Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Lethe Unutmanehri

Aşinalık yalnızca sorgulayıcılığın ve eleştirinin değil, aynı zamanda yenilik arayışının ve değiştirme cesaretinin de en amansız düşmanıdır.
Reklam
Gündüz her şey görünür, elle dokunulur durumda, ama gece de dün kadar uzun ve biz, gecede yaşıyoruz. Gece gördükleri bir düş insanların gününü berbat eder sık sık. Günün yaşamı da, birçok kimse için, öylesine kötü bir düş ki, ruh uyandığında, geceyi özlüyor.
Çevremize anıt gibi bir dünya diktik ve eşsiz bir enerjiyle köle gibi çalıştık uğruna.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
...aşk, tutkusu ile, tehlikesi ile. Aşk, ruhumuzdaki, varlığından hiç kuşkulanmadığımız öyle güçleri seferber eder ki, bunlara hazırlıklı olsak iyi ederiz.
...Bu, Diyonizos çılgınlığı anıdır, hiçbir şeyden kuşkulanmayan ruhta, tarifi olanaksız ürpertilere neden olan «sarışın hayvan»ın allak bullak edici tezahürüdür. Bu onu kahramana ya da yarı tanrı, insanüstü bir varlığa dönüştürmektedir. «İyi ve kötü»nün fersah fersah ötesinde duyacaktı kendini ister istemez.
Reklam
Bunun ne demek olduğunun, içgüdüye «evet» demenin ne demek olduğunun farkına varan var mı acaba? Nietzsche’nin arzusu buydu, buydu öğretmek istediği, bu arzusunda da alabildiğine ciddiydi. Ender rastlanan bir tutku ile, bütün yaşamını, üstüninsan fikrine adamıştı, yani içgüdüye boyun eğerek kendini aşan insan fikrine.
İnsanda, aşırı kaçan hayvansallık, uygar kişiyi hasta eder, aşırı uygarlıksa, hasta hayvanlar yetiştirir.
İnsanlar, yapılarının gölge-yanını görebilecek şekilde eğitilmiş olaydılar, hemcinslerini daha iyi anlayıp sevmeleri mümkün olurdu belki. Biraz daha az ikiyüzlülük, kişinin kendisini biraz daha iyi tanıması, komşumuz için iyi olurdu; çünkü, kendimize uyguladığımız haksızlık ve şiddeti başkalarına aktarmaya hepimiz hazırızdır.
Kültürün gelişmesi, bildiğimiz gibi, insanın içindeki hayvanın derece derece boyunduruk altına alınmasıyla olur. Özgürlüğe susamış yanımız başkaldırmadan gerçekleştirilemeyecek bir ehlileştirme sürecidir bu. İnsanların üstünden zaman zaman, kültürlerinin sınırları içinde uzun süre hapsolmuş bir çılgınlık dalgası geçer. Antikite çağı, bunu Doğudan gelen Dionysos cümbüşlerinde yaşamıştı; klasik kültürün temel ve karakteristik bir unsuru durumuna gelmişti bu yaşantı.
Çağdaş toplum, mutluluk, bireysellik ve kişisel menfaat üzerinde bu kadar durduğu halde, insana hayatının amacının mutluluk değil, görevini yerine getirmek ya da başarı kazanmak olduğunu öğretmiştir. Para, saygınlık ve güç kazanma isteği, hem insanı bir şeyler yapmaya götüren bir kuvvet -bir itici-güç- hem de insan hayatının amacı olmuştur. İnsan, yaptığı işlerin kişisel menfaatine uygun olduğu yanılgısı ile hareket ettiği halde, gerçek benliğinin menfaatleri dışında her ne varsa ona hizmet etmekten başka bir şey yapmış değildir. Kendi hayatı ve yaşama sanatı dışında, her şey onun için önemlidir. Varlığı kendisi için değil, kendisinin dışında kalan her şey içindir.
Reklam
Değişen bir şey yok sonuçta Yüz binlerce maskarasıyla Koca bir budaladan farklı değil dünya!
Biliyorum ki, kullaşmış insanlar zincirlerinin getirdiği huzura şükranlarını sunuyorlar ve perişan hallerini barış hali olarak algılıyorlar. Miserrimam servitutem pacem appellant. (En perişan köleliğe huzur diyorlar.)
Bir parça toprağı himayesine almış, “Bu benim” diyebilen ve ona inanacak kadar saf insanlar bulmuş ilk insan, medeni toplumun gerçek kurucusudur.
Tüm ahlaklılıklarına rağmen, doğa insanlara mantıklarına destek olması için şefkat duygusu bağışlamasaydı, insanlar canavarlardan daha iyi asla olamazlardı.
Derin düşünce doğallığa zıt bir insan halidir ve düşünen bir insan, yozlaşmış bir hayvandır.
54 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.