Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ebru Alp

Yüzyıllardır gördüklerini,dinlediklerini,öğrendiklerini yorumlamaya alışmamıştı insanlar,bu nereden geliyor diye merak etmemişlerdir.Onları tedirgin etmeden,onlara yeni olan karşısındaki ilkel korkuyu hissettirmeden düşünmeye alıştırmak gerekiyordu.
Reklam
Her hazanda birbirinden üzerine dökülen ağaç yaprakları gibi insanlar da birbiri ardına toprağa yatarak yok oluyor.Bu değişmez,umumi bir kanun...Niçin endişe etmeli?şu dünyada edilen başka ne var ?Hayat yalan...ölüm hakikat...
" Bu kütüphanenin adı Gece Yarısı Kütüphanesi çünkü burada sunulan hayatların hepsi şimdide başlar.Ve Şimdi gece yarısı. Şimdi başlıyor. Bütün gelecekler.Burada olan şey bu.Kitabının temsil ettiği şey bu.Yaşamış olabileceğin diğer bütün şimdiki anlar ve ardından gelen gelecekler."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Yaşamla ölüm arasında bir kütüphane var,"dedi."Bu kütüphanedeki raflar sonsuza kadar gider.Her kitap yaşamış olabileceğin başka bir hayatı yaşama şansını sunar sana.Farklı seçimler yapmış olsan, şu an nasıl bir hayatın olacağını görürsün...Pişmanlıklarını telafi etme şansın olsaydı,bazı konularda farklı davranır mıydın?"
Sevda yalnız dudaklarda doğup yaşadıkça bir saadet olur...Onun dudaktan kalbe zehir gibi işlemesine meydan vermemeli...Ben çiçeklere "toprağın sevdası "derim Kınalı Yapıncak...Onlar da toprağın dudağında birer buse olarak açılıp sönüyorlar...Hangisi toprağın kalbine gitmeyi düşünüyor?
Sayfa 142Kitabı okudu
Reklam
"İnsan doğası,"diye sürdürdüm konuşmamı,"sınırlı:Sevinç,üzüntü,acıya belli bir dereceye kadar katlanabiliyor ve bunun üstüne çıkınca mahvoluyor.Burada sorun birinin zayıf ya da güçlü olması değil, ister psikolojik,ister fiziksel olsun,duyduğu üzüntünün miktarına tahammül edebilmesi ya da edememesi."
Tartışmayı kesmeye hazırdım;ben çok içten duygularla konuşurken,başkasının konuya anlamsız beylik sözlerle yaklaşması kadar beni çileden çıkaran bir şey yoktur.