İçerisine 18 Öykü sığdırılmış, neredeyse öykülerin tamamında kendimi bulduğum, beni saran bir çırpıda okuduğum bir eser oldu. Öyle ki eşiğe gelip kaldım da, deli karakterleri ile konuştum ve neye benzediklerini konu dağılmadan öğrendim de, fötr şapkayı takıp dolaştım da, çim adam büyütüp bagajda ses yapan sehpaya sinirlendim de, kaybolan delileri arayıp tarlada ağaç kesip arazide mantar topladım da, karabasan da bastı, cenazemiz de oldu, Hasan'ı da mimledik Vahap Dede'ye çok kızdık ama sonunda salonu mutfağa kattırdık :))
Bana mı öyle geldi bilmiyorum ama çoğu öykünün sonu tam sonlanmamış ve okurun hayal gücüne bırakılmış. Bu benim ekstra hoşuma gitti...
Okuru sıkmadan okurla kucaklaşan bu güzel öykü kitabını okunmanızı gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum.
Kaleminize sağlık