Yetişkinlerin savaştığı, bombalar attığı, birbirini kesip doğradığı, acımasızlığın kol gezdiği bir dünyada gençlerin yurtsever, dine bağlı, uslu, terbiyeli olmaları söz konusu değildir.
Burada ellerimi kavuşturmuş çevreme bakınıyorum, bekliyorum; sanki iyi günler bundan sonra başlayacakmış, telaş etmeye gerek yokmuş gibi davranıyorum. İşte bu noktada uçurum duygusunu, boşa harcanmış zamanın pişmanlığını, boşluk ve gururun anlamını kavrıyorum.
Baba olduğumda Tanrı'yı anladım, her şeyi o yarattığı için her yerdedir. Mösyö, benim de kızlarımla ilişkilerim böyle. Sadece ben kızlarımı Tanrı'nın dünyayı sevdiğinden daha fazla seviyorum, çünkü dünya Tanrı kadar güzel değil ve ben de kızlarım kadar güzel değilim.