Bir sülalenin tamamının tek tek karakter analizi ve yaşadıkları yerin kişilerin yaşantısı çevresinde sosyal durumu anlatılmış.
Kitabın bende bıraktığı his iki kelime: MİDE BULANTISI. Kitap sülalenin ve bulundukları şehrin kurucusu büyükbaba ve büyükannenin gençliğinden başlıyor, onların çocukları ve eşlerini, çocuklarının çocukları, eşleri, metresleri ve gayrimeşru çocuklarını, bu çocukların çocukları, eşleri, metresleri, sevgilileri ve gayrimeşru çocuklarını, bu çocukların çocukları, eşleri, metresleri ve gayrimeşru çocuklarını…(liste böyle uzuyor) anlatıyor.
Bu insanlar yaşarkenki şehrin sosyal durumu, ülkedeki iç savaş, ayaklanmalar, muz şirketlerinin şehre gelmesi, işçilerin isyanı gibi konulara da değinmiş. Kitap zaten bu sosyal konular sayesinde ödül alıyor.
Ayrıca incelemelerde görmedim, görseydim okumazdım: Sülale ensest ilişkiler, gayrimeşru çocuklar üzerine kurulu. İlk başlarda utansalar da bu olay her nesilde yaşanıyor. Kitapta buna dair bir eleştiri veya distopik bir kurgu olduğuna dair işaret yok. Olayların normal akışı içinde kişilerin birbirlerini ne kadar sevdikleri anlatılıyor ve sevişme sahneleriyle süslenerek normalleştiriliyor.
Ailenin her bir bireyi ergenliğe girdikten sonra kendi kaderini belirlemeye başlıyor. Fakat büyükanne fark ediyor ki aslında büyüdüklerine ismini aldıkları kişinin kaderine benzer bir hayat sürüyorlar.
Sonuç olarak kitabı faydalı bulmadım ve tavsiye etmiyorum.