Ah! Aziz dostum, insanlar bulgulama bakımından ne kadar yoksul. Bir nedenden ötürü intihar edilir sanırlar hep. Ama iki nedenden ötürü de bal gibi intihar edilebilir. Hayır, onların kafası almaz bunu. O zaman insanın isteyerek ölmesi, kendisi hakkında vermek istediği fikre kendini feda etmesi neye yarar? Siz ölünce onlar bundan yararlanıp davranışımıza ahmakça ya da bayağı nedenler bulmaya çalışacaklardır. Şehitler, aziz dostum, unutulmak, alaya alınmak ya da kullanılmak arasında bir seçim yapmak zorundadır. Anlaşılmaya gelince, asla.
İnsan neyden kaçarsa, ona koşuyor. Neyi yapmam derse, evren o şeyi ona yaptırmak için mücadele veriyor. Büyük konuştuğu her kelimeyi yediriyor dünya insana. Seneler sonra Sezen’in onursuz olabilir aşk demesi gibi, ben de yoluma giderim diye bağırması gibi. Hayat daima, öğretiyor.
“Tanıdığım en güzel insanlar yenilgiyi, acıyı, mücadeleyi ve kaybı yaşamış, diplerden çıkış yolunu kendileri bulmuş insanlardır. Bu insanlar yaşama karşı geliştirdikleri kendine has anlayış, şefkat ve nezaketle doludurlar. Güzel insanlar öylece ortaya çıkmazlar, onlar oluşurlar.”
İnsanların büyük bir çoğunluğu düşen bir yaprak gibidir, katılıp gider rüzgarın önüne, havada süzülür, dönüp durur. Pek az kişi de vardır yıldızlara benzer, kendi yasalarını ve izleyecekleri yolu kendi içlerinde taşırlar.
Başka bir pislik kalmış mıydı kendini pisletmediği, bir günah kalmış mıydı işlemediği, bir budalalık kalmış mıydı başvurmadığı, ruhunu ıssız çöle çeviren bir adım kalmış mıydı atmadığı?