İnsanla ilgili ne varsa hepsi gözümüzün gördüğü kadardır ama bir o kadar da derindir. Yani aşk acısı her zaman aşk acısıdır belki ama her bir insandaki hikayesi başka başkadır.
Kalbin eğri ve doğru olması, dilin eğri ve doğru olmasına bağlıdır.
Bu sebeple kâinatın Peygamberi buyurur ki :
"Kalb müstakim olmadan, iman müstakim olmaz. Ve dil müstakim olmadan kalb müstakim olmaz."
Bu itibarla dilin âfetlerinden kaçınmak dinin mühim işlerindendir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurmuşlardır ki:
“Ümmetimin üzerine yakında öyle bir zaman gelecek ki onlar âlimlerden ve fakîhlerden kaçacaklar. Bundan dolayı Allâhü Teâlâ onları üç belâya mübtelâ kılacaktır.
Birincisi, Allâhü Teâlâ kazançlarından bereketi kaldırır.
İkincisi, Allâhü Teâlâ onların üzerine zalim bir sultanı musallat kılar.
Üçüncüsü, dünyadan imansız olarak gitmelerinden (son nefeste imanlarını kaybetmelerinden) korkulur.”
Bayezîd-i Bestâmi Hazretleri, bir müridine şöyle tavsiye buyurmuşlardır:
“Sen, hep Allah dostlarının kalbine gir, kalbinde olmaya çalış. Cenâb-ı Hak onların kalplerine nazar ettiğinde seni de orada görür. Böylece Hazreti Allah’ın rızasını kazanmış olursun.”