Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hüdanur Demir

Hüdanur Demir
@Hudanurdemir
YL
200 okur puanı
Aralık 2019 tarihinde katıldı
Bir edebi eserde en önemli şey, yazarın bize aktarmak istediği ileti değil, her okuyucunun kendi bulabileceği entelektüel ve duygusal gıdadır.
Sayfa 182Kitabı okudu
Reklam
Bilgisayarda yazdığımız her sözcüğün, telefonda söylediğimiz her sözün, dijital bir aletle çektiğimiz ve kaydettiğimiz her görüntünün, onları analiz etme, biriktirme ve istedikleri gibi kullanma imkanlarına sahip meçhul kişiler tarafından görülüp dinlenebildikleridir.
Sayfa 181Kitabı okudu
Tarihte ilk kez insan türünü başındaki her türlü felaketten kurtarıp bir özgürlük, kusursuz ilerleme, gezegen dayanışması ve paylaşılan refah çağına dinginlik içinde götürmenin araçlarına sahibiz; ama son sürat zıt istikamette ilerliyoruz.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hayatın amacı, onu kabullenmek, sonradan bir avuç toprağın ya da taşın altında geri vermek üzere onu güzel bulmaktı. Hiçbir şeyin önemi yoktu. Yarın başka bir gün olacaktı ve gece, yeniden başka köşelerdeki başka mumların yalnızlığına geri dönecekti.
Sayfa 184Kitabı okudu
Reklam
Sonra kendi içinde kaybolup gidiyor, kendi kendine yetiyordu. Ruhunun derinliklerine doğru açılıyordu. Kendi sessizliğiyle söyleşerek yaşıyordu.
-Geçmişe çok amansızca bakarsak pişmanlığa kapılmak kolaydır. Ama şimdi önemli olan geleceğe doğru dönmek. Değişim hakkında düşünmemiz gerek. -Bir şeyleri farklı yapmak için fazla yaşlı olduğumu söyleyecektim. Otuz yıldır böyle hissediyorum. Otuz yıl! Bütün ömrüm çok geç kaldığımı hissederek geçmiş.
Sayfa 307Kitabı okudu
İçlerinde boşluk hisseden insanlar hiçbir zaman bir başka eksik insanla birleşerek iyileşemezler. Tersine, iki kırık kanatlı kuşun eşleşmesi hantal bir uçuşa yol açar. Uçmasına yardıma sabır yetmez; er geç birbirlerinden ayrılmalı ve yaraları ayrı ayrı sarılmalıdır.
Sayfa 216Kitabı okudu
Nietzsche, insanın biriyle ilk karşılaştığında onun hakkında her şeyi bildiğini, daha sonraki karşılaşmalarda ise kendini, kendi bilgeliğine körleştirdiğini söylemişti.
Sayfa 215Kitabı okudu
Zihin imgelerle düşünür ama bir başkasıyla iletişim kurmak için imgeleri düşüncelere, sonra da düşünceleri kelimelere dönüştürmek zorundadır. İmgeden düşünceye, düşünceden dile doğru bu ilerleyiş ihanetlerle doludur. Kayıplar olur: imgenin zengin, yumuşak dokusu, olağanüstü esnekliği ve yoğrulabilirliği, özel nostaljik duygusal renkleri -tümü, imgenin dile tıkıştırılmasıyla kaybolup gider. Büyük sanatçılar imgeyi doğrudan imayla, mecazla, okurda benzer bir imge uyandırmaya yönelik dil ustalıklarıyla aktarmaya çalışırlar.
Sayfa 212Kitabı okudu
Reklam
-Kendi teknende yalnızsın. Ölümün en korkunç yanı bu -onu yalnız yapmak zorundasın. -Öyle olsa bile, teknende yalnız da olsan, yakınlarda inip çıkan öbür teknelerin ışıklarını görmek her zaman avutucudur.
Sayfa 190Kitabı okudu
“Ölüm borcundan kaçınmak için yaşam kredisini reddetmek” Otto Rank
Sayfa 122Kitabı okudu
Yaşamımız, varlığımız daima ölüme; sevgi yitirişe; özgürlük korkuya ve gelişme ayrılığa perçinlenmiştir. Biz, hepimiz, bu işin içinde birlikteyiz.
Ne çok istek. Ne çok özlem. Ve ne çok acı, yüzeye ne kadar yakın, yalnızca birkaç dakika derinde. Yazgı acısı. Varoluş acısı. Hep orada olan, yaşam zarının hemen altında sürekli uğuldayan acı. Ulaşılması böylesine kolay olan acı. Pek çok şey-basit bir grup alıştırması, birkaç dakikalık derin düşünce, bir sanat yapıtı, bir vaaz, kişisel bir kriz, bir kayıp -bize en derindeki isteklerimizin hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini anımsatır: genç kalmak,yaşlanmayı durdurmak, yitirdiğimiz insanların dönmesi, ebedi aşkı bulmak, himaye edilmek, anlam ve önem kazanmak, ölümsüzlüğe kavuşmak. Ne zaman ki bu ulaşılmaz istekler tüm yaşamımıza egemen olur, o zaman yardım almak için aileye, dostlara, dine -bazen de psikoterapistlere-yöneliriz.
Bu durmadan dönen çark, bu göz karartıcı hız, bu namütenahi yaratılış, oluş ve gidiş, tereddüdü ve tembelliği affetmiyor.
Sayfa 185Kitabı okudu
113 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.