Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bergen

Bu, Adem'in ikinci kez isyanıydı. Bu kez 'yasak meyve' bilimdi. 'Şeytan 'Burjvazi, 'yılan'sa para! (belki ilkinde de durum aynıydı.)
Sayfa 38
Reklam
"Sen yalnızca biraz müzik istiyorsun benden, ama şu ana dek sandığımdan çok daha fazla şeyler varmış içimde, daha yeni yeni anlayabildiğim pek çok başka şey de paylaşabilirim seninle."
...dayanılmaz gibi geliyor...günler...alışıyor sonra...düşlerde bile çıkılmıyor dışarı.
Sayfa 103Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Belki sonuna dek gitmekten korkuyorlardır; sonunu görmekten.
Reklam
Yüksek sesle konuşulanlar, tartışılanlar hep bilinen şeyler olduğuna göre ülkenin yönetimini asıl etkileyen, düzenleyen şeyler bu fısıltılarda gizliydi anlaşılan.
Bir gün günbatımında deniz kıyısındaki kumlara uzandık birlikte. Serin, yumuşak su, dalgalar ayaklarımıza kadar geliyordu. Gök karşımızda kızıllaşmıştı, güneş batıyordu. Altımızdaki kum sıcaktı. Orada uzun bir süre birbirimizi kucaklayarak gidip geldik. Sonra da aşkın sarhoşluğuyla kalkıp yumuşak, ıslak kumlarda yürüdük. Biraz dolaştıktan sonra döndük ve seviştiğimiz yere geldik. Ama ortada bir şey kalmamıştı. Oraya hiç gelmemişiz, saatlerce sevişmemişiz gibiydi. Ne sevişmeden, ne de gezintiden bir iz olsun kalmamıştı. Her şey kaybolmuştu. Kum temiz ve dümdüzdü. Oraya yüzyıllardır kimse uğramamıştı sanki. Hafif rüzgar ve yükselen dalgalar her şeyi yok etmiş, ortadan kaldırmışlardı. Hayat da buydu işte; ıslak, sıcak, sonsuz bir kumdaki bir sevişme gibi… sonradan rüzgar ve dalgaların gelip izlerini ortadan kaldırdıkları bir sevişme…
Uğuldayan ve hep uğuldayan bir orman kadar üşüyorum şimdi yanlış rüzgârlar esiyor dallarımda yanlış ve zehirli çiçekler açıyor Kanımda kocaman gözleriyle bir çığlık Su ve ses kadar beklediğim ne kaldı geride, bilmiyorum
Onu düşünmekten kendimi alamıyorum, şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum. Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. Acı, insanın birlikte ölmesi gereken şeydi. Kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi.
Sayfa 170
Sermayenin yönetimi altında ücretli işçi, 'kendisini ispat etmez inkar eder, hoşnutluk değil mutsuzluk duyar.' Manevi ve bedensel niteliklerini geliştirmez, ruhunu ve vücudunu mahveder.
Reklam
Bir astronot bir kara deliğin içine düşerse kara deliğin kütlesi artacak, ancak en sonunda bu fazladan kütleye denk bir enerji evrene ışınım biçiminde dönecektir. Bu yüzden astronot bir anlamda “geri dönüşüme” uğrayacaktır. Bir çeşit ölümsüzlük evet, ama oldukça üzüntü verici, çünkü kara deliğin içerisinde parçalarına ayrıldığında astronot için kişisel bir zaman kavramı neredeyse tam bir kesinlikle sona erecektir!
Sayfa 145
'Hitler savaş alanında yenilmiş olabilir, ama sonunda kazandığı bir şey oldu," der M. Halter, "çünkü yirminci yüzyılın insanı toplama kampını yarattı, işkenceyi yeniden canlandırdı ve başkalarının felaketlerine gözlerini yummanın  mümkün olabileceğini öbür insanlara öğretti." Belki de haklıdır; terkedilmiş çocuklar var, kıyıma uğrayan siviller, suçsuz yere hapse atılanlar, yalnız kalmış yaşlılar, sokaklarda sarhoşlar, iktidarda deliler. Öte yandan hiç de haklı olamyabilir, çünkü ışığın savaşçıları da var. Ve ışığın savaşçıları, kabul edilmez olanı asla kabul etmezler.
Sayfa 90 - Can yayınlarıKitabı okudu
Geri19
148 öğeden 136 ile 148 arasındakiler gösteriliyor.