Atatürk böyledir, şöyledir diyip Atatürk'ü karalamaya çalışanlar. Açınız kulaklarınızı size söylüyorum: siz bir taşı alıp bir adım ilerisine götüremezken Atatürk Devlet kurdu, devrim yaptı, Gazi oldu, Paşa oldu, Mareşal oldu siz bunların zerresini bile yapmaktan acizken nedir bu Atatürk düşmanlığı ne geçmişe düşman olun ne Cumhuriyete, ne Osmanlıya, ne İslama, ne Laikliğe bizi bir yapan temel ilkelere ve kültür ve medeniyete düşman olanlara asıl ben, şahsım düşman....
Çok beğendim özellikle sonunda olan Fatih devrine ait tetkikleri ve anlatış tarzı ve üslubu çok hoşuma gitti. Şunuda belirtmeliyim ki benim okulda sadece yabancıların devşirme yapıldığını bunların sadece devşirme denilip üzeri kapatılmıştı. Ama İlber hoca yaş, ekonomi ve sana üniversial olarak devşirme 'nin anlamını ve hangi milletlerden alındığı gibi ayrıntılarıda göz ardı etmiyor. Çok güzel sadece bu konu değil geniş bir gözle dahi baktığımız zaman kitaba müthiş derecede tarih fikrini ve milli bilinci aşılıyor. Bunun 1. si 'de müthişti ama bu daha hoşuma gitti diyebilirim. Şunu da son olarak söylemeliyim ki Ankara Savaşı 'nı anlatan bölümü sanki bende birebir yaşıyordum. Yani o kadar güzel anlatıyor hocamız Allah uzun ömürler versin...
Ağlamak istiyorum saatlerce ağlamak... Ne der Aşık Veysel "Anlatmam derdimi dertsiz insana dert çekmeyen dert kıymetin bilemez"
Normalde empati kurmak her bireyin görevidir. Bu kitapta da o çocuğun yerine kendinizi koyarsanız empati olur.
Ama benimki bambaşka empatiden çok aynı şeyleri yaşadım(kişisel olana hiç girmeyeceğim) yaşamaklada kalmayıp hüngür hüngür ağladım. Çünkü onun çaresizliğini bende yaşadım sanırım beni etkileyen bu oldu ve yukarıdada söylediğim gibi Aşık 'in sözünü dert çekmeyen bilmez anlamaz.
Gerçektende insan düşünüyor o çocuğun hayal dünyasındaki babasıyla konuşmasını ağlamamak elde değil. Saf, masum ve ormanlardaki ağaçların dahi korkmasın diye onları korumak ve yapraklarını okşayacak kadarda merhametli.
Bu kitap sanırım kendimle çok özdeşleştirdiğim için bugüne dek okuduğum beni en etkileyen kitap. Ve ömrüm boyunca hiç başımın yanından ayırmayacağım bir kitap....
Beyaz GemiCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 201870,4bin okunma
Uzun zamandır okumuşum bu kitabı ve aklımda, bilincimde tek yer eden bağ, sevgi idi ve yine tilki ilen bağı hoşuma gitmişti. Ve sanırım şöyle bir söz söylüyordu küçük Prens (yanlışsa düzeltin.) : insan karşısındaki küçücük bir canlı dahi olsa bağ ve sevgi kurarsa mutlu olur. Diyordu sanırım...
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Can Çocuk Yayınları · 2015235,2bin okunma
Yazarları özellikle yabancı üniversal yazarları çeviriden okuyan bence gerizekalılık yapmıştır. Okumassa daha iyidir eğer çok okumak isteyen varsa dilini alfabesini öğrensin o dilde okusun...
Biz etten, kemikten, kandan ibaret değiliz. Nasılki bir karıncanın dahi varoluş amacı varsa seninde vardır bir hikmeti vücudun. İnsanlar (genel olarak) kendinin sahibi olmadığı araba, para,ev, iş gibi diploma vs gibi şeylerle övünürler. Aslında hiçbirinin kendisine ait olmadığını ve binaenaleyh kendisindeki vücudun kemiğin, etin dahi birgün yok olacağını bilmez ve öyle afallaya savsaklaya yaşayıverir ta ki ölüm yaklaştığında saçlarına ak düştüğünde aklı başına gelir. Amma iş işten geçmiştir artık....
Dünyaya yön veren bütün mucitler bir eksiklikler silsilesinde icat etmiştir. Sadece 1 örnek vermek gerekirse Alexander Graham Bell hayatını okuyun ve hangi elzem sorundan telefonu icat ettiğini öğrenin. En başta onu etkileyen şeyin sağır bir eşe sahip olmasıdır. Göreceksiniz.