İlayda

Tek başına olmaktan, önemli şeyler yapmaktan bahsetmek başka bir şeydir, önüne fırsat çıktığında hemen değerlendirmeye bakmak başka bir şey. Okuduğu hikayelerdeki kahramanlar hiç düşünmeden maceralara atılırlardı, ama gerçek hayat - gerçek dünya tehlikeli bir yerdi. İnsanlar sürekli hatırlatıyorlardı bunu Winnie’ye. Yanında onu koruyacak biri olmadan başaramazdı. Bunu da sürekli hatırlatıyorlardı. Tam olarak neyi başaramayacağını kimse söylemiyordu. Ama sormasına gerek yoktu. Kendi hayal gücü onu yeterince korkutuyordu zaten.
Reklam
Oyuncak Asker Kaçağı!..
“Oğlan çocuklarını bebekliklerinden başlayarak oyuncak silahlarla oynatmaya teşvik etmek ve bunu da doğalarındaki saldırganlıkla açıklamak ciddi ve uzun bir siyasi yatırımın parçasıdır: Çünkü daha küçükken silahları sevdirdiğiniz oğulları, büyüyünce ganimet, petrol, güç, iktidar ve para için ama vatan, millet, din veya namus adıyla savaşa yollamak çok daha kolaylaşmaktadır. Daima hayran oldukları bütün çocukları, her çeşitinden oyuncaklarıyla oynadıkları, varsa avcı baba veya dayılarından gördükleri ama aslını bireysel olarak elde etmenin zor olduğunu (olması gereken) silahları ellerine tutuşturup, rüyalarını bir anlamda gerçekleştirdikten sonra onları öldürmeye yollamak bir hipnozdur ve tarih boyunca daima işe yaramıştır.”
Sayfa 73 - Buket Uzuner’den alıntıKitabı okudu
Biz Bovling Oyuncuları...
İkinci Dünya Savaşı öncesinde,çocukları da görürüz bovling salonlarında; ama onlar, oynamak yerinde kukaların yanında durmaktaydılar. Görevleri devrilen kukaları dizmekti. 1946 yılında, otomatik dizme makinesi yapılana kadar kukalar, “pinboy” adlı çocuklar tarafından hazırlanırdı yeni bir atışa. Çocuklar, dizdikleri kukaların üstünde bulunan sıraya oturduklarında, ayaklarının altından geçiyordu atılan toplar... Her şey savaş günlerinde olduğu gibiydi yani... Büyükler kazanma hırsıyla atış yaparken, küçük ayakların altında devriliyordu yaşam... Ve çocuklara her seferinde, yıkılanları yapmak, yaşamı yeniden ayağa kaldırmak düşüyordu!

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İşte böyle sevgili Wilhelm, dünyada en çok çocukları kendime yakın buluyorum. Onları seyrederken, en ufak şeyde bile, gün gelip de çok ihtiyaç duyacakları tüm erdemlerin, tüm güçlerin mayasını görünce, inatçılıklarında gelecekteki tutarlılığı ve karakter sağlamlığına, yaramazlıklarında dünyanın tehlikelerine teğet geçen mizah ve umursamazlığa bakınca, her şey öylesine bozulmamış, öylesine bütünlük içinde ki! O zaman hep ama hep insanların kılavuzunun şu altın sözünü yineliyorum: “Onla
Buradaki insanların nasıl olduğunu soracak olursan, şunu söyleyebilirim: Her yerdeki gibi! İnsan aslında karmaşık bir varlık değil. Çoğunluğu zamanın büyük bir bölümünü yaşamak için kullanıyor, geriye kalanı ide, özgür oldukları küçük zaman diliminden öyle korkuyor ki, ondan kurtulmanın her türlü yolunu deniyor. İşte insanın değişmez yazgısı!
Reklam
Geri17
111 öğeden 106 ile 111 arasındakiler gösteriliyor.