Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hürriyet

Örselenmiş duygular ve sevgiler içinde yine de bulabiliriz istersek eğer sımsıcak sevinçleri ki onların külleri arasında sıçrayıp durur hâlâ öfkenin kıvılcımları
Sayfa 88 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Daha başlamadan yüz yıl önce davayı kaybetmiş olmamız demek kazanmaya çalışmayacağız anlamına gelmez.
Buyur burdan yak
Programdaki bu iki madde çatışıyordu. Öyle işler çıkacaktı ki vicdan "yap" derken kanun "yapma" diye nehyedecekti. Kezalik kanunun istediği bazı şeyler de vicdana dokunacaktı. Bu vaziyet karşısında ne yapmak lazımdı?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sunuş
Okumak genç olmanın biricik farkı, genç kalmanın yegâne tılsımıdır.
Demek ki köylerde kadın için toplumsal yaşam ancak ve ancak ev yaşamı çerçevesinde vardır ve kadının ev yaşamı dışında eylemli olarak hiçbir kişiliği yoktur. Sözü ve tanıklığı hiçbir değer taşımaz. Kemal Tahir'in bir köyden adını alan Sağırdere romanında betimlenen şu sahne, bunu doğrular: Bir köpeğin ölümünün ardından iki genç oğlan köy muhtarının odasına çağrılmışlardır: "Biz hiçbir şey görmedik diyeceğiz" dedi biri... 'Kadınlardan başka olayı gören olmadı. Kadınların tanıklığı ise kabul edilmez.' "Peki" dedi öbürü, "Öyleyse inkâr edeceğiz."
Reklam
Her yaşta ve her çevreden Türk kadınları, gelenekçilerin oluşturduğundan daha güçlü bir akımı temsil etmekteydi.
Yalnızca 1961'den 2022'ye "61 YILLIK ZİHNİYET"
Nitekim vaizler, depremlerin, kızların mini etek giymesinden, erkeklerin baş açık dolaşmasından dolayı meydana geldiğini ileri sürüyorlardı. Konya Müftüsü Hacı Tahir Büyükkörükçü'ye gelince o da aynı abartmalı yaklaşımla, İslâm'ın giyime ilişkin kurallarının mini eteğe ancak ve ancak karşı olabileceği savını ileri sürüyor, konumuna daha da güç katabilmek için de "giyimdeki bu gevşeme ve çözülmenin komünistlerin, Marksistlerin, Leninistlerin ve masonların ortak bir komplosunun sonucu olduğu"nu söylüyordu.
Gazi'nin ölümünden sonra yayılmaya başlayan yobazlık, kınanması gereken çarşaf giyimindeki bu yeniden azmanın kökeninde bulunan olguydu.
Söz konusu olan, özellikle ağırlığı yadsınamaz bir seçmen kitlesine hoş görünmek amacıyla kimi ilkelerden cayılması, vazgeçilmesiydi. Bu politika, toplumsal yaşamda kadının durumu üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktan geri kalmamıştır.
Keriman Halis'in Dünya Güzeli Seçilmesinin Ardından
"Türk gençlerine bu münasebetle şunu tahattür ettirmeyi (anımsatmayı) lüzumlu görüyorum: Müfterih olduğumuz (övündüğümüz) tabii güzelliğinizi fennî tarzda muhafaza etmesini biliniz ve bu yolda bir tekâmülün mütemadi tahakkukunu, gelişmenin sürekli gerçekleşmesini ihmal etmeyiniz. Bununla beraber asıl uğraşmaya mecbur olduğunuz şey, analarınızın ve atalarınızın oldukları gibi, yüksek kültürde ve yüksek fazilette dünya birinciliğini tutmaktır."
Sayfa 22 - Atatürk, 1932.Kitabı okuyor
Reklam
1923'te Türkiye güzeli, dünya güzeli seçildi. Burada özel olarak anlam taşıyan bir nokta şuydu ki, dünya güzeli seçilen Keriman Halis, son Şeyhül-İslâm'ın torunundan başkası değildi.
Fes için yapılmış olanın tersine, çarşaf giyilmesini yasaklayan hiçbir yasa çıkarılmamıştır.
Türkiye mütemeddin bir millet olamaz, çünkü Türkiye halkı iki parçadan mürekkeptir. Kadın ve erkek diye iki kısma ayrılmıştır, halbuki bir heyeti içtimaiye aynı gayeye bütün kadınları ve erkekleriyle beraber yürümezse terakki ve temeddün etmesine imkanı fenni ve ihtimali ilmi yoktur.
Neş'em Doğduğunda
Ne var ki, hatıra, rüzgarda bir an fısıldaşan ve sonra sesi hiç duyulmayan bir güz yaprağından başka nedir ki!
Sayfa 49 - İş Kültür Yay.Kitabı okudu
Yenilgi, yenilgim, kıvılcım saçan kılıcım ve kalkanım, Gözlerinde, okudum Taç giymenin kölelik olduğunu, Ve anlaşılmanın alçalmak olduğunu, Sahip olmanın, bütünlüğe ulaşmak Ve olgun bir meyve gibi, düşmek ve tüketilmek olduğunu, okudum gözlerinde.
Sayfa 32 - İş Kültür Yay.Kitabı okudu
373 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.