İnsan doğasını duyguların gücünden soyutlayarak anlamaya çalışmak, üzücü bir dar görüşlülüktür. Homo Sapiens, yani Düşünen Tür adı bile, duyguların hayatımızdaki yeri hakkında bilimin bize sunduğu yeni görüş ve vizyona göre yanıltıcıdır. Hepimizin kendi deneyimlerinden bildiği üzere, kararlarımızı ve hareketlerimizi şekillendirirken hislerimiz çoğu zaman düşüncelerimize baskın çıkar. Salt zekâya, yani IQ’nun ölçtüğü şeye verdiğimiz değer ve önemde çok aşırıya gitmişiz. Duygular bize hâkim olduğu sürece, zekâ –iyi ya da kötü– hiçbir yere varamaz.
Ölsem bile yeniden dogmak için ölürüm
Topragın en verimli katmanıarına düşer yüregim. Kanım, özsuyun dallara yürüyüşüyle bir olup akar lnsanlanna, çiçeklerine, kuşlanna bu dünyanın Sonsuza dek söyleyecek bir şeyler bulurum.
Yaşamın ufuk çizgisindeyim
Ölümle dirimin birleştigi
Bir kör noktada ...
Uzun ve bir o kadar da acı
Bir ömrün önsözünü bitirdim
Aklımdan yüregime köprüler çatarak
Yıllar boyunca.