Bir kafes.
Bir kanarya kuşu.
Bir keman-
Yeni doğmuş bir çocuk gibi yatıyor kutusunda .
Pencere açık.
Dışarda şehir -
ayışıklı uykusunda
Odada ikimiz.
Konuşuyor o:
--"İsterdim ki ben ,
Bir kitap bekçisi olayım
Camları güneşli bir kitap evinde .
Duyduğum zevklerin en duyulmazıdır--
Yıldızlı cenup denizlerin alevinde
Sabahlar gibi
Sevilen bir kitap başında sabahlamak ..."
Kitaplar, kitaplar ,
Puşkinden ? Mayakofskiye kadar
şiir kitapları.
Yıldızlar
Rüzgar ve su.
Başüstünde bir gemici korosu
Su gibi,
Rüzgar gibi ,
Yıldızlar gibi bir türkü söylüyor,
Yıldızlar gibi
rüzgar gibi
Su gibi bir türkü.
Bu türkü diyor ki,"Korkumuz yok!
İnmedi bir gün bile gözlerimize
Bir kış akşamı gibi karanlığı korkunun."
Bu türkü
diyor ki,
"Bir gülüşün ateşiyle yakmasını biliriz
ölümün önünde cigaramızı."