Savaşın tüm çıplaklığını gözler önüne seren bu kitap, o kadar çarpıcı ve canlı bir dille işlenmişki 70 sayfa boyunca savaşın içindeymişsiniz gibi hissettiriyor.
Japonya ve Rusya savaşını konu aldığı bilinsede zaman ve yer betimlemesi öznel değil. Ayrıca ana karakterlerin isimleri belirtilmiyor. Fikrimce vahşetin dilinin her yerde aynı olmasından kaynaklı. Bütün savaşlarda buna benzer olayların az çok yaşanılmış olması oldukça olağan ve bu durum insanı ayrıca derinden yaralıyor.
Savaş esnasında yaşanılan psikolojik tahribat öyle güzel işlenmişki cinnet, ölüm korkusu , uykusuzluk , çaresizlik , açlık , intihar gibi bir çok duyguyu karakterler üzerinden okumuyor adeta yaşıyorsunuz.
Savaş sonrasında kardeşin ağzından anlatıma dökülen ikinci bölüm ise savaşın cephelerde sınırlı kalmayıp , geride kalanların yaşadıgı psikolojik sıkıntılarada kusursuz bir betimlemeyle şahit oluyorsunuz.