Hz. Ömer şöyle demiştir:
"Sakın üç şey için ilmi öğrenme:
1. Halkla mücadele etmek için,
2. Onunla böbürlenmek için,
3. Riyâkârlık yapmak için.
Üç şey için de ilmi bırakma:
1. İlmi öğrenmekten utanmak için,
2. İlmi kıymetsiz saymak için,
3. İlim yerine cahilliğe razı olmak için.
Hasan el-Basrî (r.h.) şöyle demiştir: "Konuşması çok olanın yalanı çoğalır. Malı çok olanın günahı çoğalır. Ahlakı kötü olanın nefsi azab görür veya nefsine azab çektirir."
Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Dilinin fazlasını tutan ile malının fazlasını Allah yolunda infâk eden bir kimseye cennet olsun!"
Dikkat et! Halk bu husustaki işi nasıl tepetaklak yapmıştır. Tam Resûlullah'ın dediğinin aksine, mallarının fazlasını depo etmişler, dillerinin fazlasını ise serbest bırakmışlardır.
Mesela اَللّٰهُ اَكْبَرُ in bir vech-i manası, Cenab-ı Hakk’ın kudreti ve ilmi her şeyin fevkinde büyüktür, hiçbir şey daire-i ilminden çıkamaz, tasarruf-u kudretinden kaçamaz ve kurtulamaz. Ve korktuğumuz en büyük şeylerden daha büyüktür.
Ve bu âlemde çok taifelere kumandanlık yapan ve karışan ve bazen karıştıran bir zabit, toprağa girip her amelinden sual olunmamak ve uyandırılmamak üzere yatıp saklanmayacaktır.
Her dertlinin âhını, her muhtacın duasını işiten ve dinleyen bir Semî’-i Mücîb perde arkasında var, bakar ki en küçük bir zîhayatın en küçük bir ihtiyacını görür ve en gizli bir âhını işitir, şefkat eder, fiilen cevap verir, memnun eder.
İman hakikatlarının fevkalade bir şekilde ispatının yapıldığı ve gelen itirazlara harika cevaplar veren bu muhteşem eser hakkında yorum yapmak benim ne haddime. Bu harika eseri üstadın ifadesiyle aktarmak isterim;
"Şu Otuz Üç Pencereli olan Otuz Üçüncü Mektup, imanı olmayanı inşâallah imana getirir. İmanı zayıf olanın imanını kuvvetleştirir. İmanı kavî ve taklidî olanın imanını tahkikî yapar. İmanı tahkikî olanın imanını genişlettirir. İmanı geniş olana bütün kemalât-ı hakikiyenin medarı ve esası olan marifetullahta terakkiyat verir; daha nurani, daha parlak manzaraları açar.
İşte bunun için "Bir pencere bana kâfi geldi, yeter." diyemezsin. Çünkü senin aklına kanaat geldi, hissesini aldı ise kalbin de hissesini ister, ruhun da hissesini ister. Hattâ hayal de o nurdan hissesini isteyecek. Binaenaleyh her bir pencerenin ayrı ayrı faydaları vardır."
Otuz Üç PencereBediüzzaman Said Nursî · RNK Neşriyat · 0435 okunma
Âmiriyet ve hâkimiyetin muktezası; rakip kabul etmemektir, iştiraki reddetmektir, müdahaleyi ref'etmektir. Onun içindir ki küçük bir köyde iki muhtar bulunsa köyün rahatını ve nizamını bozarlar. Bir nahiyede iki müdür, bir vilayette iki vali bulunsa herc ü merc ederler. Bir memlekette iki padişah bulunsa fırtınalı bir karmakarışıklığa sebebiyet verirler.
Kemal Sayar hocayı okudukça içimde tarif edemediğim bir sıcaklık hissesiyorum ve her şeye rağmen; tüm olumsuzluklara karşı; siyasetin kandırmacasının içinde; sosyal medya ve televizyonun avutma, uyutma ve aldatmaları arasında; aile, akraba ve dostluk kavramlarının içlerinin boşaltılmasının; gelir dağılımındaki eşitsizlik ve sosyal dengelerdeki bozulmaların ve aklıma gelen diğer tüm olumsuzlukların arkasında yine ümit etmeğe değer bir şeyler var, olmalı diyorum kendime.
Kısacası Kemal Sayar ve doyum olmaz şiirsel üslubu bana çok iyi geliyor.
Kendine İyi BakKemal Sayar · Kapı Yayınları · 20161,227 okunma