Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Devlet Erdemir

Devlet Erdemir
@Dvlt
Biraz aklın varsa delir, Kent sensiz de çalkalanır.
Alain'e göre "bilge" kişi sadece "bilen" kişi değil, "mutlu olmasını bilen" kişidir.
Reklam
Görme hissi mesafeyi muhafaza ederken dokunma hissi bunu iptal eder. Mesafe olmadan gizem olmaz. Gizemin bozulması her şeyi eğlenilebilir ve tüketilebilir kılar. Dokunma hissi ötekinin negatifliğine zarar verir. Dokunduğu şeyi sekülerleştirir. Görme hissinin aksine, dokunma şaşırtmaya muktedir değildir. İşte bu yüzden pürüzsüz dokunmatik ekran gizemin bozulmasının ve tüm tüketimin mekanıdır. Neyi beğendiysen onu ortaya çıkarır.
"Ne kadar sık fikir değiştiriyorsun, Manolo!" "Hayır, Pepe, yok öyle bir şey." "Öyle Manolo. Önce monarşi yanlısıydın. Sonra falanjist oldun. Ardından demokrat.Kısa bir süre öncesine kadar sosyalistlerleydin ve şimdi de sağcısın. Hâlâ hiç fikir değiştirmediğini mi söylüyorsun ?" " Evet, Pepe. Ben hep aynı şeyi düşündüm: Bu kasabanın belediye başkanı olmayı."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Damak ve midelerimiz hakkında ne kadar muhafazakârsak, kulak ve dimağlarımız hususunda o kadar liberaliz anlamına mı geliyor bu?
Ruh sağlığı konusunda insanın her şeyden önce dengeye ya da psikolojideki deyişle “homeostasis”e, yani, gerilimsiz bir duruma ihtiyaç duyduğunu varsaymanın, tehlikeli bir sonuçlandırma olduğunu düşünüyorum. İnsanın gerçekte ihtiyaç duyduğu şey, gerilimsiz bir durum değil, daha çok, uğruna çaba göstermeye değer bir hedef, özgürce seçilen bir amaç için uğraşmak ve mücadele etmektir.
Reklam
Bütün bunlardan, bu dünyada iki insan ırkı olduğunu, ama sadece iki ırk olduğunu -soylu insan “ırkı” ve soysuz insan “ırkı” öğrenebiliriz
“Wie viel ist aufzuleiden!” (Bitirilecek ne kadar çok acı var!)
insanın, dışsal güçlerle kı­sıtlı varoluşuna yönelik tutumunda da bir amaç vardır. Yaratıcı yaşam da eğlence (haz) yaşamı da ona yasaktır. Ama anlamlı olan sadece yaratıcılık ya da zevk değildir. Eğer yaşamda gerçekten bir anlam varsa, acıda da bir anlam olmalıdır. Acı da yaşamın kader ve ölüm kadar silinmez bir parçasıdır. Acı ve ölüm olmaksı­zın, insan yaşamı tamamlanmış olmaz.
Şimdi bize, insanı kabaca her şeye alışabilen bir varlık olarak tanımlayan Dostoyevski’nin sözlerinin doğru olup olmadığı sorulacak olursa, cevabımız, “Evet, insan her şeye alışabilir, ama nasıl olduğunu bize sormayın,” olacaktır
“Yaşamak için bir neden’ i olan kişi, hemen her nasıl'a dayanabilir.”
Reklam
“insan özgürlüklerinin sonuncusu”dur, yani “kişinin belli bir durum karşısında kendi tavrını belirleme yetisi”