 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Kafka'nın Kalbi
Franz Kafka öncelikle hastalıklı bir insandı. Bu çok zayıf olmasından ileri gelebilir elbette. Kendi bavulunu taşıyamayan bir adam. Ancak kalbi o kadar büyük ki Milena Jesenska’ya duyduğu aşk engel tanımıyor. Milena evli bir kadın olmasına rağmen ona yazmaktan vazgeçmemiş. Ha bir de aralarındaki yaş farkı da bir problem değildi. Kafka 38, Milena ise 23 yaşındaydı. Kafka günlerini Milena’ya mektup yazarak geçiriyor ve ondan mektup bekleyerek. Milena ise kocasının onu aldatmasını umursamıyor gibiydi. Çocuklara ders vermeye, bir dergi için yazmaya devam ediyordu. 1920’lerin Prag’ında dikkatimi çeken en bir diğer olaysa Yahudilerin sevilmemesi. Halk gerçekten nefret ediyordu yahudilerden. Tıpkı şimdilerde müslümanlardan nefret ettikleri gibi. Kafka, Milena’nın evli olmasına aldırış etmiyordu. Sadece seviyordu onu. Saf bir şekilde. Rüyalarında onu görüyor, hasta yatağından kalkıp mektup yazıyordu. Bu kadar büyük bir aşkı ise kalbi daha fazla kaldıramadı. Milena Jesenska’nın kalemi çok güçlüydü. Öyle ki Kafka kendisi bir yazar olmasına rağmen, Milena’nın yazdıklarını büyük bir açlıkla okuyordu. Kitabın sonunda verilen örneklerse bunun kanıtıydı. Eski zamanlarda mektuplaşmak isterdim. İstediğim kişiye istediğim anda ulaşmak belki de günümüz sorunlarını gün yüzüne çıkarıyordur. Biraz özlem gerek, anlamak gerek..
Milena'ya Mektuplar
Milena'ya MektuplarFranz Kafka · Nilüfer Yayıncılık · 201854,5bin okunma
211 syf.
6/10 puan verdi
Orhan Pamuk’un okuduğum ilk kitabı Kırmızı Saçlı Kadın. Bilmiyorum neden daha önce okumadım bu yazarı. Belki Nobel almasını sağlayan kitapta Türkleri aşağıladığı içindir(Sadece bir duyum). Ama bu yanlış bir düşünce. Herkes benimle aynı fikirde olma zorunluluğu taşımıyor. At gözlüklerimizi çıkarmaya karar verdiysek eğer, herkesi dinlemeliyiz. Her görüşü okumalıyız. Ben hakim değilim. Kimin doğru kimin haklı olduğu kanısına varmak beni ilgilendirmez. Sadece bilmek isterim. Çünkü bilgi, güçtür. Kitaba gelirsek, oldukça akıcı bir dille sade yazılmış. Bir an düşündüm, acaba gerçekten Orhan Pamuk bunları yaşamış mı diye. İyi kurgulanmış ve tarihi olaylarla harmanlanmış bir kitap. İnsanın derinlerine inebilen bir öyküsü var. Kişi analizleri gayet iyi işlenmiş. Orhan Pamuk’a bir gazeteci sormuş:’Neden bir kitap yayınladığınızda bu kadar çok reklam yapıyorsunuz?’ O da şöyle cevap vermiş; Ben tavuk gibiyim bir yumurtlarım on öterim. Ne kadar mantıklı bilemem. Kendisi daha iyi bilir. Ben sadece gözlemciyim.
Kırmızı Saçlı Kadın
Kırmızı Saçlı KadınOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201950,2bin okunma
Reklam
336 syf.
8/10 puan verdi
2018 yılında bitirdiğim ilk kitap. 1998 Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan bu kitap gerçekten sonuna kadar hak ediyor. Gerek konusu gerek dili oldukça sıradışı. Toplumun nasıl değiştiğini, toplumun çekirdeği olan bireyin nasıl değiştiğini(ruhsal ve fiziksel) anlatan harika bir roman. Okurken acaba benim de başıma gelecek mi? Diye sormaktan ve kitabı okumaktan kendinizi alamıyorsunuz.
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022103,6bin okunma
125 syf.
8/10 puan verdi
İnsanın toplumla ve doğayla ilişkisinin çok güzel ele alındığı bu kitap meb 100 temel eser’ e girmeyi başarabilmiştir. Her insan hayal kurar hatta bazen bu hayalleri başka insanlarla da paylaşırlar. Bu yüzden toplumlarda evlilik, iş anlaşmaları vb kavramlar vardır. Ancak hayaller için ne yapıldığına bağlıdır. Kitapta da bahsedildiği üzere gününü gün edip elin boş da kalabilir ya da her gece hayalinin sıcaklığına sarılıp emekleye emekleye ona ulaşmaya çalışırsın. Ancak dikkat edilmelidir ki başkasının hayalini kendi hayalinden öne koyulmaması gereklidir. En iyi planları farelerin ve insanların/ Sıkça ters gider..
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlarJohn Steinbeck · ÜBL Yayıncılık · 2001171,4bin okunma
442 syf.
10/10 puan verdi
Ömrümüzün Romanı 'Huzur'
Çok zor oldu bu kitabı bitirmek benim için. İnsanın göğüs kafesini bir mengene gibi sıkıştıran satırlar oldukça çok. Yalnız isterdim ki, bir sigarayı en arka sayfasında söndürebileyim. Ne denli vurucu bir kitap olduğu anlaşılsın. Lakin yapamam çünkü kütüphaneye ait. Dili o kadar ağır ki. Çoğu kez sözlük kullanmak durumunda kaldım. Çoğu günler, yürürken veya bir şeylerle uğraşırken aklım hep Mümtaz ve Nuran’a gitti. İstanbul’daki o hallerini düşündüm. İstemsizce karamsar bir havaya soktu beni bu kitap. Bittiği için hem sevindim hem de üzüldüm. Tanpınar’ın okuduğum ilk kitabıydı ve oldukça etkilendim. Bir sonraki Tanpınar kitabı muhtemelen ‘Saatleri Ayarlama Enstitüsü’ olacak. Dili kullanımı, hikayeleştirmesi harika. İyiki Türk Edebiyatı’nda böyle güzel isimlere sahibiz. Daha çok okunması, daha çok anlaşılması dileğiyle. Ha bu arada, ‘Ömrümüzün Romanı’ Huzur’u okumadan bugünün Türkiye’sini anlayamazsınız. Bir yanınız hep eksik kalır. Kitapta kendinizi bulmanızı dilerim.
Huzur
HuzurAhmet Hamdi Tanpınar · Yapı Kredi Yayınları · 200216,4bin okunma
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu kısa alıntıları okurken bile sandalyenizde kıpırdanacaksınız. Çünkü toplumumuzun %90’ ı tarafından kabul edilen teorilerin hepsi çürütülmüşe benziyor. Evrimin gerçekte ne olduğunu, neye yaradığını, işleyişini anlatan okunulması gereken bir kitap. DNA’mız hala bizi savanda yaşıyor zannediyor ve kendimizi gerçekten keşfetmeden yol alamayız.Hepimiz Sistem’in Çarkları arasında sıkışıp kalmış bir avuç insanız. En tepedeki insandan tutun da en aşağıdaki adama kadar herkes sistemin kölesidir. Evet, arada tabi ki fark var; şımarık seçkinler biraz daha az maruz kalıyor Sistem’e. Bir hapishaneden kaçtığımızda aslında daha büyük bir hapishanenin içinde koşuyoruz. En azından ülkemizde bu kitaba benzer çalışmalar artık yapılabilmelidir. Boş konuları bırakıp günü değil, geleceğimizi kurtarmalıyız. Bu kitap size tüm cevapsız sorularınızın cevabı olacaktır. Yine de, yeterli olmazsa, ikinci kitabını da okuyabilirsiniz.
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Hayvanlardan Tanrılara: SapiensYuval Noah Harari · Kolektif Kitap · 201936,4bin okunma
280 syf.
8/10 puan verdi
nesin
Mehmet Nusret Nesin.. Gerçek adı bu. Aramızda öğrenmeyen kalmasın. Aziz Nesin’e birçok isim taktılar; komünist, vatan haini, dinsiz, sevgili, koca, baba… Ama bence en çok hak ettiği ve öyle de yaşadığı yazarlıktı.. Kitapları şimdi sayısını hatırlayamadığım birçok dile çevrilmiş. Ve ne yalan söyleyeyim, Aziz Nesin tarafından yazılan bir kitabı ilk defa okuyorum. Meğer ne büyük bir eksiklikmiş! Keşke daha önceleri tanışsaydık onunla. Tanıyordum fakat dışarıdan söylenenler hakkında biliyordum sadece. Büyük bir insanın adını duymakla, onu tanımak aynı şeyler değildir. Tanımadığımızda bir yanımız eksik ve karşı duruştadır hep. Tanımlayamadığımızdan korkar, bir kalıba sokamadığımızda hırçınlaşırız. Doğal bunlar. Ama Aziz Nesin’i bir kalıba koyamazsınız. Kendisi bile soyadı kanunu çıktığında ‘’NESİN’’ soyadını almış. Güzel bir hikayesi vardır. Araştırıp, okumanızı tavsiye ederim.
İnsanlar Konuşa Konuşa
İnsanlar Konuşa KonuşaAziz Nesin · Nesin Yayınları · 201277 okunma
336 syf.
8/10 puan verdi
Reha Bey bu kitabıyla hem özel yaşamın hem de iş yaşamının inceliklerini anlatmış. Gözümüzden kaçırdıklarımız, görmek istemediklerimiz ya da görüp harekete geçmediğimiz ne kadar olay varsa bu kitapta ve çözümü de yine bu sayfalarda. Okurken, sandalyenizde kıpırdanmanıza sebep olacak çünkü toplumun dayattığı hatta bizim bile birilerine dayattığımız kuralları(!) görüyorsunuz. Okumanın önemini hala kavrayamanlar varsa bu kitap size yardımcı olacaktır. İşini geliştirmediğin sürece gerilersin ve her sene yeni bir iş edinip onları birleştirmelisin. İlerleme ancak böyle kaydedilir. Yenilmek yoktur bu hayatta.Tecrübe kazanmak vardır. ‘’ Herkes planımı görebilir ancak kimse amacımı göremez.’’ Sun Tzu
Beyin Nasıl Özgürleşir
Beyin Nasıl ÖzgürleşirAbdullah Reha Nazlı · Kamer Yayınları · 201795 okunma
Reklam
152 syf.
8/10 puan verdi
HASHTAG: EĞİTİM
Bizler hiçbir şeyin farkında değiliz. Dünya çok farklı olaylar peşinde koşarken biz hashtag bile kullanamıyoruz. Sosyal medya artık bir dedikodu mekanı. Telefonlarımızın camlarının arkasındaki dijital dünyaya her yere baktığımızdan daha çok bakıyoruz. Çok önemli işler peşindeymişiz gibi her ortamda, her koşulda bakmadan duramıyoruz. Ailemizle vakit geçiriyor zannederken sadece yanlarında oturup onların da kendi ekranlarına bakmasını seyrediyoruz.’Nasılsın?’ sorusunu bile duymuyoruz çoğu zaman. Sanırım Japonya’daydı, yürürken telefonuyla ilgilenenler için özel kaldırım yapmışlar. O kadar kaptırmışız ki kendimizi o ekranlara, kim olduğumuzu bile unutmuşuz. Bir araya geldiğimizde konuşacak 2 kelime bulamıyoruz. Telefonun şarjı bittiğinde ‘şarjım bitti’ diyoruz. Artık onun bedenimizin bir duyusu olduğunu kabul ediyoruz. Sosyal mecralar, doğru amaçlar için kullanıldığında gerçekten çok faydalı bilgiler içeriyor. Ama bizim bu alanlardan çıkardığımız tek şey kim ne yapıyor, nasıl giyiniyor, kiminle yaşıyor. Reha Bey’in bu kitapta değindiği konu çok güzel. Başarılarının devamını can-ı gönülden dilerim. Dış dünyanın pencerelerine bakmak yerine iç dünyamızın pencerelerini görmek dileğiyle.. ‘’İnsanların büyük kısmı yaşamıyorlar, sadece varlar’’ Oscar Wilde
Bilgi Çağını Anlayamadık
Bilgi Çağını AnlayamadıkAbdullah Reha Nazlı · Gece Kitaplığı · 201516 okunma
337 syf.
·
Puan vermedi
Deliliğe Övgü (mü?)
Aslında hepimizin psikolojik sorunları, travmaları var. Derinlere doğru bıçağı batırırsak eğer, zehir kendini gösterecektir. Gündelik yaşantılarımızda hep iyiyizdir. Hâl hatır sorularına hep olumlu yanıtlar veririz. Ancak çoğumuz iyi değilizdir ve en azından bir problemimiz, silip atamadığımız duygularımız, bağımlılıklarımız vardır. İşte bu kitap bize bunu gösteriyor. Psikiyatristlerin deli doktoru olmadığını, öyle olsa bile hepimizin potansiyel bir deli olduğumuzun kanıtıdır. Yazarın daha doğrusu Garry Small’un verdiği örneklerden eminim sizin çevrenizde de vardır. Kim bilir hatta belki de yakından tanıyorsunuzdur.
Bir Psikiyatristin Gizli Defteri
Bir Psikiyatristin Gizli DefteriGary Small · Doğan Kitap · 202130,2bin okunma
266 syf.
8/10 puan verdi
Kendini Ütopyasını Yaratan Bir Distopya
Kitap tam anlamıyla, bana göre, bir distopya. Tüm değerlerinizin elinizden alındığı, aile kavramının olmadığını sadece bir saniyeliğine düşünün. Sizi doğuran, besleyen ve büyüten tek bir kişi bile yok. Deney tüpünde yetiştirmişler sizi. Hal böyle olunca da bir bağınız olmuyor kimseyle. Aşkın nasıl bir şey olduğunu asla bilemeyeceksiniz. Tabii acısını da. Gerçi gülü seven dikenine katlanır derler. Kitabın içeriğindeki yegane güzel şey soma hapları galiba. 100 gramı bile sizi mutluluktan havaya uçuran haplar ve hiçbir yan etkisi de yok. Geri kalan her şey tam bir facia! Okuyunca ne demek istediğimi anlayacaksınızdır.
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160,1bin okunma
302 syf.
9/10 puan verdi
Ahmakça Bir Hayat mı Sürüyoruz?
Yazar böyle bir hayatı seçerek çok doğru bir karar vermiştir. Toplumdan kendini tamamen soyutlamamış, aksine her gün en yakınındaki kasabaya yürüyerek gidip gelmiştir. Dünyadan bağlarını koparmamak çalışmalarına katkı sağlamıştır. Walden Gölü kenarına kendi yaptığı evinde çevreyle ilgili, hayvanlarla ilgili ve gölle ilgili birçok çalışmaya imzasını atmıştır. Eleştirdiği hayat biçimi bizim sahip olduğumuz hayat biçimine ne kadar da çok benziyor! Ve en kötü tarafı da yazar eleştirisinde haklı. Bizler dünyada bir yer edinmek için kendi içimizden yiyoruz. Yaşamak için çalışmaktansa, çalışmak için yaşıyoruz. Ayrıca ‘çalışmak’ kelimesini de çok yanlış anlamışız. Üretmeden, yenilik getirmeden, dünün bir ötesine kendimizi, işimizi taşımadan gidip geliyoruz. Mesailere kalıyoruz ve zannediyoruz ki kölelik kalktı. Yazar, Walden Gölü etrafında hem kendi meyve ve sebzesini yetiştirmiş hem de bilimsel çalışmalar yapmıştır. İşte, çalışmak budur! Eğer daha derinden araştıracak olursanız yazarın 1800’lü yıllarda yaşadığını bulacaksınız. O yıllarda hayat şartları daha zor iken, sanayi devrimi en büyük savaşlara henüz sebep olmamış masum bir bebekken, böylesi bir karara varmış olması günümüzden çok çok ileri bir kafaya sahip olduğunu gösterir. Yazarın da dediği gibi, Ahmakça bir hayat yaşadığımızı er ya da geç öğreneceğiz.
Doğal Yaşam ve Başkaldırı
Doğal Yaşam ve BaşkaldırıHenry David Thoreau · Kaknüs Yayınları · 20071,594 okunma