Uzun sözün kısası, acıya dayanmaya, mantıksal olarak umut yokken, umut beslememe yardımcı olabilecek tüm yolları denemeye devam ediyordum: iskambil falları açıyor, Auber'deki bir dilencinin çanağına on frank koyup,"yeniden telefon etsin, geri gelsin"türünden dileklerde bulunuyordum. ( ve belki yazmakta bu türden biridir)