Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gürkan Kadıoğlu

Gürkan Kadıoğlu
@Gkadioglu
Yayımlanan son kitabım:
Pitsim Garı
Pitsim Garı
Yazar
145 okur puanı
Ekim 2020 tarihinde katıldı
"Bu rezil durumdakiler kötülük de, iyilik de yapmamış olanların ruhları. Tanrı'ya başkaldırmayan, ama yanında yer almayıp, yansız kalan kötü meleklerle birlikteler. Cennet, güzelliği gölgelenmesin diye kovdu bunları, isyancı meleklere onur katmayacakları için Cehennem'in dibine de almıyorlar onları."
Sayfa 12
Reklam
Dante, cehennemin ilk basamağında.
Yaşam yolumuzun ortasında karanlık bir ormanda buldum kendimi, çünkü doğru yol bitmişti.
Huzursuzluğun Kitabı. Kıl Herif; Bay Yeraltı!
“Genel bir insan” denilebilecek, nasıl olduğu belli olmayan bir şey olmaya çalışıyoruz.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hani zaman her şeyin ilacıydı? Aksine şu 'yeni zaman' bana ağrıları getirdi.
Kusursuz Huzur Ne Yaratır?
Sizin hisleriniz, hiçbir acıya ya da haksızlığa denk gelmediğiniz için köreldi; buhran dönemlerini, tarihin insanlarının talihsiz kaderlerini aklınızda tasavvur bile edemediğiniz için insaniyetinizi, ruhunuzu kaybettiniz. İlerleyen teknoloji ve ayak basacak, uğruna savaşılacak tüketilmeye hazır hiçbir toprağın kalmayışı, bu sefer sizi tüketmeye başladı. Nasıl bu kadar hissiz ve ruhsuz olduğunuzu artık söylememe gerek var mı?
Reklam
Majer Mayer'in Kürsü Konuşmasından,
Bizden andımızı, inancımızı çoktan aldılar; basmakalıp aydınlanmalar yaşatıp özgür olduğumuzu düşündürüyorlar. Söyleyin bana, bu adamlar eğer tanrıysa, bu tanrılar bize kurak bir yeryüzünden başka ne bıraktılar?
Sayfa 214Kitabı okudu
Sistem Savaşının Enkazı...
Majer oturduğu kaldırımda gerildi, şehre bakarak iç çekti: "Sisteme karşı gelmeden önce orta halliydim, sisteme karşı geldim hadsiz oldum."
Sayfa 218Kitabı okudu
Majer Mayer'in Kürsü Konuşmasından,
"Neden yetinmek zorunda kaldığınızı biliyor musunuz? Hepiniz büyük parçadan bir şeyler koparma derdindesiniz; küçük lokmaları yutup akıllı olduğunuzu sanıyorsunuz fakat yüklü bir ahmaklığı sırtladığınızdan haberiniz yok! Köle bile olsanız, tok bir köleysem razıyım diyorsunuz! Sizi sırtlanlar! Yaşamınız onların şehvetli çiğnemelerini dinlemekle geçecek, artıklara tamah edeceksiniz!"
Sayfa 215Kitabı okudu
Kara Timsah, ilk defa insanların arasında...
Defterinde kendi can korkusunu, geçim sıkıntısını taşıyanlar ruhsal bozukluklara kapılıyor, olağanüstü hallere hayretle bakmıyorlardı. Ve bu kayıtsızlık, kapkara bir timsahın sokakta gezmesinden şüphesiz daha korkunç, daha ilginçti.
Aynı şarkıyı tekrarlayan denize bakıyorum; peşinden yine sesler büyüyor. Sesler sabaha çekiliyor, sonra renkler yerlere dökülüyor, dokular ve kokular akıp gidiyor. Duyamıyorum.
Reklam
Büyük Dünya'da Neler Oluyor?
Büyük Dünya çok büyüdü, kalabalıklaştı fakat içindekiler azaldı. Zaman her saniye bir öncekinden daha hızlı akıyor. Sanki bu dünyadaki akım, bir intihar girişiminde bulunmak istiyormuşçasına uzaydaki kara deliğe çekilmek istiyor. Mevsimler daha hızlı geçiyor, şarkılar söylenmiyor, şiirler okunmuyor; zira bunları inşa edecek hissi altyapı 21.yüzyılda son buldu. Ahir zamanlardan önce sanatın sanat için mi yoksa toplum için mi olduğunu tartışan kesimler, şimdi sanatın neye benzediğini tartışıyorlar.
Çoktan Var Edilmiş Distopya...
Yaşam anlamsızlaştı. İdeolojiler yalnızca bir gruba dâhil olmak için, fikirler yalnızca ben de düşünebiliyorum demek için var. İnsanlar neyi sevip neyi sevmediklerini, niçin yaşayıp ertesi sabaha ne için uyandıklarını bilmiyorlar.
Fransa'da Gülümseyen İhtilal
Müsrif kralın, Louis'in zulmüne Fransa'nın halkı dur diyecek! Kendileri ve diğer soylular ömürlerini duvarların arkasında eğlenceler düzenleyerek ziyafetler eşliğinde geçirirken, bizim açlıktan ölmemize göz yumdular! Kursağı doyumsuz bir tavşan gibidirler! Lanet olsun yandaşlarına!
Sayfa 237Kitabı okudu
Wartburg'da Martin Luther, Palas'ta Yalnız Töton
“Metin ol evladım,” dedi Ruhban Bonifaz. “Tanrı sizi gözetecek, koruyacaktır. Palas’ta siz geri dönünceye kadar dua edeceğim. Döndüğünüzde ise gönlümüzden geçenler ulu bir ses gibi okunacak kulaklarımızda; Tanrı’ya ve İsa Mesih’e, değerli yaşamımızı nice badirelerin arasından geçip avuçlarımızda tutmamıza müsaade ettikleri için şükranlarımızı sunacağız. İnancınızı kutsal kılın...”
Küçük Dünya Savaşı'nda Zibidi Şair
Hafif ılık ve bakımlı bir güneş İstanbul Boğazı’na ışıldayıp suya dokunduğunda, atı alan Üsküdar’ı geçtiğinde, güzel hanım Beyoğlu’nda gezip gözlerini süzdüğünde, Galata’nın tepesinden Hezarfen gibi kuşlar yükseldiğinde, Eminönü’nde balıklar çengele geldiğinde, Samatya’dan meyhaneci çekilip gittiğinde, Beyazıt Meydanı’ndaki diri yeniden öldüğünde, Zibidi Mibidi küheylanla aşık atıp soluğunu bu şehrin göbeğinde verdiğinde -ve kitabın yazarı eğer yerim olsa İstanbul’u daha çok anlatırdım dediğinde- öğlene ancak birkaç saat vardı.
Sayfa 294Kitabı okudu
Galileo Galilei ve Düşünemeyen Ölümlü
"Ailem üç kuşaktır Floransa soylularıyla pek ahbaptır;" dedi Sinyor Masimiliano, "Dükalık'ta atalarımın en şanlı Floransalılarla beraber çizilmiş resimlerini görebilirsiniz. Şimdi bu davete katılmanın benim için bir tercihten ziyade, sorumluluk olduğunu anlatmak isterim."
Sayfa 185Kitabı okudu
Reklam
Karolina'da Son Kızılderili Rüzgârı...
"Şimdi kötü niyeti olmayan iyiler bile," dedi Yüce Goyathlay, "iyi olsalar nedir? Kötünün oltasına gelmiş bir iyi, kurtulup denizine dönse de artık hiçbir zaman eskisi gibi olamaz; deniz kirlendi bir kere..."
Sayfa 226Kitabı okudu
Büyük Dünya'nın "yarı-insanları"
Yaşam anlamsızlaştı. Burada cömert bir elle yapılan yardımların hepsi birer yatırımdır; insanlar, duygularının değerlenmesi için yatırım yaparlar, iki bacaklı bir yaratığın gözlerindeki mahcubiyeti, minnettarlığı görüp de yeniden ufacık bir kıpırtı hissedebilmek için...