Tanrı sen ne kadar güzelsin
bir hiç olarak
ormansın belki bilmiyorum
belki ormanda bir ağaçsın şuncacık
bir pazartesi günüsün
insanları dupduru edemeyen
bütün karayollarında ve demiryollarında
gider gelirim bütün dünyada
ama biliyorum Kırşehir'de mezarsın
bir kilisesin Kapadokya'da
sözgelimi yumurtada zarsın
ustasın sabahları yapmada
en katı yoklukları koyarak insanın içine
akşamüstlerinde biraz gaddarsın
sular ve zamanlar kararırken
ne yapalım
bari bağışlayalım birbirimizi
bir gün bir yerde şiiri gördüğümde
hayatı da birlikte
yalan söyleyemem
ya param yoksa diye düşünürüm
yani para satınalma gücü
ürkerim
örneğin yaşlı ağaçlar yaşlı deniz
yaşlı çınar yaşlı ben yaşlı çevre
bir uyum ya da başkaldırma
sonunda kalkar gideriz
üç yaşında da yalnızdı, on beşte de, seksende de
yağmurların altında, bulakların kenarında.
türküsünde, koşmasında, şarkısında,
tamamda da, noksanda da,
papatya gibi yalnızdı, kuşyemi gibi yalnızdı.
Tanrı bile evlerine taş yağdıracak kadar olaya dahil olmuştu yada en başından beri olaya dahil miydi?
Okulda ve dışarıda hep aşağılanan, dışlanan bir kız olan Carrie'nin eşsiz bir telekinetik gücü vardır. Ama bu gücü on yedi yaşına gelene kadar öğrenemez. Öğrendiğinde de ilk başlarda bundan şüphe eder. Aşırı bağnaz olan annesi Carrie'yide öyle yetiştirmiştir. Ama Carrie annesinden nefret eder kendisiyle dalga geçilmesini, normal bir insan olamayışını biraz annesine bağlar. Onunla dalga geçen kızlarla kendini kıyaslar ve gençlik dergilerine kaçamak bakışlar atan içine kapanık bir kızdır. Yine de dış dünyaya olan nefreti büyür ve zamanla içindeki gücü besler, güçlendirir. Dışarıya saçacağı nefret çok büyük olacaktır.
GözStephen King · Altın Kitaplar · 20216,5bin okunma
İlk görüşte aşka çoğumuz inanmaz ama aşkın gücü öyle yoğun ve büyüktür ki karşımıza alamayacağımız kimse olamaz. Aşk mantıklı düşünmemize de engeldir. Uğruna feragat ettiğimiz saatler bizim zaman algımızı yerle bir eder. Arnie işte böyle ilk görüşte aşık olur ve bazı aşklar beladır. Ve bu 17 yaşındaki genç adam ailesini, tek arkadaşını, geleceğini bile karşısına alacak kadar gözü dönmüştür.
ChristineStephen King · Altın Kitaplar · 20191,369 okunma
Dünyaya mutluluk beklentisiyle ilk adımımızı atarız.
Çoğumuzun istediği normal bir şeydir bu ama dünyanın acıların gerçek, mutluluğunsa onun gölgesinde kaldığı beyhude bir çabadan ibaret bir yer olduğunu tecrübe ederiz. Yinede kişi karakterini tanıdıkça/törpüledikçe kuvvetli hislerine engel yada izin verecek hayat kurallarını yazmış bu büyük düşünür.
Bu büyük adamın felsefesine ters düşmediğini mutluluk arayışının negatif, acının ise pozitif olduğunu çoğu yerde görerek anlayabiliriz.
"Aklı başında olan kişi hoş olanın değil, acı vermeyenin peşindedir."
Mutlu Olma SanatıArthur Schopenhauer · Can Yayınları · 202013,2bin okunma
Bir gün gizemli bir gemiciyle tanışır bir adam. Gemici o kadar gezmiş dolaşmıştır ki onu merak eden eski dünya adamının keşfedilmemiş dünya hakkında soracağı bir çok şey vardır. Öncelikle gemicinin çok akıllı biri olduğunu farkeder onun bir kral danışmanı olabilecek kapasitede olduğunu söyler. Ama gemici bunun bir ayak bağı ve dalkavukluk olduğunu özgürlüğünü bu kadar beyhude kaybetmenin zararlı olduğundan bahseder. Daha sonra gizemli güçleri, ejderhaları, devleri dinlemek yerine kusursuz devlet anlayışını öğrenmek ister adam.
Ve gemici de utopia adında bir adadan bahseder.
UtopiaThomas More · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202020,5bin okunma
Kanlı bir zaferin kazançları Utopialıları üzer, hatta utandırır; çünkü parlak kazançları insan kanı pahasına elde etmeyi büyük bir çılgınlık sayarlar. Onlar için en şanlı zafer,düşmanı oyun düzen gücüyle yenmektir. İşte yalnız o zaman büyük bayramlar yapar; yiğitlikleriyle övünür, anıtlar dikerler. Onlar için yiğitlik düşmanının akıl yoluyla yenmektir. Böyle bir zaferi hayvanlar kazanamaz, yalnız insan kazanır.
Yasaları çiğnemeden mutluluğu aramak en akıllıca davranıştır. Utopialılar için herkesin iyiliğine çalışmaksa bir dindir. Kendi rahatını sağlamaya çalışırken başkasını rahatından etmek haksızlığın kendisidir.