Dileklerimizi elde etmek için attığımız daha ilk adımlarda değişmez kısıtlarla karşılaşırız. İnsanları değiştirme5 umuduyla yanıp tutuşuruz. Pek çok deneyden sonra, daha erken bir yaştan, okul yıllarında başlamak gerektiğini anlarız. Ama oğlanlar ve kızlar yumuşak başlı değildirler, onları eğitemeyiz. Kumaş kötü, deriz. Aslında değişim çabamız daha erken bir yerden, nesilden başlamalıdır: Yani Kader, dünyayı yöneten kanunlar vardır.
5 Düzeltme, yenileme, reform anlamları ağır basıyor.
Kitaptaki, çağın ruhunu yakalama ve buna göre 'insanın nasıl yaşaması gerektiği'ne yanıt verme çabası, karşımıza dokuz deneme çıkarır: Kader; Güç; Zenginlik; Kültür; Davranış; Tapınma; Yan Düşünceler; Güzellik; Yanılsamalar.
Aşkıncılar ağırlıklı olarak, ana-akım Protestanlığın dışında kalan ve teslisi kabul etmeyerek tek tanrıya, tüm varlıkların onun görünümleri olduğuna inanan Üniteryen kilisesine mensupturlar; ancak bunun dışında geniş kaynaklardan beslenmişler, Eski ve Yeni Ahit'in yanısıra, Antik Yunan ve Roma düşüncesi ve edebiyatı, mitoloji, Hint mistisizmi, Alman İdealizmi, İskoç Sağduyu Okulu, hatta İslam tasavvufundan etkilenmişlerdir. Ayrıca Robert Owen'ın deneysel komünal yaşam çiftlikleri ve doğa-insan ilişkisi anlayışı da Aşkıncılığı etkilemiştir.
Aşkıncılar, insanın yüzünü önce kendine, sonra doğaya dönmesini, şeylerin görünür düzenini aşarak onun ardındaki güçlerle (Tanrı'yla) bağ kurmasını ve böylece varlıkların tümünün birliğini kavramasını temel alan bir düşünüşü temsil ederler.
Hayata bir Protestan papazı olarak tandıktan kısa bir süre sonra katı ve kurumlaşmış bir din anlayışının kendine uygun olmadığına ikna olarak kiliseden ayrılır.
Konuşan varlıkların hayatını belirleyen, en az işin ve ücretin ağırlığı kadar, adların ya da adsızlığın yükü, söylenmiş ve yazılmış, okunmuş, işitilmiş sözcüklerin ağırlığıdır.