Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Büşş

Büşş
@Crysania
Ne mutlu Türk'üm diyene!
41 kütüphaneci puanı
358 okur puanı
Mart 2021 tarihinde katıldı
258 syf.
·
Puan vermedi
Yıllar yıllar önce belki 10 belki 11 yaşımdayken Türkçe öğretmenimin elime Beyaz Diş’i vermesiyle başladı hikaye. Tıpki Beyaz Diş’in hikayesinin 2 adamın kurtların saldırısına uğramasıyla başlaması gibi. O zamanlar çocuk olduğum için hikayeye çok yüzeysel bakmıştım, belki okuduğum ilk romanlardan biri olmasından ötürüdür. Yine o zamanları
Beyaz Diş
Beyaz DişJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202076,8bin okunma
Reklam
159 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Her yaşantının bir de karşı tarafı vardır. Eğer tek bir kişinin bakış açısına maruz kalmışsak onun düşüncelerinde hapsoluruz. Hatta bununla büyümüşsek belki de ömrümüz koca bir yanlışın içinde tükenir gider. Bir tarafta babalığını yaşayamamış bir adam, bir tarafta çok zor bir çocukluk yaşamış ve büyürken acıma duygusunu geride bırakmış bir kız
Acımak
AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 202139,6bin okunma
355 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Ne güzel şey genç olmak..
Ben de birçok kişi gibi kitaba dair hiçbir fikrim olmadan, kapak tasarımını beğenerek seriyi satın almış bulundum. Eğer çok yoğunsanız, işinizde olsun, öğrenim hayatınızda ve hayatınızın diğer bölümlerinde yorgun hissediyorsanız ve sizi düşüncelere daldıracak ağır kitaplara da biraz mola vermek istiyorsanız, istikamet; Geekerella. Kül kedisi modern zamana ancak bu kadar güzel uyarlanabilirdi diye düşünüyorum. Okurken çok zevk aldım. Yazarın film-dizi skalasına da hayran kaldım diyebilirim. Kitap boyunca birçok film ve diziye atıfta bulunulmuş. Dili de oldukça sade, yormadan bir çırpıda bitirilebilecek bir kitap. Ben de bıraktığı etkiye gelirsek; lise dönemlerime dönüş yaptım. O zamanlar ben de forumlarda yazardım ve beni bugünden aldı eskiye götürdü. Kitabın genelini yüzümde bir gülümsemeyle ve sırıtışla okudum ve nasıl biteceğini inanılmaz merak ettim. Tek eleştireceğim şey kitap buluşma esnasına kadar çok yüksek nabızda ilerlerken birbirlerini bulma anından itibaren çok hızlandı ve duyguları yakalayamadım. Biraz daha yavaş ve tereddütle ilerleyen bir kavuşma beklerdim. Bunun dışında birbirlerine bu kadar aşık olan ikilinin mesajlaşmalarını daha çok görmek isterdim. Yine de güzel olduğunu düşünüyorum. Arada bir yorulunca mola vermek ve genç olduğunu hissetmek lazım. Herkesin bir geeki vardır ve sen bir şeyi seviyorsan o asla boşa geçen zaman değildir.
Geekerella
GeekerellaAshley Poston · Yabancı Yayınları · 20201,680 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
308 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Kalemine hayran olduğum Atsız’a bu eseriyle bir kez daha hayran oldum. Yazım diline, üslubuna diyecek yok, su gibi akarak teklemeden ve eski Türkçeye ait çok fazla kelime içerse de sanki günümüz Türkçesiyle yazılmış gibi çok akıcı bir şekilde okunuyor. Kitap; bundan binlerce yıl önce evli olduğu halde başka bir kıza aşık olan Burkay’ın; karısını
Ruh Adam
Ruh AdamHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 202127bin okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Her şey oldu insanoğlu, insan olmak hariç.
Paranın Tanrılaştırıldığı, maddiyata haddinden fazla değer biçilen şu günlerde okumanızı kesinlikle tavsiye ettiğim bir kitap oldu Göğü Delen Adam. İnsanın teknolojiyi, bilimi ilerletirken bir yandan nasıl kendini dünyanın hakimi gördüğü, Tanrıcılık oynadığını gözler önüne seriyor. Halbuki az şey bilmek insanı ne kadar tasasız yapar değil mi? Tek derdi karnı tok yatmak, gece güvenli bir yerde uyumak olan biriyle bizim dertlerimiz bir mi? Dertlerimizi oluşturan bile yaşadığımız çağdan ibaret. Her şey ilerlerken zaman ya da teknoloji, eğitim, bilim yerinde durmazken dertlerimiz de kat be kat artar. Toplumun bize dayadıkları artar, sorumluluklarımız artar. Gün gelir göğü bile deleriz, göğü delen insanlar oluruz. Peki ya sıkılmadık mı? Hele ki böyle dertleri olmayan bir insanı okurken ve onun bizim hayatımıza bakış açısına ışık tutarken ne kadar sıkıldığımızı daha çok anlayacağız. Cebimizdeki para kadar değil de dalımızdaki elma kadar, bahçemizdeki domates kadar yaşasaydık bu hayatı eminim çok daha kolay olurdu her şey. Zaman para oldu, eğitim para oldu, kitap para oldu, sağlık para oldu, deniz manzarası hatta gökyüzü manzarası bile para oldu. Fikirler bile para eder oldu. Her şey gelişti bu hayatta, insanoğlu her şeyin sırrını çözdü lakin unuttuğu bir şeyler vardı: insan olmak, insanca yaşamak...
Göğü Delen Adam
Göğü Delen AdamErich Scheurmann · Ayrıntı Yayınları · 202014bin okunma
Reklam
112 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
"Santiago Nasar, onu öldürecekleri gün, piskoposun geleceği gemiyi karşılamak sabah saat 05.30'da kalkmıştı." diye başlar hikayemiz. Aslında nasıl biteceğini zaten bildiğimiz bir olayın geçmişine yolculuk yapıyoruz. Namus cinayetine tepki çeken bu hikayede namus konusunun toplumda yarattığı algıyı kitap boyunca buram buram hissediyoruz. Ölecek bir adam kalabalıklar içinde yol alırken ve herkes bunu bildiği halde suskun kalırken toplumun ne denli acımasız olabileceği gözlerimizin önüne seriliyor. Santiago Nasar'ın daha ilk sayfada gördüğü rüyayla kitabın gidişatı çizilmiştir. "Rüyasında kendini koca koca incir ağaçlarından bir ormanın içinden geçerken görmüştü, incecik bir yağmur çiseliyordu, bir an için mutluluk duymuş; ama uyandığında üstü başı kuş pislikleri içindeymiş duygusuna kapılmıştı." Koca incir ağaçlarını topluma benzettim ve o gün Santiago Nasar o kalabalıkların içindeydi. İncecik yağan yağmuru ise Santioga'ya gerçekleri iletmeye çalışan insanlar gibi düşündüm, hiçbiri ona gerçeği açıklayacak kadar etkili olamadı. Sonunda Santiago'nun üstü pislendi ve toplum sözde bir namus kirliliğinden temizlendi. Toplumun "derin yaraları" olarak gördüğüm bazı kalıplaşmış yargılar vardır; benim için bu da onlardan biridir. Her insan kendi fikirleriyle özeldir ve bir toplum iki insanı asla işlemek istemediği bir cinayete sürüklemiştir. Toplum suçludur, toplum acımasızdır. Toplum cehaletin yegane simgesidir. Bu kitap da o cehalete ışık tutan çarpıcı bir kalemin eseridir.
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202178,1bin okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Hepsinin içinde farklı dert taşıdığı ve zaman ilerledikçe bu dertlerin içinde boğulduğu karakterlerle dolu bir tiyatro eseridir Martı. Olaylar Treplev'in etrafında dönse de her karakterin olay örgüsünü şekillendirecek bir etkisi mevcuttur. Karakterlerin hemen hepsini ya yaşadığı sıkıntıyı dile getirmesiyle ya da hayalleriyle tanıyoruz.
Martı
MartıAnton Çehov · İndigo Kitap Yayınları · 201920,4bin okunma
512 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Dune serisinin 4. kitabıyla birlikte tepetaklak olduk desek yerinde bir ifade olur diye düşünüyorum. Aradan geçen 3000 yılın ardından Dune artık eski Dune olmamakla birlikte ne Fremenler eski Fremenlerdir, ne Atreidesler eski Atreideslerdir. Her şey Leto’dur. Leto yeni Dune’un bir uzantısıdır, Tanrı kılıklı bir Altın Yol yolcusudur. Dune Çocukları’nın yoğun olaylarının ardından bir anda yavaşlıyoruz. Leto’nun 3000 yıllık yaşantısının belki de bizim hayatımızda 1 güne tekabül edecek bir süresine tanıklık ediyoruz. Kitap boyunca Leto’nun ve etrafındaki insanların diyaloglarını ve düşüncelerini okuyoruz. Hiçbir karakterin ardında sır perdesi yok hepsi ne düşünüyorsa tarafsız bir gözle bunu görebiliyoruz. Şimdiye kadar okuduklarım arasında en beğenmediğim kitap bu oldu diyebilirim. Dune Mesihi’nde Paul’un iç dünyasını okumaktan ne kadar zevk aldıysam Dune Tanrı İmparatoru’nda Leto’nun için dünyasını okumaktan bir o kadar nefret ettim diyebilirim. 3000 yıllık iktidarda Dune’un değişimini, Balıklarla Konuşanlar’ın nasıl başladığını, çölün nasıl değiştirildiğini; Ixlerin, Tleilaxların, Bene Gesseritlerin, Loncanın nasıl dize getirildiğini daha ayrıntılı okumak isterdim. Özellikle sonlara doğru iyice saçmaladı. Kendimizi bir pembe dizideki aşk üçgeninin içinde bulduk. Dune serisine yakıştı mı bu? Ne okuyorum ben artık bitsin diye söylendim kitabı okurken. Dune serisi resmen dibe vurmuş, bu kitabı hiç okumamış sayıp yenisine geçeceğim, böyle düşündüğüm ve düşündürttüğün için üzgünüm Frank Herbert…
Dune Tanrı İmparatoru
Dune Tanrı İmparatoruFrank Herbert · İthaki Yayınları · 20212,874 okunma
56 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Jack London'un karlar içindeki hikâyesine garip ve anlaşılmaz bir başlangıç yapıyoruz fakat ilk 15-20 sayfayı atlatınca gerisi su gibi akıyor. Sevdiği kadının uğruna hiç çıkmadığı dünyasından bambaşka dünyalara adım atan Naass'in hikayesini okuyoruz. Kitapta kabileler arası kan davasına dikkat çekilmiş ve bunla alakalı oldukça güzel kısımlara değinilmiş. Atalarımızın kavgasını neden biz devam ettiriyoruz? Naass'ın bunu bitirme çabası aslında hikayenin başlangıcı oldu diyebiliriz. Bir amaç uğruna Naass ordan oraya savrulurken acaba sonunda ne çıkacak diye oldukça merak ettim. Karşı tarafın neler hissettiğini, geçen yıllar boyunca nasıl bir değişime uğradığını kendimce tahmin etmeye çalıştım. Çok da yanıldığımı söyleyemem fakat bu hikayeyi tahmin edilebilirlikten çok hem oldukça çarpıcı bir sona hem de bu hayat koşuşturmacasında ilerlediğimiz bu yolda doğru yönde miyiz diye sorgulamamıza sebep olacak kadar sağlam bir kurguya bağlamış. Bu bir hikaye mi yoksa henüz kaybolmamış yıllarımıza, inandığımız doğrulara bir gönderme mi? Herkesin bir yolu vardır, bu yol ya Naass'a çıkar ya da Unga'ya..
Bir Kuzey Macerası
Bir Kuzey MacerasıJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202119,7bin okunma
552 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Ağır ağır ilerledigimiz bu serüvende Dune Çocukları ile nihayet gaza basıyoruz. İlk iki kitaba göre çok daha sürükleyici ve adrenalin dolu olan Dune Çocukları'na tek kelime ile bayıldım. Asla bir karaktere bağlı kalamıyoruz, kalmaya kalkarsak da Frank Herbert onu elimizden acımasızca alıyor ya da o karakterin karanlık yanını çırılçıplak bir
Dune Çocukları
Dune ÇocuklarıFrank Herbert · İthaki Yayınları · 20214,163 okunma
Reklam
296 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Tanrı olmak zordur, Tanrı oldugunun farkına varmak ise iç çöküşün başlangıcıdır. Gittiği yoldan çok emin olan Paul'un, yolun getirdiklerinin farkına vardığı bir bölüm okuyoruz. Yavaş yavaş Tanrı olmanın verdiği ağırlığı hissediyor ve kaçış yolları arıyor. İlk kitapta çokça eksikliğini hissettiğim Paul'un iç dünyası bu kitapta tamamiyle okuyucu önüne serilmiş ve kitap boyunca da bunu okuyoruz. Paul'u tanımak, Muad'Dib'e Paul'un gözünden bakmak bence hikayenin temelini oluşturan en gerekli bölümlerden biriydi. İlk kitaba göre daha sakin olan ve okurken kadere yürüdüğümüz bu kitapta Tanrı olmanın bile bir sınırı olduğunu ve hayatın kör noktaları olduğunu görüyoruz. "Ve sonunda 'Ay' düştü." Tanrılar bile noksan olabilir, peki noksan bir Tanrı'yı müritleri kabul eder mi? Peki Tanrı, Tanrı olmayı istemiş miydi? Ya da Tanrı olmayı istemişken gerçekten gelmek istediği nokta bu muydu? Paul'un insanı yönlerine fazlaca rastladığımız bu kitap aşırı duygu yoğunlukluydu, sanki bir aktara girmişiz de bütün kokuların farkına varmaya çalışıyormuşuz gibi buram buram hissettiriyordu kendini. Liderler de insandır, işte bu insanı anlamaya çalışıyoruz hep beraber. İlk kitaba göre ikinci kitabı çok daha fazla beğendim, kat kat daha etkileyici olduğunu düşünüyorum. Çıktığım bu serüvende yol beni nereye götürecek çok merak ediyorum, tabi bu seriyi bu zamana kadar keşfedememiş olmanın üzüntüsü bir var bir yanda...
Dune Mesihi
Dune MesihiFrank Herbert · İthaki Yayınları · 20216,3bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Çoktandır merak ettiğim bu eseri sonunda okuma fırsatı buldum. Çok fazla Arapça kelime bulunduran bu eser, kelimelere aşina olmayanları okurken yorabilir. Fakat benim gibi az çok bilginiz varsa ya da cümleden anlam çıkarma konusunda iyiyseniz akıcı bir şekilde okuyacağınızı düşünüyorum çünkü kitap oldukça sade yazılmış ve hızlı ilerliyor. Ben
Yaprak Dökümü
Yaprak DökümüReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 201628,6bin okunma
78 syf.
6/10 puan verdi
·
5 günde okudu
"Kendi Kendine Yaşam Koçluğu", kişiye aslında bilmediği çok fazla şey söylemeyen, kişisel gelişim kitapları okuyanların okuyup da tekrara düşmemesi gerektiğini düşündüğüm bir kitaptır. Bu konuda hiçbir fikri olmayan, gerçekten nereden başlaması gerektiğini bilmeyenler için de temel seviyede yol gösterici nitelikler bulundurmaktadır. Her kitap kişiye az çok bir şeyler katar, ben bu kitaptan verim alamadığımı düşünüyorum. Yine de sayfa sayısı az olduğu için kayıp olarak görmedim. Yine de herkes kendi yorumunu katmalı ve olumsuz eleştirilerden etkilenerek kitabı okumaktan vazgeçmemeli diye düşünüyorum.
Kendi Kendine Yaşam Koçluğu
Kendi Kendine Yaşam KoçluğuÖnder Ergin · Dorlion Yayınevi · 201913 okunma
104 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Ahlak nedir? Ya da ahlaklı olmak? Ahlaklı olan bir insanın davranışlarının sonucunda “iyiyi bulmak” mıdır önemli olan yoksa “iyi niyetlerle yapılması” mı? Kitap tam olarak bu ikilemin üzerinde dönüyor. Albert Camus’un okuduğum 3. kitabı ve yine karşımızda kadınlara karşı duygu beslemeyen ve sadece cinsellik üzerine ilişki kuran bir karakterimiz
Düşüş
DüşüşAlbert Camus · Can Yayınları · 201915,3bin okunma
272 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Ayrı iki hikâyeden oluşan bu kitabın ilk hikayesi olan Okyanus Kokusu’nu oldukça beğendim. Nesime’nin kaçışıyla birlikte gelişen olaylar beni oldukça heyecanlandırdı ve bir dizi izliyormuşum havası uyandırdı. Hikâyeyi merak içinde okudum. Oldukça sürükleyici olmakla birlikte, sade ve anlaşılır bir dille yazılmış. Küçük bir kızın, bir yabancının teknesine gizlice binmesiyle başlayan hikayemiz, 3 kişinin okyanus yolculuğuyla devam ediyor. Oldukça tatlı ve bence tam da okyanus kokan bir hikayeydi. Beni rahatsız eden bir detayı paylaşmak isterim. Tekneye kaçan kızımız Nesime çocuk denecek yaştadır, buna rağmen yazar çok gereksiz detaylara girerek Nesime’nin bazen teknede çıplak dolaştığını belirtmiştir. Bunun yanı sıra ilerleyen kısımlarda yönetmenin Nesime’yi kızına benzetip ilgi duymasından yer yer bahsedilmiştir. Bir insan nasıl, bir çocuğu hem kızına benzetip hem de ilgi duyabilir? Yine de bunun olay örgüsünde cezasız bırakılmadığını düşünüyorum. İkinci kısımdaki hikâyenin öncekiyle hiçbir alakası olmayıp aslında tek başına koca bir kitap olabilecekken çok az bir sayfaya sığdırılmış olması beni biraz üzdü. Bu yüzden ne etkiledi ne de iyi ki okudum dedirtti. Okyanus Kokusu’nu oldukça beğendiğim için kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.
Okyanus Kokusu ve Angoli Mala
Okyanus Kokusu ve Angoli MalaJean-Marie Gustave Le Clezio · Can Yayınları · 200846 okunma
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.