Sonunda bitti! Bu zamana dek okuduğum en zor kitaplardandı. Onca detay, bir sürü yer ve kişi isimleri, hepsinden daha acayibiyse Kafka'nın o nezih sözlerine Milena'nın nasıl cevap verdiğini bilemeden kör gibi el yordamıyla sadece Kafka'nın dediklerinden bir şeyleri çıkarmaya çalışıyorken yaşanan zihin emcüklemeleri. Şükür bitti diyip hakkında sakın okumayın diye olumsuz bir şeyler yazacaktım ki, mevzuunun sonradan daha netleşmesi, yukarıda bahsettiğim onca bulanıklığın anlamını yitirip, Kafka gibi bir devin sahiden de yaşadığı onca şeye inanamayarak, büyük bir ruhun bu dünyadan onca imkana rağmen gencecik yaşında göçüp gidişine canlı şahitlik etmek; son anlarına kadar edebiyatın sanatın içinden kendini almaması, can kaygısına filan düşmeden halen bir şeyler yazmanın ve okumanın gayretinde olması, öte yandan bir şeyler yazmak için kalem tutarken bile güçsüzlük çektiğini görmek; sevdiğiniz bir insanın gözünüzün önünde eriyip gitmesini izlercesine bir çaresizlik hali yaşamanıza sebebiyet verebilir. Hele o son mektubundaki, ne yazsam boş, mektuplar sana olan hislerimi bilmem ne caddesinin (Milena'nın yaşadığı Viyana'daki cadde) bilmem kaç numaralı evine ulaştırı mı derken filmin kopması.