Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hilal yazarlı

Yoksulluk, yaşanılan ve ancak yaşayanın anlayabileceği bir hal olduğu için sorusu ve cevabı olmayan bir suskunluk durumu.
Reklam
Tüketim çılgınlığı
Dünyada hakim yaşam biçimi şu cümleye odaklanmış: Ne kadar tüketiyorsan o kadar mutlusun...
İlim almaya, ilim vermeye çalıştılar. Doğan çocuklara hedef olarak bu gösterildi. İmkânları, imkân kelimesini gülünç hale getirecek kadar cılızdı. Kağıt, kalem kıt. Geceyi kullanacakları ışık kaynağı neredeyse yok. Kaynak yok, para yok. Var olan şey ise dağları delen himmetleri, bitmez tükenmez gayretleri...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Şimdiye dek bizi hayat ayırmıştı, artık ölüm ayıracak.
Seyyid Kutub
Yarısı Allah'ın, yarısı da dünyanın olacak şekilde yarım kalple yaşayamam ben.
Reklam
Bugünün nesli olarak biz, önümüzdeki teknoloji ve içimize sızan dünyevileşme hastalığının etkisinden tamamen sıyrılabilmekte zorlanıyoruz. Bu tip kitapları, hobi olarak ya da okumuş olmak gibi bir maksatla okumak , edebiyat kitabı gibi algılamak yazarına ve hatırasına saygısızlıktır.
Sorun, taşınıp okunan kitap sorunu değildir. Sorun, kitaptakini anlayıp onu uygulama sorunudur.
Fedakârlıklarının hesabını tutan insanlar bu davayı yürütemezler.
Zamanınızı ve tutkunuzu size en keyif veren şeyleri yapmak için harcayın. Kendinizi hayatınız olarak nitelendirebileceğiniz şeyle meşgul edin. Bu noktada evinize çekidüzen vermenin kalbinize dokunacak, hayatınızı kaplayacak şeyi bulmanıza yardımcı olacağına inanıyorum. Hayatınız ancak evinizi düzene koyduktan sonra tam anlamıyla başlar.
Tek yapmanız gereken kalbinize dokunmayan her şeyden kurtulmaktır. Mutluluğu elde etmek bu kadar kolaydır.
Reklam
Uyumak keyiflidir. Deneyler yapmak, haritalara bakmak, kitaplar okumak da öyle. Sevmediğimiz bir kitap varsa eğer, bu, kitapları sevmediğimiz anlamına gelmez. Seveceğimiz çok sayıda başka kitap bulabiliriz.
Sevgili çocuk Senin içinde bir ses var. Neyin doğru ve neyin yanlış olduğunu her zaman bilen bir ses. Sana hangi durumda ne yapman gerektiğini ben söyleyemem. Ama, duyabilirsen eğer, o ses söyleyecek.
Beklenen saygı değil, itaatti. Eğer biri bizi eleştiriyorsa ama biz onu eleştiremiyorsak, eğer biri bize öfkeleniyorsa ama bizim ona öfkelenmemize izin verilmiyorsa, orada itaat vardır. İtaat, saygının aksine, sağlıksız bir durumdur.
Bütün insanlar eşittir. Bir insan kendisini bir başka insanın yanında ondan daha güçsüz, çaresiz, daha az hak sahibi hissediyorsa, bu orada bir sorun olduğunun kanıtı.
İçimizdeki çocuğun bizim tarafımızdan sevilmeye, anlaşılmaya ihtiyacı var.
Biz öyle bir ümmetiz ki bizim inanç, anlayış ve iş olarak bu İslam'dan başka onurlu bir çıkışımız yoktur.
Reklam
Çünkü herkes yaşadığı gibi ölmeye, Öldüğü gibi dirilmeye Dirildiği gibi de Rabbinin huzuruna çıkmaya mahkûmdur.
Hicret, toprağı terk etmeden önce, batılı ve Allah'ın haramlarını terk etmektir. Toprak hicreti, gerektiği zaman; şuur hicreti ise her zamandır...
Daha uygar bir ülkede yaşamaya can atan, Avrupa'da ya da Amerika'da yaşıyor olsaydı her şeyin çok farklı gelişeceğini düşünen, mutluluğun ve iç huzurunun başka ülkelerde bulunabileceğine inanan çok insan tanıyorum. "Kendinizi oraya götürdükten sonra, değişen pek fazla bir şey olmaz," diyemiyorum hepsine.
İnsan ancak güçlü olursa özgür olur. Özgürlük zayıf insanların harcı değil...
Bir çiçeği dibinde ona hava aldıracak deliği olmayan saksıya diktiğin zaman ister dünyanın en nadide çiçeği, ister en dirayetli çiçeği olsun, soluyor. Benim insana hava aldırabilecek bir aralığım yok. Hiçbir şey tutmuyor toprağımda.
Reklam
Ben her türlü gelecek hayali doğuştan elinde patlamış bir insanım. Öyle ilginç hayatlar dinledim ki, başkalarının yaşam hikayelerini giyinebiliyor olsaydık bunlardan birini üzerime giyebilmeyi çok isterdim. O zaman tüm hayatım boyunca hiçbir sebebi olmadığı halde ruhumda taşıdığım bu ağır ve kasvetli havanın bir anlamı olabilirdi.
Zırhını çıkarmadan, hiç konuşmadan, hiçbir şey duymadan, kimseye sarılmadan, kimseyi öpmeden, kimseyle sevişmeden, bir çocuğun saçlarını sevemeden, bir gün elleri ceplerinde yürüyemeden sokaklarda, kendini sevme saadetinin kıyısından köşesinden bile geçemeden, bir an hafifleyemeden dikildi kapıda.. Zırhı çıkardıklarında kızıl kirpiklerinin ucunda çocukluğundan beri gözkapaklarının altında sakladığı birkaç damla gözyaşı buldular.
Adieu Hala
İnsan omzunun bir santimetrelik bir düşüşle, sahibini nasıl yerle bir ettiğini izleyecektim her gün defalarca izlediğim gibi...
Bunalıyoruz çocuk, bunalıyoruz. Biçim veremediğimiz şeylerin Biçimini alıyoruz.