Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emre Özkan

Emre Özkan
@BabHanne
Kızım Hanne bana Bab der...
Gardiyan
Felsefe
Lefkoşa
KKTC
23 okur puanı
Kasım 2021 tarihinde katıldı
198 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Yobaz, İnsanın Ötekisi
Yobaz, İnsanın ÖtekisiEngin Toprak
6.6/10 · 8 okunma
Reklam
Biz, milliyet fikirlerini uygulamada çok gecikmiş ve çok ilgisizlik göstermiş bir milletiz. Bunun zararlarını fazla çalışma ile gidermeye çalışmalıyız. Bilirsiniz ki, milliyet kuramını, milliyet ülküsünü çözüp dağıtmaya çalışan kuramların dünya üzerinde uygulanma yeteneği bulunamamıştır. Çünkü tarih, olaylar, hâdiseler ve gözlemler insanlar ve milletler arasında, hep milliyetin egemen olduğunu göstermiştir ve milliyet ilkesi aleyhindeki büyük ölçüde gerçek denemelere rağmen yine milliyet duygusunun öldürülemediği ve yine kuvvetle yaşadığı görülmektedir. 1923 (Atatürk’ün S.D.II, 142-43)

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kabulümsün
Şehir meydanlarına, caddelere, evlere, tekkeye gir, sevginin, hoş görünün evine, orada çek çileni. Ne olursan ol, en büyük günahkar, en umutsuz kalp, en iflah olmaz kindar, kabulümsün. Döne döne düşer içindeki korkular, en büyük cesareti bulursun kavuşmak için Hakka, ve bu aşk köreltecektir içine biriken düşman çamuru, emin ol sevgidir bu
Ben, dinsel tasarımların uygarlığın öbür kazanımları gibi doğanın ezici güçlerine karşı kendini savunma gereksiniminden kaynaklandığını göstermeye çalıştım.
Reklam
Yaşamı seçmedik, ona maruz kaldık. Şaşkınız. Dücane Cündioğlu
Haikular, keşfedilebilecek herhangi bir gizli anlam ifade etmemektedirler. Yorumlanabilecek herhangi bir metafor yoktur. Haiku çok açık ve nettir. Doğası gereği açıktır. Öncesinde "aydınlatmanıza" da gerek yoktur. Tek bir rüzgar esintisi, su kuşlarının, daha beyaz görünmesini sağlar. (Buson) Haiku kendi "anlamını" tam anlamıyla ortaya koyar. Zaten saklayacak bir şeyi yoktur. İçe dönük ve içsel değildir. İçinde herhangi bir "anlam derinliği" içkin değildir. İşte bu "anlam derinliği"nin yokluğu, haikunun asıl derinliğini oluşturur. Ruhsal içselliğin yokluğuyla bağıntı kurar. Haikunun parıldayan açıklığı ve engellenmemiş genişliği, içselliği boşaltılmışlık, kalpsizlik, içsel olmayan ve (hiç) kimsesizliğe toplanmaya dayanır. (Zen Budizm Felsefesi. Byung Chul Han. s.68)
Haikular ya da Zen şiirleri de "ruhun" bir ifadesi değildir. Aksine, daha çok (hiç) kimsenin görüşleri olarak yorumlanabilirler. Onlarda bir içsellik ortaya konulmaz... (Zen Budizm Felsefesi. Byung-Chul Han. s.65)
Tanrı olmasaydı, kalp müziksiz kalırdı. Tanrı çalmadığı (istemediği) sürece, dünya ses çıkarmaz...
Her şey Tanrı'yla doludur, o her şeyi duyar.
Ksenophanes (MÖ 560-478) "BİR'i öğreten kişilerin ilkidir." Ksenophanes ve Elea Okulu kendi öykülerinde her şeyin BİR olduğunu anlatır. Tanrı'nın BİR ve bedensiz olduğunu öğreten Ksenophanes şöyle der: "Tanrı BİRdir, tanrıların* ve insanların arasında en büyük olandır, ne beden yapısı ne de düşüncesiyle benzer ölümlülere." (*Not: İsimler, sıfatlar. Esma-i hüsna...) "Her şey Tanrı'yla doludur, o her şeyi duyar." "Bütün olarak görür, bütün olarak aklını kullanır ve bütün olarak duyar." "Ancak hiç çaba harcamadan zihnindeki akılla titretir her şeyi." "Her zaman kalır aynı yerde, hareket etmez asla, uymaz ona bir oraya bir buraya gitmek." Ksenophanes'in Tanrı'yı akılla birlikte bütünün kendisi olarak düşündüğü bilinir. "Bütünüyle görür ve bütünüyle duyar ama nefes alıp vermez, o her şeyiyle akıl ve düşüncedir, ebedidir." O'nun doğ(u)rulmamış ve ebedi olduğu: Var olanın ya benzer ya da benzer olmayandan gelmesi gerektiği olgusundan hareketle O'nun doğ(u)rulmamış olduğunu gösterdi. Bununla birlikte benzer olanın benzer olandan etkilenemeyeceğini de söylemiştir; zira benzer olanın doğurması benzer olandan doğmuş olmasından daha doğru değilmiş. O benzer olmayandan gelseymiş, bu durumda olmayandan gelmiş olması gerekirmiş. O'nun doğurulmamış ve ebedi olduğunu bu şekilde göstermiştir.
123 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.