"Egonun, süperegonun ve idin kuruluşu zekice ama yapaydır," der Schnitzler.5 Gerçeklik kesinlik değildir, ama bir rüya olabilir pekâlâ. Her rüyanın arkasında bir gerçeklik bulunduğunu varsaymakta serbest olsak bile, bunun da kesin bir tarafı olmadığını kabul etmemiz gerekir.6 Bilakis, ancak gerçekliği bir rüya olarak görebildiğimizde; yani göz açıp kapayıncaya kadar geçen çok kısa bir an için gerçekliğin bir rüya olduğunu bildiğimizde (hatta belki de bu farkındalığı sürdürdüğümüzde), ama hiçbir doktor bizi bu hastalıktan kurtaramadığı için rüya görmeye devam ettiğimizde bilgiye ulaşırız.
5. Heinrich Schnitzler, Christian Brandstätter, Reinhard Urbach (haz.), Arthur Schnitzler: Sein Leben, sein Werk, seine Zeit, Frankfurt: Fischer 1981, s. 343.
6. "Aphorismen", Arthur Schnitzler: Sein Leben, sein Werk, seine Zeit, Aphorismus 25, s. 279: "Büyük bir toplulukta, kendini tamamen rahatlamış ve memnun hissettikten sonra, var olan her şey hayalet gibi ve tüm bunların arasındaki tek gerçek şey de şenmişsin gibi gelmedi mi hiç sana? Ya da bir arkadaşınla yaptığın heyecan verici bir konuşmanın ortasında, ansızın bütün sözcüklerin anlamsızlığını ve birbirini anlamanın imkânsızlığını fark ettiğin olmadı mı? Ya da sevgilinin kollarında mutlu mesut yatarken, bir anda, sevgilinin alnının ardında hakkında hiçbir şey sezemediğin düşüncelerin geçtiğini hissetmedin mi? Tüm bunlar bizim yalnızlık dediğimiz şeyden daha kötüdür. Kendimizle baş başa kalmaktan daha kötüdür."