Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bergen

Gözlemlenemez etkileşimlerin sonucu olan gözlemlenebilir eylemlerimize özgür iradenin bir seçimi diyoruz!
Reklam
Her şeye karşın, bilimin -bundan sonra hep yapacağı gibi- ilk kez "Kral çıplak!..." dediği o büyük rönesans sahnesi bir kez açıldıktan sonra bir daha kapanmamıştır.
"Ben tarihi açıdan Kuzey Afrika halkının yarısının berberi yarısının ise Arap olduğunu keşfettim. Bunların hiçbirisi Arap mı berberimi olduklarını düşünmüyorlardı. daha sonra Araştırdım ve berberi olanların çoğunun milliyetçi duygular taşıdığını, Arap olanların çoğunun ise dini duygular taşıdığını gördüm. Bundan dolayı ikinci grup arasında onları dini üslerinden uzaklaştırmak için Çağdaş aydınlanmanın bilimsel meselerini gündeme getirmek gerekir. birinci grup arasında ise şu an İslami Birlik içinde birbiriyle iç içe oldukları ikinci gruptan ayırmak için dini yaymak gerekir. Ama hangi yolla? milliyetçiliği gündeme getirmek yoluyla."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bu savaş ne ile neyin savaşıdır? İlim ile cehaletin din adına yaptığı savaştır!
Her iktidarın sonlu ve her zulmün ölümlü olduğu hakikati...
Reklam
Mesele çok açık evrensel bir kanun var bu kanunu Rum suresi ortaya koyuyor. Bu kanun, tarihsel bir determinizim olayıdır. Bu güçler, bu işgalciler, milletlerin kaderine hükmeden bu caniler ve dünya devlerinin yaptığı bu sömürü bizzat o devlerin ölümünü ve sonunu getirir. Sömürgeci güç, kendini yok oluşunu kendi kucağında besler. Bugün sömürgeci gücün nasıl da güçlenip saldırganlaştıkça içten içe ölüme, yok oluşa ve düşüşe yaklaştığını ve nasıl bir rezillikle sahip olduğu şeyleri bırakıp kaçtığını görmekteyiz.
Çünkü siz toplumumuzun mevcut durumunu ve genel Zihni yapısını yansıtan birer aynasınız; Zamanın ihtiyacını hareketini ve gereğini hissetmektesiniz ve hem geçmişte olup biten hem de halen cereyan eden olayların sebep ve kökenini belirlemektesiniz.
Yeter ki yaşasın, yaşasın, yaşasın! Nasıl olursa olsun yeter ki yaşasın! Ne kadar doğru! Tanrım, ne kadar doğru! Alçak insan! Ona alçak diyen de alçak," diye ekledi bir dakika sonra.
Sayfa 200Kitabı okudu
Bana bütün söylediklerine rağmen, o eski türküyü çığırmadan edemiyorum, kişisel mutluluktan dem vuruyorum gene. Evet, lanet olası bir özlem duyuyorum mutluluğa ve kendi payıma düşen gündelik tayını koparabilmek için bir eşek inadıyla direneceğim.
"Doğrusu burada eşit dağılmış bir "Cahiliye" söz konusu değil. Doğu Batı'yı, Batı'nın Doğu'yu tanıdığından biraz daha iyi biliyor.
Reklam
"giriş kapısında niye polis var?" diye sordu. "Onlar uzun yıllardır üniversiteleri üniversitelilerden koruyorlar."
Galiba "piyasa" denen şeyin ne kadar iğrenç ve zararlı olduğu en çok porno filmlerde somutlaşıyordu.
Gerçek şudur ki, kuzeyciğim, nasıl ki insan geçmişte hep kendi mimarı olmuşsa, gelecekte de kendisini yaratmasını bilecektir.
Sayfa 126 - Yordam KitapKitabı okudu
Çünkü bir ülkede demokrasinin düzeyini ölçmenin en şaşmaz yollarından biri, o ülkede kadınların durumuna bakmaktır.
Sayfa 111 - Yordam KitapKitabı okudu
Bizi şartladıkları düşünce; Bir şey ya beyazdır ya da karadır, ya güzeldir ya da çirkin. Oysa, gerçeklikte saf varlık yoktur. Saf nesneler ancak labaratuvarlarda uğraşarak üretilir. Yani saflık yapaydır. Gerçek dünyada nesneler "ya şu ya da bu" değil, "hem şu hem de bu"dur.
Sayfa 25 - Yordam KitapKitabı okudu
148 öğeden 106 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.