“Karısından bir dakika bile ayrılmayan, onu soyup giydiren, her akşam yıkayan, bu genç lafına ömrünün her anını vakfedecek kadar bağlı olan hekim koca, nasıl olup da onu seyrederken heyecana kapılmazdı? Ellerini, gözlerini pürüzsüz bedeninde gezdirirken içindeki arzu dalgasına nasıl söz geçirebilirdi?
“Göze hoş görünüyor burası ama bir bütün olarak bakıldığında , bu gökkubbenin altında, gün ışığında israfın, kötü yönetimin, zorbalığın, borcun, ipoteğin, zulmün, açlığın, çıplaklığın ve acının üst üste yığıldığı bir kule aslında.”