Bir patırtı, bir ayaklanma çıktığı anda topraklarını kaybedecek olan büyük mal sahipleri, tarih okuma olanağına sahipler, okuyup esas gerçeği oradan öğrenecek gözlere de sahipler : Mal birkaç kişinin elinde birikti mi, koparılıp alınır. Bir de onun gölgesinde duran ikinci gerçek: Halkın çoğu aç ve çıplaksa, ihtiyaç duydukları şeyi zorla alırlar. Sonra bir de, tarihin her sayfasında avaz avaz haykıran bir gerçek: Baskı ancak baskı altındakilerin güçlenmesine ve birleşmesine yarar.
'Her zaman, her gün, hep aynı şeyi öğreniyorum.Başın dertteyse, canın yanmışsa, bir şeye ihtiyacın varsa... fakir insanlara git. Sana ancak onlar yardım eder... yalnız onlar.'
Tarihin en eski milletlerinden biri, ateşten geçerek, kan içinde, bir daha uyumamak, benliğini unutmamak, kandırılmamak, sömürülmemek, ezilmemek, ölmemek üzere çığlık çığlığa diriliyordu.
Düşüncelere ne kadar dikkat etsen azdır ,kimileri ustalıklı bir ikiyüzlülükle masum ayaklarına yatar ve sonra da ne kadar kötü olduklarını gösterirler ,ama iş işten geçmiş olur.