Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Lethe Unutmanehri

Kişisel sınırları aşmanın acısı, ruhsal büyüme acısıdır.
Sayfa 219Kitabı okudu
Reklam
Yaşamda özgürleşen kişi (jivan mukta), arzusuz, merhametli ve bilge, “kalbi yogayla yoğunlaşmış, her şeyi eşit bakışla izleyen kişi, içinde tüm canlıları bulur ve tüm canlılarda da kendini bulur. Yaşamını nasıl yönlendirirse yönlendirsin, o kişi Tanrı’da yaşar.”
Sayfa 190Kitabı okudu
Barış her şeyin kalbidir, çünkü Avalokiteşvara-Kvvannon, yüce Bodhisatva, Sınırsız Sevgi (ayrım gözetmeden) her duyarlı varlığı kapsar, gözetir ve içinde yaşar. Bir böceğin nazik kanatlarının mükemmelliğinin zamanla bozulmasını gözetir - onların hem mükemmelliği hem de bozulması odur. Kendine işkence eden, yanlış yola yönelmiş, kendi hafif deliliğinin ağına dolaşmış, hayal kırıklığına uğramış, ama içinde keşfedilmemiş, tamamen yararlanılmamış kurtuluş gizine sahip olan insanın sürekli acı çekmesi: bunu da gözetir ve bu odur. insanın tepesinde melekler; aşağısında demonlar ve mutsuz ölüler: bunların hepsi mücevher ellerinin ışınlarıyla Bodhissatva’ya çekilir ve onlar o, o da onlardır. Sınırlı, engellenmiş bilinç merkezleri katman katman varoluşun her düzleminde (yalnız Samanyolu’yla sınırlı mevcut evrende değil, ama ötede, uzayın sınırlarına doğru), galaksiler ötesindeki galaksiyi, dünyalar ötesindeki dünyayı, hiçliğin zamandışı havuzundan oluşan, yaşama çıkan ve bir baloncuk gibi orada kaybolan: yeniden, yeniden: sayısız yaşam: hepsi acı çeken: her biri kendi gergin, sıkı halkasıyla bağlanmış, öldürme ve nefret etme ve zaferin ötesindeki banşı arzulama: bütün bunlar, özü Boşluğun özü olan Her Şeyi Gözeten’in geçici, fakat tükenmez uzun dünya düşünün çocukları, deli figürleridir: “Acımayla Aşağı Bakan Tanrı.”
Sayfa 183Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yeryüzündeki insan soyu kuşkucudur, Aynı zamanda kolay öfkelenir bilirsin.
Sayfa 128 - Panama Yayıncılık, 7-300Kitabı okudu
Sıradan insan belirli sınırlar içinde kalarak tatmin olmakla yetinmeyip bundan gurur da duyar ve yaygın inançlar, keşfedilmemiş olana atılan ilk adımdan ürkmesi için ona her türlü nedeni verir.
Reklam
Ve nerede bir nefret bulacağımızı düşünürsek orada bir tanrı bulacağız; nerede bir başkasını öldürmeyi düşünsek orada kendimizi öldüreceğiz; nerede dışa doğru yol almayı umsak orada kendi varlığımızın merkezine geleceğiz; nerede yalnız olduğumuzu sansak orada bütün dünyayla birlikte olacağız.
Bütün erdemlerimizin içinden yıkım çıkar. Barış bir tuzaktır öyleyse; savaş bir tuzaktır; değişim tuzaktır; kalıcılık tuzaktır. Ölümün zaferi için günümüz geldiğinde, ölüm yaklaşır; çarmıha gerilmekten ve dirilmekten başka yapabileceğimiz bir şey yoktur; tamamen parçalanış, sonra yeniden doğuş.
En büyük ruhlar en büyük erdemlere olduğu kadar en büyük kötülüklere yatkındır; ancak çok yavaş yürüyenler her zaman doğru yolu izliyorlarsa koşanlardan ve doğru yoldan uzaklaşanlardan daha çok ilerleyebilirler.
...doğanın bizi dönüştürmek istediği öteki, aynı zamanda biziz, ama yine de ona tümüyle ulaşamayız. İnsan, biri ölümlü, diğeri ölümsüz olduğu bir Dioskuros çiftidir, bu ikisi hep bir aradadırlar ama asla bir bütün olmazlar. Dönüşüm süreçlerinin amacı bu ikisini birbirine yaklaştırmaktır, fakat bilinç buna karşı direnir, çünkü öteki yabancı ve tekinsiz gelir, çünkü kendi evimizin tek efendisi olmadığımız fikrine bir türlü alışamıyoruzdur. Daima yalnızca Ben olmayı tercih ederiz. Oysa içimizdeki dost ya da düşmanla karşı karşıya gelmişizdir ve onun dost mu düşman mı olduğu bize bağlıdır.
Geri13
54 öğeden 46 ile 54 arasındakiler gösteriliyor.