Ne seni unutabiliyorum , ne senden kalanları...Başımın içinde bir kanser tümörü gibi büyüyor büyüyorsun. Seni unutamamanın verdiği acılara dayanamıyorum artık. Unutamamanın bu kadar kahredici, çıldırtıcı olduğunu bilmezdim. Her yerde, her zaman benimle birliktesin, işin kötüsü her şey seni hatırlatıyor. Kalabalıkta gelişigüzel söylenmiş bir söz bile yetiyor seni düşünmeme.
Her şeye rağmen neşelenmem lazım.
Hülyamda da işitmiş olsam o fısıltıyı ve hülyamda da görmüş olsam o yüzü şen şakrak kahkahalarımı semaya salmalıyım.
Konuşuyor, diyor ki:
- Düşümde bir şiir gördüm.
Sendin. Saçların lavanta kokuyordu.
Sendin. Odamın duvarına tırmanmıştın.
Duvarımı siliyordun. Ordaydın. Sendin. Bu kadarı yeterdi bana. Gece baskınları, kâbuslar, reddedilmem umrumda olmazdı artık.
Kendimi sokaklara vurabilirdim.
Kendi küçük insanlarımın arasına karışıp onların arasında onu arayabilirdim.
Yürüyüp geçtim gecelerin üstünden, bütün çatışmaları arkamda bırakarak...
Bir tek o gülümseyişi aklımda tutup ona sımsıkı sarılarak...