Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

S

S
@Gsemab
Ama önce sen kendini inşa etmelisin, dimdik bir beden ve dimdik bir ruh ile.
80 syf.
·
Puan vermedi
Ömer Seyfettin eserlerinin çoğunu çocukken okudum. 2004-2005. Birçok kitabı çocuk kitabı değildir maalesef. Diyet, falaka, kaşağı ve Beyaz lale. Çocuğun kalbinde izler bırakır.
Beyaz Lale
Beyaz LaleÖmer Seyfettin · Söğüt Yayınları · 20001,241 okunma
Reklam
481 syf.
6/10 puan verdi
Okuduğum 2. Livaneli eseri. Kardeşimin hikayesinden çok daha iyi bence. Ancak her ikisini de çok büyük bir zevkle okumadığımı belirtmek isterim. Fakat Serenad'ın büyük bir araştırma ve kurgunun ürünü olduğunu söylemeliyim. En azından bu emeğe saygı gösteriyorum. Yine de belirtmeliyim ki bir kitap yazmak sadece kurgu ve araştırma ile mümkün değil bu bağlamda benim eleştirim romanın üslubunun yeterli olmadığı yönünde. Çok basit bulduğum bir üslup okuma zevki vermiyor cümleler akıp gitmiyor, durağan, tekdüze aynı tonda hep. Kitaptaki karakter Maya bir hikaye anlatmak istemiş sadece, bunu nasıl anlattığı önemli değilmiş. Zülfü Livaneli böyle diyor eserinde. Bence tam tersi bir hikaye binbir türlü şekilde anlatılabilir ama en etkileyici şekilde sunmak yani üslup en en önemlisi. Bir kitabı edebi eser haline getiren, kalıcılığı sağlayan unsur budur. Yoksa her şekilde bir hikaye kurgulanabilir. Dünya durdukça hikaye biter mi? İşte bu nedenle ne anlattığından çok nasıl anlattığın önemli. Seni diğerlerinden farklı yapan kendine has üslubundur. Bir de 500 sayfalık bir kitap ancak 200.sayfaya kadar konuya daha tam girilmemiş gibi bir his uyandırıyor. Boşuna okuyormuş gibi hissettim kendimi. Gereksiz uzun ve ayrıntılar aynı zamanda yetersiz üslup güzel bir hikayenin katili olabilir. Tıpkı şu anda bitirmiş olduğum Serenad gibi. En sevdiğim kısım Max'ın Kerem'e mektubu ve hediye ettiği keman. Bir insana yaşama sevinci verilmesi çok hoşuma gitti. Son kısımda Maya'nın Azrail ile olan konuşması kitabın sonunun en azından beklenmedik bir şekilde bitmesini sağlamış.
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020136,3bin okunma
188 syf.
9/10 puan verdi
Yıllardır sürekli okumak isteyip bir türlü okuyamadığım bir kitaptı, demek ki vakti şu anmış. Aslında iyi ki bu yaşımda okudum diyorum çünkü daha önce okusam anlayamadığım çok yer olabilirdi. Ben, kitabı oldukça beğendim. Kitabı abartı bulanların var olduğunu okumuştum. Önyargı ile okudum bu yüzden en başta. Beklentiye girmeden. Asıl abartı, bu kitabı abartı bulmaktır bence. Gördüğü ilgi ve değeri sonuna kadar hakeden bir kitap, bunu kolay kolay söylemem. Gayet okunulası bir eser. Kitabın her düşüncesine katılmıyorum tabii ki bana epey fantastik geldi bu minvalde değerlendirdim çoğu yeri. Bu kitabı beğenmeyen ya da abartı bulanlar benim iddiam tabi ki, çöl ve arapların içinde geçmesinden ve neredeyse bütün kitap boyunca bundan söz edilmesinden kaynaklı bence. İslam ile bağlantılı ve peygamber hikayelerinden de esinlenilmiş. Başka dinlerde mevcut. Ayrıca yalnızca başka dinlerden esinlenilse bile yine de aynı istek ve şevkle okurdum. Bana güzel bir dünyanın kapısını araladı bu kitap, sanki Santiago ile beraber bu yolculuğu yapmış gibiyim. Güzel ve huzurlu bir kitap. Ruha iyi gelen eser bulmak benim için kolay değil. Okuduğum için çok mutluyum. Minik bir alıntı ile noktalıyorum bu yolculuğu: "İnsan sevdiği için sever. Aşkın hiçbir gerekçesi yoktur."
Simyacı
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023206,8bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
261 syf.
6/10 puan verdi
Bu kitap bana çok vahşi geldi çok dehşet... İyi anlamda bir dehşet değil. İçinde ada geçen hiçbir kitabı sevemiyorum. Her ne tür ise artık bu tür kitaplardan istediğim verimi alamıyorum. Mutlaka okunması gerekenler listelerinde çokça gördüğüm için alıp okudum belki yanılırım diye... Aslında sembolik dil ile anlatılmak istenen oldukça değerli. Akıllıca. Beklentimin daha üstüne çıkardı bu durum kitabı. En azından tahlile, analize değer bir derinlik buldum. Bir adada, birçok çocuğun mücadelesi anlatılıyor ve bu süre içinde işler gittikçe çirkinleşiyor. Bu kitabı okuyanlar edebi tahlilleri mutlaka incelemeli. Ancak öyle anlaşılıyor bazı şeyler. Vahşilerin dehşeti diyorum ben bu kitaba.
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202080,2bin okunma
64 syf.
·
Puan vermedi
Stefan Zweig kitapları bana hep dramatik ve pesimist geliyor. Aslında çok güzel anlatıyor onu anlamıyor da değilim ancak şu anki bulunduğum ruh hali içinde bana fazla karamsar geldi. Amok koşucusunun ne olduğu çok güzel tasvir edilmiş, kitaba uyarlanmış. Bence herkesin vardır amok koşucusu olduğu bir dönem :)
Amok Koşucusu
Amok KoşucusuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021111,5bin okunma
Reklam
102 syf.
·
Puan vermedi
Minik adımlarla okuduğum bir eser oldu. Aslında bir solukta da okumayı tercih edebilirdim ancak günlerimi Gazali ile meşgul etmek istedim. Ruha iyi gelen şeylerle meşgul olmak şiarımdır. Tevhid ve ledüne gerekli gözle bakmak için faydalı bir okuma oldu. Güzel bir eser, tavsiyedir.
Tevhid ve Ledün Risaleleri
Tevhid ve Ledün Risaleleriİmam Gazali · Furkan Yayınevi · 2013191 okunma
688 syf.
10/10 puan verdi
Ah Rodya... Bu okumamda son ana kadar, ilk okuyuşumda sanki daha çok etkilenmişim gibi gelmişti. Çok değişmişim gibi geldi, değişimimi bir kitapla ölçtüm gibi... Ama o son bölüm, işte o bir suçlunun yenileniş hikayesi. Kalbinin çarpıntısı, Sonya ile hikayeleri... Bütün kitap boyunca bilinci bulanık bir Raskolnikov okuyoruz. Ne yaptığı belli değil bir sonraki hamlesi bilinci gibi bulanık. Ama o bulanıklıkta kendimi buldum. İnsanın ne yaptığını bilemez hale gelmesi. Ne iyi ne kötü gibi. İnsanın insanla, insanın kendiyle mücadelesi.
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 2015159,3bin okunma
370 syf.
7/10 puan verdi
Kısaca Goriot baba ile kızları ve yükselme hırsı bulunan Rastignac'ı anlatıyor. Bir şekilde Rastignac, Goriot ve kızlarının hayatına dahil oluyor. Okumakta en zorlandığım kitaplardan biri oldu. Çok dağınık aynı zamanda çok derli toplu bir eser. Yani mesaj aslında net. Ama çoğunlukla da sosyolojik unsurlar bulunuyor. Sanırım o dönemin Parisinde yaşamam gerekecek tüm yaşananları anlamlandırabilmem için :) Kitapta çok övülen o dönemin Paris kadınlarını ve aşklarını çok merak ettim. Ancak Goriot babanın aşırı sevgisi beni bezdirmedi değil. Ayrıca Balzac'ın aklından biraz korktum. Bugünün gözüyle tipik bir burjuva hayatı ve entrikalarına indirgenebilir mi bilemiyorum ama kitapta geçen adıyla "kibar" alemi çok da yaşanılası bir yer değil. Daha çok Goriot babanın yaptığı gibi ölünesi bir yer. Yani kitapta geçen sözlerle : -Böyle yaşamak neye yarar? +Acı çekmeye.
Goriot Baba
Goriot BabaHonore de Balzac · İletişim Yayınları · 201714,8bin okunma
191 syf.
8/10 puan verdi
Dört öyküden oluşan bir kitap. Felsefe ve edebiyatı yoğun olarak hissedeceğimi düşünmenin heyecanıyla okumaya başladığım bir kitaptı. Öncelikle beni çok yoğun bir anlatım karşıladı. Her kelime ve cümlesi üzerine düşünmekten bitap düştüm. Evet, düşünce üzerine olan kitapları seviyorum ancak bu kitap çok ayrıntılı geldi bana. Ben ki ayrıntıdan fersah fersah kaçarım. Bu kitabı okurken de sürekli uzaklara kaçıp gitme isteği duydum içimde. Hikayelerde yer yer yüzüme bir soğuk yeyip kendime gelmek için pencereyi açıp soluklandım. Huzuru ve huzursuzluğu aynı anda yaşadım. Şahsen eser çok güzel, ancak biraz daha olayla desteklenseydi biz okurlar için o ara nefes alma imkanı doğardı. Böyle düşünüp böyle yaşayan insanlar nasıl yaşıyor acaba? Çünkü ben bu öykülerden birinde yaşayan biri olsam yaşayamazdım. Sürekli iç monolog yapmak... Bir felaket. Bu düşünce hapsinden kaçmak için psikiyatra giderdim. Evet. Çünkü özgürlük...
Coşkuyla Ölmek
Coşkuyla ÖlmekŞule Gürbüz · İletişim Yayınevi · 20211,908 okunma
83 syf.
·
Puan vermedi
Nasıl da unutmuşum eklemeyi, ilkokulda öğretmenim hediye etmişti. Tabi ki eski bir baskısını okumuştum, bende yeri ayrıdır. En kısa zamanda yeniden okuyacağım.
Alice Düşler Ülkesinde
Alice Düşler ÜlkesindeLewis Carroll · Arkadaş Yayınları · 201922,5bin okunma
Reklam
120 syf.
9/10 puan verdi
Çok keyif alarak okuduğum bir kitap oldu. Bununla birlikte okumakta geç kaldığımı da belirtmeliyim:( Tespit ve analizler çok iyiydi. Eserin sonunda bu analizlerin bağlanma şekli de yazara yakışır cinstendi. Aklı güçlü, gözlem yeteneği keskin insanları severim. Güçlü aklı, gözlem yeteneği iyi insanların bunu etkileyici şekilde kaleme almasını ise daha çok severim. Utanmasam tüm kitabı alıntı halinde paylaşacaktım. Bir kitabın güzel ve okunmaya değer olduğunu daha iyi nasıl ifade edebilirim bilmiyorum :)
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · Karbon Kitaplar · 201837,8bin okunma
141 syf.
9/10 puan verdi
Çok beğendiğim bir eser oldu. Özellikle Kurtla Kuzu hikayesini sevdim. Bu efsane eseri herkes okumalı. İçerisinde hala günümüze ışık tutan tespit ve analizler mevcut. Böylesi eserleri değerli yapan da zamanına ışık tuttuğu gibi zamana kafa da tutmaktır. Tüm zamanların eseri.
Sırça Köşk
Sırça KöşkSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202056,4bin okunma
160 syf.
8/10 puan verdi
"Bütün hayatını çocuklarına iyi fikirler ve iyi bir ahlak vermeye sarf etmişti. Acaba yeni zamanların bu havası onları da sarsacak, ihtiyar babaya son deminde bir yaprak dökümü mü seyrettirecekti?" Hepimizin de bildiği gibi aynen böyle olacaktı. Büyük konuşmak ve kınamak gibi mesajların yanında ekonomik ve sosyal tespitlerin de bulunduğu güzel bir eserdi. Gayet akıcı bir kitap ve üslubu da oldukça sade.
Yaprak Dökümü
Yaprak DökümüReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 201628,4bin okunma
211 syf.
6/10 puan verdi
Efsane ve gerçeğin harmanlandığı bu kitapta karakterleri bir türlü benimseyemedim. Son kısımda kırmızı saçlı kadının bakışıyla yazılan ilk kısımlar hariç anlatımını da sevemedim. Bana çok basit geldi her şey. Sığ karakterlerden efsane nasıl çıkar ki? Oysa yazar bu karakterleri daha derin psikolojik tahlillerle tasvir edebilseydi her şey bambaşka olurdu. Efsanenin gerçeğe dönüşmesi de sırıtmazdı böylece. Bir yerden sonra dram dizilerinin içinde hissettim kendimi ruhum daraldı. Betimlemeler hep tekdüzeydi. İlk giriş tahminimden de iyiydi ama Mahmut ustanın yaklaşık 50 sayfada anlatılması beni yordu, sıktı ilgimi çekmedi bir türlü. Bir de çok fazla ayrımcı bakış açısıyla yazılmış ben bütünleştirici insanları daha çok severim. Günümüzde de bu ayrılıklar çoğaldığı için daha da gözüme çarptı huzursuz etti. Ben zaten bunlardan kaçıyorum. Kitaplarda da bununla karşılaşacaksam neden kitap okuyorum açar TV izlerim. Her neyse ben açıkçası tespitleri ve dil anlatım kısmını özellikle, romanı bütünüyle sevemedim. Ancak yazar hakkında fikir edinmek istiyorsanız okunabilir.
Kırmızı Saçlı Kadın
Kırmızı Saçlı KadınOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201950,3bin okunma
385 syf.
7/10 puan verdi
Madame Bovary
Emma, adeta tatmin olmamanın, duygusal boşluk ve arayışı bir ömür ayağında sürükleyen, kendini büyük bir doyumsuzluğa hapseden gelgitli kişilerin timsalisin. O kadar çok insan var ki böyle hem kendini hem de çevresindekileri mahveden. Bir karakter hem bu kadar aptal hem bu kadar her şeyin farkında nasıl olabilir? Madem bu dünyada güvenilecek
Madame Bovary
Madame BovaryGustave Flaubert · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 033,1bin okunma
222 syf.
9/10 puan verdi
Kuyucaklı Yusuf
Öncelikle, kitabı çok sevdiğimi belirterek başlamak istiyorum. Özellikle Yusuf'un yaşam öyküsü bence iyi bir şekilde ele alınmış. Yusuf'un anne ve babası o küçükken öldürülüyor. O da onları korumak isterken baş parmağı kopuyor. Aslında romandan ipuçları vermeyi hiç sevmem. Ancak söylemek istediğim kilit nokta şu, Yusuf'un bu olayı normal karşılayıp, kayıtsız bir tavırla kabullenmesi. En azından ben böyle yorumladım. Bu küçük çocuğun bu kabullenişini yetişkin halimizle kaçımız kabullenebilir? Acaba çocukken insan acıyla daha mı kolay başa çıkabiliyor? Ya da bu kayıtsız tavır acının fazla gelmiş olmasından mı kaynaklı ? Öyle ya bu daha tehlikeli değil mi? Bazen insan kendinden bilir bazı şeyleri. O umursamaz görünen tavrın ardında ne yangınlar vardır kim bilir. Hayatın akışında başımıza her şey gelebilir ama böylesi...Yusuf kaderin önünde, adeta savrulmuş bir yaprak gibi kendini kaymakamın evinde bulur. Nasıl ki karşılaştığımız insanlar bizlerin olgunlaşması için tecrübe edinerek ve ders çıkararak ilerlememizi sağlarsa bence kitaplar da öyle. Kendim yaşamış gibi hissettim. Eğer öyle olmasa ben Yusuf'a böylesi merhamet beslemez bu kadar empati yapamaz ve haklılık payıyla ona sempati duyamazdım. Bazen bazı şeyleri anlamak için yaşamak gerekmez. Zaten insan ömrü de her şeyi birebir yaşayacak kadar uzun değil. O yüzden bana başka bir dünyayı sunan - yer yer çok kötü de olsa :( - bu kitaba minnettarım. Sabahattin Ali rüştünü kanıtlamış bir yazar benim açımdan, o yüzden tüm eserleri okunmalı.
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021174bin okunma
Reklam
256 syf.
9/10 puan verdi
Sabahattin Ali. Güzel eserlerin yazarı...İnkar edilemez şekilde göze çarpıyor. Fakat ilk kez bir kitap benim kalbimi kırdı. Evet, bu oldu. Bunu söylemeden edemeyeceğim. Daha önce hiçbir kitap kalbimi kırmadı çünkü hiçbirine bu kadar kendimi bırakmadım. Düşünsel yazılara önem verdiğimi söylemiştim çünkü duygusallık kalp kırıyor. Kitap o kadar güzel ve sevdiğim ifadelerle başladı ki. Farkederek, bilinçli olarak belki güzel bir şeyler olur ve beni şaşırtır umuduyla ancak garip bir korku ile kendimi kitaba bıraktım. Ömer o kadar iyi konuşuyordu ki ona katılmamak elde değildi. Fakat öyle büyük bir sezinleyişle belli bir noktadan sonra olacakları tahmin edip, kitabı elimden bıraktım. 2 gün uzak kaldım, çünkü kırılan kalbimi toplamam gerekiyordu öyle ya ilk defa kalbimiz kırılmadı neticede tecrübeliyiz. Toparlanıp bu sükutu hayali bir kenara bıraktım. Sonuçta Sabahattin Ali gelip bana kusura bakma seni üzdüm demeyecek:) Her neyse epey ruh halimden bahsettim. Çünkü kitap burada üç beş cümleyle ifade edilebilecek sığlıkta bir eser değil. Ya da bir ihtimalle ben bu yetkinlikte değilim. Mutlaka okuyun.
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019171,4bin okunma
240 syf.
9/10 puan verdi
Çok severek okuduğum bir kitap oldu. Özellikle Grigoriy Petrov'un yaşamı beni etkiledi, herhalde bunda İlahiyatçı olmam ve onun karşılaştığı sorunlarla karşılaşmış olmamın ya da yalnızca belli bir empati dürtüsünün etkisi vardır. Finlerin "Suomi" yani 'bataklıklar ülkesi' olarak adlandırdıkları Finlandiya'nın tıpkı bir tırtılın kelebeğe dönüşmesi gibi, gelişim ve dönüşüm hikayesi anlatılıyor. Kendi içimde taşıdığım, ülkem için de istediğim bu gelişimin unsurları ve kahramanları bazen gerçekçi ama umutlu yer yer de kurgu ve hayali şekilde anlatılıyor. Duygusallıktan çok düşünceye önem verip, düşünce irdelemek hoşuma gittiği için bu hayali noktalar direkt olarak gözüme çarptı. Özellikle de ilmek ilmek işlenen bir emeğin öyküsünü okumak ayrıca haz verdi. Umut dolu bir kalemden çıkan ve bir ulusun yükselmesini anlatan bu kitap, mesajlarla doluydu. Şikayet ederek hiçbir zaman yol alınmaz, sadece düşünce olarak da ilerlenemez ancak düşüncenin eyleme geçmesi ve bir çok kişiyi geçirmesi işte o zaman ilerleme kaçınılmaz olur. Atatürk'ün neden tavsiye ettiğini anladım ve kitapla bir sürü ortak düşünceye sahibim. Mutlaka okunması gereken bir eser.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Beyaz Zambaklar ÜlkesindeGrigory Petrov · Koridor Yayıncılık · 200799,2bin okunma
96 syf.
7/10 puan verdi
Ömer Seyfettin'in Eserlerinin Çocuk Kitabı Olmaması
Çocukken Ömer Seyfettin'in neredeyse bütün hikayelerini okudum. Ancak okuduklarıma hiçbirini kaydetmedim. Bana kalırsa bu tür eserler çocuklara okutulması gereken eserler değil. Şu an bile hala bu kitabı düşünüp üzülüyorum. Bende etkisi neredeyse travma boyutunda. Diyet, Beyaz Lale, Kaşağı vs.hepsi... Nasıl olur da biz küçükken ve okuyacak bir kitap ararken bu kitapları önerirler aklım almıyor. Ya da bunları çocuk kitapları diye satarlar. Cidden hiçbiri çocuk kitabı değil. Bunların hepsini 2 ve 3. Sınıf civarlarında okudum. Fakat bu kitaplar lise + okunmalıydı.
Kaşağı
KaşağıÖmer Seyfettin · Timaş Çocuk · 201717,3bin okunma
94 syf.
8/10 puan verdi
Kitabı geçenlerde okudum, uzun zamandır okumak istediğim bir kitaptı. Açıkçası okuduğuma da değdi. Bir solukta okudum. Böyle, bir insanın içsel yolculuğu olan hikayeler bana hep çekici geliyor. İnsan olarak çoğumuz en azından bilinç düzeyi yüksek insanlar diyeyim, bu içsel yolculuğu; sorgulama ve hesaplaşmayı er ya da geç yaşarız. Konunun ne olduğu önemli bile değil önemli olan seni yiyip bitiren düşüncelerden kurtulmak için nasıl bir yol izlediğin. Bu düşüncelerin sen de bıraktığı etki, ruh hali. Bu ruh halinin sen de bıraktığı kıyım. İşte bu kitapta bu düşüncelerin bu ruh halinin ürünü. Ancak Tolstoy bunu daha çok inancı üzerinden yapıyor. Felsefe vs açısından sorularına cevap arıyor. İlk önce çevresine bakıyor, sonra da kendisine bakıyor. Çevresinin ve kendisinin yaşam biçimi, eğitimi ve inancını sorguluyor. Bazı yerlerde kendimi buldum ve gözlerim istemsizce doldu. İnsana yıllar öncesinden birinin - şu an yaşamayan birinin- seslenmesi ne güzel. Ortak düşüncelerde buluşması, o insanın yol göstermesi ne tuhaf. Yaşayan insanlarda bulamadığı derinliği bulabilmesi ne şans. Kitapların belki de en güzel yanı budur. Neyse bence mutlaka okuyun derim :)
İtiraflarım
İtiraflarımLev Tolstoy · Karbon Kitaplar · 201722,9bin okunma
592 syf.
10/10 puan verdi
Monte Kristo Kontu
En sevdiğim kitaplar arasında yer alıyor. Konusu itibariyle beni hemen içine çekti. Nedense konusu böyle özgürlük-hapis-haksızlık-adalet vs olan kitaplardan çok hoşlanıyorum. O insanın yolculuğu beni çok çekiyor. Bir de dili çok ustaca kullanılmış ve etkileyici ise okuduğumdan da keyif alıyorum. Kitap çok uzun olmasına rağmen bir solukta okumuştum. Hatta üzerinden epey zaman geçtiği için yeniden okumak istiyorum. Bence herkes bu kitabı okumalı. ️
Monte Kristo Kontu
Monte Kristo KontuAlexandre Dumas · İskele Yayıncılık · 201725,7bin okunma
330 syf.
4/10 puan verdi
Kitabı geçen sene okudum. O zamanlar ismini çok duyduğum için Zülfü Livaneli'den bir kitap okumak istedim. Kitabı okurken artık popüler kültürün etkisinden midir bilmiyorum ne kadar çok beklentiye girdiysem...Dehşet bir kitap beklemiştim ancak tabi ki beklediğim gibi olmadı. Bana çok edebi gelmedi dili, anlatımı. Konusu ve kurgusu da kitabın yarısından itibaren tahmin edilebilir bir hal aldı. Kitap yazmak zaten sadece konu ve kurgu ile hallolabilecek bir şey değil dilde de yetkin olup etkili anlatabilmek de önemli. Bana kalırsa anlatılan konudan ziyade nasıl anlatılıp sunulduğu daha önemli. Çünkü edebi eseri, edebiyat ile bağlantılı yapan budur. Kitap epey akıcı evet ancak beklentimin çok altında kaldığı için o zaman epey okumak istemediğimi belirtmek isterim. Beğenenler nasıl beğendi bilemiyorum fakat ben çok beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Ancak yazar hakkında bilgi sahibi olmak isterseniz ya da okumaya yeni başlayacaksanız tercih edilebilir.
Kardeşimin Hikayesi
Kardeşimin HikayesiZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2019105,1bin okunma
Reklam
184 syf.
6/10 puan verdi
Kitap en başta çok şiirsel başladı. Her şey oldukça güzel gidiyordu ancak dikkatle okumama rağmen olaylar arasında bazı kopukluklar olduğunu farkettim. Bu kopukluklar okumaya odaklanmamı zorlaştırdı. Zihnimde derin boşluklar oluşturdu. Gatsby'i daha yakından daha derinden tanımayı ve kendi gözünden bu hikayeyi okumayı çok isterdim. Bu hikayede altın mesaj her şey olduğu anda kıymetli çünkü her insan değişmekte, değiştikçe duygu ve düşünceleri de haliyle durgun kalmamaktadır. Bu nedenle geçmişi geri getirmeye çalışmak çoğu zaman beyhude bir uğraştır. Evet geçmiş elimizi uzattığımızda dokunacak kadar yakın durabilir ancak gerçekler farklıdır. Geçmiş o anda değerliydi bir daha aynı değerde olması büyük bir şans olurdu :) Bazen öyle hayallere öyle derinden bağlanırız ki onun zaman içinde çoktan eriyip gittiğini ya da belki de hiç olmadığını görmekte zorluk çekeriz. İşte Gatsby de zamanla maddi açıdan güçlenmesine karşın masum duyguların özlemi içindedir ve kaçırdığı kaybettiği her şeyi geri almak istemektedir. Fakat bazen bırakmak en doğru olandır. Gatsby, sen çok muhteşemsin kitabında böyle olmasını çok isterdim. Değişik boşluklarla dolu bir kitaptı. Bunu görmezden gelebilirim derseniz okumanızı tavsiye ederim.
Muhteşem Gatsby
Muhteşem GatsbyF. Scott Fitzgerald · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202220,9bin okunma
88 syf.
8/10 puan verdi
İvan İlyiç
Kitabın aslında büyük bir bölümünü felsefe şeklinde olmasını bekliyordum ancak büyük bir kısmı bir insanın sadece sıradan yaşantısını anlatıyor daha sonra o sıradan yaşantı büyük iç hesaplaşmasına dönüyor. Yaşadığı hayatı o zamana kadar hiç sorgulamamış olmasına karşın son bölümde İvan ilyiç kendine şu soruyu soruyor: "Acaba bu hayatı yaşanması gerektiği gibi mi yaşadım, doğru şekilde mi yaşadım? Ya doğru yaşamadıysam?" Kitapta geçen şekliyle şöyle : "Ya bütün hayatım, yaşadığım bilinçli hayat gerçekten gerektiği gibi değil idiyse?" Bir de karakteri baştan sona kendi bakış açısından okumayı isterdim. Böyle kitaplar daha çok hoşuma gidiyor çünkü karakterin derinliği bu şekilde bana daha çok geçiyor. Beni en çok etkileyen kısmı ise ölümü mantık kitabında geçen şekliyle açıklayıp ardından gayet insani bir şekilde duygusal açıdan buna cevap vermesi. "Gaius bir insandır. İnsanlar ölümlü olduklarına göre Gaius da ölümlüdür." şeklindeki önermeye karşılık İvan ilyiç şöyle yanıt veriyor: "Gaius, Vanya'nın o kadar sevdiği çizgili lastik topun kokusunu bilir miydi? Gaius onun gibi annesinin elini öper miydi? Annesinin ipek elbisesi Gaius için böyle tatlı hışırdar mıydı? Pravovedenniye okulunda börek yüzünden başkaldıran Gaius muydu? Aşk duygularını hisseden Gaius muydu? Gaius onun gibi duruşma idare edebilir miydi? Gaius gerçekten ölümlüdür, onun ölmesi kabul edilebilir. Ama ben Vanya, İvan İlyiç, ben başkayım! Bütün duygularımla, düşüncelerimle ben başkayım!" ...
İvan İlyiç'in Ölümü
İvan İlyiç'in ÖlümüLev Tolstoy · Can Yayınları · 201845,1bin okunma
3/10 puan verdi
Kitabı beğenmedim :( Dilini, türünü, konusunu kısacası hiçbir şeyini. Okuyanlar nasıl okudu sonuna kadar, düşünmedim değil. Popüler kültürün abartması.
Fi
FiAkilah Azra Kohen · Destek Yayınları · 201419,2bin okunma