Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Dünyalıktan hatırına hiç bir şey gelmeden iki rekât namaz kılan kimsenin geçmiş günâhları bağışlanır." Şâyet böyle bir namaz kılmak mümkün olmasa Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) böyle bir şey buyurmazdı. Ancak böyle bir hal her kalpte değil, ilâhî sevgi ile dolan kalplerde mümkündür. O, aklına mağlup olmuş gibidir. Zîra biz, eziyet gördüğü bir düşmanın husûmeti ile dolu olan bir kalp sahibini görürüz ki, iki rekât değil, birçok rekâtlar kılacak zaman geçer de bu zaman içinde hatırına başka bir şey geçirmeden tamâmen hasmı ile mücâdeleyi düşünür. Bunun gibi Allah sevgisi ile dolu, muhabbet deryasına dalmış gönüller, hatırına başka bir şey gelmeyecek şekilde içinden sevgilisi ile sohbete dalar, hattâ başkası bir şey söylese de onu duymaz olur. Hattâ önünden bir adam geçse onu da görmez olur.
1-Buhârî ile Müslim'in Ebû Hureyre'den rivâyetlerinde Rasûl-i Ekrem (s.a.v.):
"Ümmetim, hatırına gelen şeylerden, onları konuşmadıkça veyâ mûcibiyle amel etmedikçe mesûl değildir." buyurmuştur.
2-Yine Buhârî ile Müslim'in rivâyetlerinde Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Allahu Teâlâ muhâfız meleklere der ki: Kulum bir günâh yapmaya hemm(müşkül iş) ettiği zaman, bu hemminden dolayı ona bir şey yazmayın. Şâyet o günâhı işlerse, ona bir kötülük yazın. Kulum bir iyiliği hemmettiği zaman, hemen ona bir sevap yazın. Şâyet hemmettiği iyiliği yaparsa, onu on misli ile yazın."
Elhamdülillah bu kitabınıda bitirmek nasip oldu üstadın. Biraz zorlu ve değişik bulsamda artık üslubuna alıştım. Aradaki o kurşunlu cümleler gönlümüzü delip geçiyor elbet. Bu vesileyle bu mübârek vakitler hürmetine Mevla c.c. Üstada rahmetiyle muamele etsin inşallah.