Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kendime not

Kendime not
@Kendimennot
136 syf.
·
Puan vermedi
Gül Yetiştiren Adam
Gül Yetiştiren AdamRasim Özdenören
8.1/10 · 17,7bin okunma
Reklam
Tüm insanlar aynıdır: Kendileri bir başkasının cebinden alırken yüzleri aydınlanır, gülümser, ama kaybetme sırası onlara geldiğinde yastaymış gibi ağlarlar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Beli kullukla bükülmüş kişi, ne güzel bir kişidir. Beli Rabbe bükülen pehlivanın, dünyada sırtını yere getirecek başka hiçbir şey yoktur…
İkisi de kral olan baba ve oğul, aslen gece ve gündüzün rumuzudur. Gündüz, bağrındaki tüm eşyayı zahir kılarak eyler işlerini… Gecenin derdi ise görünmeyene dairdir. O batıni olanı, yani iöteki hakikati önemser. Gündüz boyunca kurulan saray ve kaşaneler, hep kendimizi ispat etmek derdinde olduğumuzun hikayesidir. Ama gece, aldırmaz tüm bu ışıklı ve görkemli davetlere, içe bakar, dışa değil… Böylece aynı eşyanın farklı hakikatlerini doğurup durur her ikisi de… Aslında her ikisi de birbirine âşıktır, hem gündüz hem gece içlerinden birbirlerini çıkarıp dururlar, birbirlerini dünyaya getirirler, birbirlerini örter, birbirlerini açarlar… Gündüz ve gece, iki kral gibi aynı dünyayı kurup aynı dünyayı yıkarlar… Masalın bu kısmındaki saray, içinde yaşadığımız hayatın ta kendisidir…
Reklam
Her cevap, bir kapıya benzer. Kapılar ve cevaplar, bazı şeyleri açsa da bazı şeyleri muhakkak içerde saklı tutar… Kapı, hem açan hem de örtendir aynı anda…
Her yazgı, bizi koruyan bir kaderin bilgisiyle işler. Tercih edilmediğimizi düşündüğümüzde, aslında başka bir şey için tercih etmiştir bizi kader.
Kiminin aynası iç bükey olurdu, tuttuğu sırlar, ifşâ ettiklerinden daha çok olan, derin ve ağzı sıkı insanlara has aynalardı bunlar… Kiminin aynasının bükeyi ise dışa doğru taşardı, bu tür dışa dönük aynaları taşıyanlar, çoğu kez mutluluğu dış dünyanın başarılarında arayanlardı… Kimisinin kaşık kadar, kimisininse boyunu aşkın olurdu elinde tuttuğu ayna… Kimininki parıl parıl yalazlar saçarken, kimininki sönük ve yaldızsız kalırdı…
Dostluk, çalışmakla veya ücreti ödenerek elde edilen bir şey değildi…
Reklam
Bir kadının konuşmasından değil susmasından korkulur… Çünkü susan her kadının içinde dikkatle çalışan bir kum saati işler. Elindeki kum saatini her alt üst edişinde o kadın, gelmiş geçmiş hayatını sabırla gözden geçirir. Her bir kum tanesi, nice acılı dakikanın bilge bir öğretmeni gibi, o kadına yoldaşlık eder. Susan kadın, içindeki kum saatiyle konuşur. Orada, kendinden önceki nice kadının hayat öğretileri durur. Susmak, kadın için eylemsizlik değil, tam tersine bir sivil itaatsizlik eylemidir. Zira susan kadın, birazdan konuşmaya ve değiştirmeye başlayacaktır…
‘Cesaret korkmamak değil. Cesaret, korktuğu halde bile yerinde sabırla durmaya devam etmektir.’
162 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.