Hilafet meselesi, eski rejimin sözcüleri olan hocalar ile Türk devlet ve toplumunu modern bir ulus-devlete dönüştürmeye çalışan inkılâpçılar arasındaki iktidar çatışması için bir kılıf oldu.
İtilaf devletlerine yenik düşen milletler arasında, galiplerin dikte ettiği ağır barış koşullarını reddeden ve eşit koşullarla onları yeni bir barış imzalamaya zorlayan ilk millet Türklerdir.
Dürrîzâde'nin fetvasına göre "hainlerin devlete karşı ayaklandığı ve katilleri meşru olduğu" ilan ediliyor ve bu fetva, İngiliz-Yunan uçakları tarafından Anadolu'da halkın üzerine atılıyor, TBMM hükümetine karşı halk açıkça isyana kışkırtılıyordu.
Anadolu'da beliren ve tam bağımsızlığı amaç edinen milli kalkınma karşısında, Osmanlı hanedanı kendi varlığını İngiliz himayesinde sürdürebileceğini umuyordu.
Bana sorarsanız gerçek mutluluk yaz yağmuru gibi birdenbire boşanmaz insanın başına. Davranışımıza, çevremizdeki insanlarla ilişkilerimize her gün azar azar çekiduzen vererek eksiklerimizi tamamlarız. Yavaş yavaş biriken bir şeydir mutluluk.
Biz insanlar, sınırlarımızı bilmeden kendi aklımızı beğeniyoruz, öğrenmiyoruz, akıllanmıyoruz. Her şeyi anladığımız zaman da genellikle iş işten geçmiş oluyor.