Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

KitaptakiSes

KitaptakiSes
@KitaptakiSes
• Bir çadır, biraz meditasyon,bolca kitap,fazlasıyla oksijen, taş üstünde kahve,sessizlik ! •kkedi90
280 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Kürt edebiyatının usta ismi
Mehmed Uzun
Mehmed Uzun
, bir aşk adamıdır. Yazarımız, kaleme aldığı
Yitik Bir Aşkın Gölgesinde
Yitik Bir Aşkın Gölgesinde
‘de, ülkesinden sürgün edilen Vanlı Memduh Selim Bey’in mücadelelerle dolu trajik ömrünü bütün incelikleriyle anlatır ve her şeyi o kadar yalın yazar ki, insanı bu yalın dille öylesine bir büyüler ki, insan bu büyünün içinde döner durur. Böylesine yalın bir dille yazabilmek ancak büyük ustalarımızın işidir Kaderi yenilgiler, yetimler ve geçim sıkıntılarıyla örülen Kürt aydını Memduh Selim bey, onulmaz çifte bir aşk arasında seçim yapmak zorundadır: Sevdiği kadına olan aşkı mı, ülkesi için savaşmak aşkı mı ? Peki sizce aydınımız ne yapmış olabilir? Ya da böyle bir ikilemeyle siz karşı karşıya kalsaydınız neyi seçerdiniz, ne yapardınız? İşte bu sorunun cevabı için bu kitabı okuyun! :)
Yitik Bir Aşkın Gölgesinde
Yitik Bir Aşkın GölgesindeMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20186,5bin okunma
Reklam
360 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Ölümün çocuğu Baz ile sürgünün çocuğu Kevok’un hikayesi...
Kitabımızda bir yandan birbirine hiç benzemeyen iki yaşamın, bir yandan da bir o kadar birbirine benzeyen iki kaderin hikayesi anlatılıyor. Baz ile Kevok' un hikayesi... İki dost, iki düşmanın hikayesi... Korkunun ve umudun hikayesi... Siyah ve beyazın hikayesi... Ve en çok da aşkın hikayesi: yaşama aşık, özgürlüğe aşık, sevmeye aşık insanların hikayesi... Aslında
Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık (Cep Boy)
Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık (Cep Boy)
, bir aşk hikayesi gibi görünse de öyle değil. Eserimiz, "insanı biçimlendiren kişinin duygu ve düşünceleri değil, yaşadığı ortam, büyüdüğü toplumdur." diyor. Bir insan, katil,isyancı yahut oruspu olarak doğmaz. İnsanı katil, isyancı ve oruspu olarak doğuran bulunduğu çevre, yaşadığı toplumdur. Kişi doğarken ne dilini, ne ırkını, ne de rengini seçer. Kişiye bunları seçtiren doğduğu toplumdur. İNSAN, DİLİ VE IRKIYLA YARGILANMAMALI, TUTSAK EDİLMEMELİ, ÖLDÜRÜLMEMELİ !!!
Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık (Cep Boy)
Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık (Cep Boy)Mehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20179,5bin okunma
183 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Günün birinde acıyı keşfeden küçük bir çocuk; Zeze !
Yazarımızın kendi çocukluğundan derin izler taşıyan
Şeker Portakalı
Şeker Portakalı
, 5 yaşında bir çocuğun çocukluğunun verdiği müthiş geniş hayal dünyası yanında, hayatı, yoksulluğun toplumda ve ailesindeki kötü yansımalarını algılamaya, anlamlandırmaya çalışmasını ve bunun iç dünyasına yansımaları ile hayal dünyasının yavaş yavaş aralanışını belki tamamen yerle bir oluşunu anlatır. Hayatın gerçekleriyle yüz yüze kalakalmanın yani büyümenin büyük sancısını ve acısını en derin şekilde aktarır. Birçok insanın çocukluğundan izler bulacağı ve belki de çocukların ince ve derin ruh(hayal) dünyasını arayabileceği bir eser. Okunulası lakin aman kütüphanemde ille de olsun diyeceğim bir kitap değil tabi kişisine göre değişir b/ilginize :)
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022229,5bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
152 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Dönemimiz popülaritesi yüksek bir kitabıyla daha karşı karşıyayız.Yetişkinlerin bu tür kitaplara(fabl) eğiliminin çok oldğunu düşünmüyorum. Muhtemeldir ki yazım amacının altında yatan nedenlerden ötürü eserimiz değer kazanmıştır. Ve kitabı aleade bir şekilde okuyup geçerseniz ne yaptığı göndermeleri ne de kitabın amacını anlarsınız. Öncelikte dönemden haberdar olunmalıdır. Çünkü seçilen hayvanlar bile dönemin özelliklerine paralel seçilmiştir. Eser, o dönemin Sovyet Rusya’sına ve tabii ki Stalin’e yönelik bir eleştiridir. Benzetmeler ve kara mizah çok güzel bir şekilde işlenmiştir. Mr.Jones, emperyalist yönetimi, Napoleon Rus lider Stalin’i, hayvanlarsa halkı temsil etmektedir. Sosyalizmin uygulanmasına ve zamanla karşı çıktıkları şeye dönüşen liderleri anlatan çok güzel bir romandır. Ana karakterleri bir çiftlikte yaşayan hayvanlardır.
George Orwell
George Orwell
, hayvanları alegorik bir şekilde kullanarak, Stalin’i ve reel sosyalizmi hicvetse de aslında bütün diktatörlükleri, baskıcı yönetimleri eleştirmiştir. Kendini yönetenleri sorgulamayan, özgürlüklerini savunamayan, kendi gücünden habersiz yaşayanların özetle aklını kullanamayan hiçbir varlığın özgürlüğünün bir değeri yoktur. Gerçek devrimler ancak kişilerin eğitilmesi ve farkındalıklarının artması ile gerçekleşecektir !!
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020245,7bin okunma
282 syf.
8/10 puan verdi
·
31 günde okudu
Amerikan sisteminden 'payını alan' yazar
Joanne Greenberg
Joanne Greenberg
,genç yaşta geçirdiği akıl hastanesi deneyimini anlattığı
Sana Gül Bahçesi Vadetmedim
Sana Gül Bahçesi Vadetmedim
‘ de, toplumu ve aile kurumunu eleştirir, yabancılaşmanın getirdiği iletişimsizlik temalarını işler, kimisi etnik kökeni, kimisi de ruhsal ya da fiziksel eksiklikleri yüzünden ezilen insanları anlatmıştır.Kitabında toplumun yerleşik
Sana Gül Bahçesi Vadetmedim
Sana Gül Bahçesi VadetmedimJoanne Greenberg · Metis Yayınları · 202113,9bin okunma
Reklam
284 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Baştan kaybetmişlerin yüzü, sesi, tokadı !
Bu romanda, 1965 ile 85 arasındaki Türkiye var. Dönemin siyasal çalkantıları, insan hakları ihlalleri, sol hareketin yükselişi, ezilişi, Yumurtalık Hâkimi’nin bir kavga sırasında, yanlışlıkla
Yılmaz Güney
Yılmaz Güney
tarafından vurulması ve Fransa’ya kaçış süreci var, kanser, ölüm var… Yanı sıra çok çarpıcı bir aşk hikâyesi var! Kitaba adını veren "Sevgili" hitabı çok hoş. Roman Yılmaz Güney'in eşi - sevgili hitabının muhatabı- Fatoş Güney'in yaşamlarını yazarın yorumuyla bize sunuyor ama karakterlerimizin isimleri açıkça yer almıyor. Kim bilir belki ifşa edilmesi edebiyatımız için kaba sayılırdı. Kitapta beni en çok etkileyen ise; dünyayı değiştirmek için hayatını, inancını, yeteneğini ortaya koymaktan en zorlu koşullarda bile vazgeçmeyen bir sanatçının, yok edilme çabalarına rağmen gösterdiği yaratma inadı! Ve dâhilere özgü deliliği... En acısı da ne biliyor musunuz? Türkiye dönüp dönüp aynı noktaya geliyor. Dahası, insan hakları, düşünce ve ifade özgürlüğü, hak hukuk, adalet, eğitim ve hayati her konuda sürekli daha kötüye, daha da gerilere gidiyor.
Sevgili
Sevgiliİnci Aral · Kırmızı Kedi Yayınları · 2017964 okunma
102 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Başka ülkelerin egemenliği altında olan (İsveç-Rusya), kendi dili neredeyse hiç konuşulmayan, çorak arazi ve bataklık ovalardan oluşan, toprağın verimsiz olduğu, doğal kaynak fakiri bu küçük ülkenin, küllerinden doğup, ekonomik ve kültürel açıdan gelişmiş, özgür, refah bir ülkeye dönüşme serüveni… Öyle ki,
Grigory Petrov
Grigory Petrov
tarihi kitap özelliğinin yanında hayali karakterler de katarak eseri bir kurguya dönüştürmüş aslında. Yani, hikaye gerçeğin yansıması, kişiler de gerçek şahsiyetlerin özelliklerini yansıtan figürler… Kitabı okumadan önce
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
, Finlandiya söz konusu olunca karlar ülkesi gibi bir anlamı, sembolik bir ifadeyle çağrıştırıyor diye düşündüm. Biraz araştırınca Zambak çiçeğinin, Hristiyanlık dünyasında önemli bir yeri olduğunu okudum. ‘Asalet’, ‘ümit’, ‘masumiyet’ gibi birçok erdemin sembolü olarak görülüyor. Petrov ’un kitapta en çok vurguladığı nokta, ne olursa olsun, ülkede yaşam koşullarının iyileştirilmesinin halkın elinde olduğu ve kas gücü ya da beyin gücüyle yaşayan her bir bireyin bu yolda sorumluluk alması gerektiğidir. Bununla birlikte, ulusun genel durumunun ve devleti yöneten kişilerin her zaman halkın ruhunun bir yansıması olduğunu söyler. “Halk nasılsa, onu yönetenler de öyledir. Bu yüzden her halkın hak ettiği iktidarlara ve yöneticilere sahip olduğu” düşüncesini vurgular.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Beyaz Zambaklar ÜlkesindeGrigory Petrov · Karbon Kitaplar · 201998,9bin okunma
110 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Okunmamış
Stefan Zweig
Stefan Zweig
kalmasın diyerek, Zweig kitaplarını okumaya devam ediyorum :)
Gömülü Şamdan
Gömülü Şamdan
, gerçek bir olaydan esinlenerek yazılmış bir kitap, daha doğrusu yazarımız sonunu kendi hayal gücüyle tamamlamıştır. Yahudiliğin önemli simgelerinden olan Menora yani 7 kollu Şamdan ve bu şamdanın korunması için fedakarlık ve özveri ile hayatlarını sürdüren Yahudilerden bahseden Zweig, Yahudi kültürüne bağlılığı o kadar güzel anlatmış ki... Kitabı okurken insanların dini ya da kültürel anlamda kimi nesnelere atfettikleri değerleri sorgulama fırsatım oldu. Yahudilerin kutsal emaneti Menora'yı yani 7 kollu Şamdan'ı Roma'yı yağmalayarak diğer kıymetli eşyalarla birlikte alıp götürürler. Kutsal emanetlerini geri almak isteyen Yahudi cemaatinin yaşlıları ve o günlerdeki olaylara şahit olması ve gelecek kuşaklara aktarması için yanlarına aldıkları yedi yaşında Benjamin ile şamdanı yitirirler. Benjamin asla pes etmez. 88yaşına gelmesine rağmen hala kutsal emanetlerini onun alması gerektiğini ve almadan da Tanrı'nın onu bu dünyadan almayacağını anlamaya başlar. Bu yüzden şamdanı geri alabilmek için Bizans İmparator'una yalvarmak üzere yola çıkar. Ancak İmparator, Kudüs'teki bir Hıristiyan kilisesine gönderdiği şamdan ortadan kaybolmuştur. İşte bundan sonrasını, bu güzel gerçek olayın devamını yazarımız kendi hayal gücüyle tamamlayıp bitirir.
Gömülü Şamdan
Gömülü ŞamdanStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202214,1bin okunma
69 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bir karakter değişimi hikayesi...
Ailesinin ona bıraktığı yüklü miras ile seçkin bir burjuva olarak hayatını idame ettiren, rahat, tasasız ve sefillikten bir haber, otuz altı yıllık yaşamında her şeyi elde etmiş ve doymuş; bunun da etkisiyle giderek duyarsızlaşan, donuklaşan bir adamın olağanüstü bir gecede hayatının nasıl değiştiğine tanık oluyoruz. Cebindeki ağırlık gece boyunca azaldıkça yüreğindeki ağırlığın da azaldığını fark eden bu adam artık bambaşka birisi olur.Bir insanın maddi olarak her ne kadar varlıklı olsa da manevi olarak yoksul olabileceğini gösteren bu eser; hayata aslında küçücük bir şeyle bile bağlanabileceğimizi, hayattan zevk almamız için paranın gerek olmadığını bize göstermiştir. Yazar tek bir gecede bir yaşamın nasıl kökten değişebileceğini çok iyi kurgulamış ve muhteşem duygu değişimleriyle de desteklemiş. Kitabın son sözüyle nokta atışı yapmış ve insanın suratına tokat gibi çarpan " Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan, bütün insanları anlar.”cümlesi ile kitabı bitirmiştir
Olağanüstü Bir Gece
Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023143,5bin okunma
331 syf.
8/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Kitabımız, adını bilmediğimiz bir ülkede trafik ışıklarını bekleyen bir adamın aniden kör olmasıyla başlıyor ve sonrasında bu körlük kısa sürede herkese yayılıyor,tüm sistem çöküyor.Peki sadece anlatılmak istenen bu mudur sizce? Demokratik söylemleri sebebiyle ülkesini terk etmiş, hatta aforoz edilmiş
José Saramago
José Saramago
, yazarımız ise tabi ki hayır. Yazarımız, beyaz körlük diyerek 'göze perde inmesi 'ni anlatmak istemiş. Ki bu, basiretin bağlanması, vicdanların kararması, insanlığın yozlaşması diye çoğaltılabilir. Eserin sonunda "biz zaten kördük.Gördüğümüz halde görmeyen körler!" diyerek vermek istediği mesaj apaçık söylenmiş ki; mesele sadece fiziksel körlük etrafında dönmesin. Çok çarpıcı,sarsıcı,düşündürücü hatta yer yer mide bulandırıcı örneklerle (+18) sadece kör oldu diye insanlığı ve tüm etik değerleri bitiş noktasına getirmiş.Bunun yanın sıra adını bilmediğimiz 7 karakterin, karantinada geçirdiği o korkunç günler insanların kendi çıkarları için nasıl insandışı bir yaratık olabileceklerini gözler önünde sermiştir.Bu insandışılık beni çok etkiledi :( Çünkü Dünya’yı ele geçiren “KORONA VİRÜSÜ” böyle giderse bizi insandışı varlık yapmakla kalmayacak; sayısız insanımız ölecek ! Şimdi bunların üzerine size soruyorum, GÖRME YETİSİNE SAHİP BİZ İNSANLAR, SAHİDEN GÖRÜYOR MUYUZ? Korku, insanları kör etmiş! Para, makam insanları kör etmiş! Ötekileştirme, ahlaksızlık had safhada! Diller işine gelmeyene susmuş! Kalp susmuş; vicdan yoğun bakımda! İşte bunlar yüzünden, sadece kendi çıkarlarına dokunulduğunda tepki veren GÖREN KÖRLERİZ biz!
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022103,5bin okunma
Reklam
340 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Serinin 2.kitabıyla karşı karşıyayız. Cerrah’ımız tekrardan aramızda. Hem de
Çırak
Çırak
‘ ı ile birlikte... Akıl almaz cinayetler ve maktul üzerinde tasarlanan fanteziler en az
Cerrah
Cerrah
‘takiler kadar başarılı. Serinin ilk kitabında geri planda kalan Rizzoli, bu kitapta yaşadığı duyusal sarsıntı ve yönetici dedektif statüsü ile kendini gösteriyor. Bastırmaya çalıştığı duygularla katilimizin peşine düşen güçlü dedektifimiz, kanımızı donduran cinayetlerin peşinde.
Çırak
ÇırakTess Gerritsen · Doğan Kitap · 20189,5bin okunma
376 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Tess Gerritsen
Tess Gerritsen
‘in insan bedenini ve ruhunu en ince ayrıntısına kadar tarif ettiği tıbbî gerilim romanlarından olan
Cerrah
Cerrah
inandırıcı kahramanları, sürükleyici diyalogları ve sürekli tırmanan gerilim duygusuyla bu türü sevenlerin hayran olacağı tarzda bir roman. Yazarımız, kitabında tıpkı kahramanının neşterini kullandığı gibi kalemini ustaca oynatıyor. Romanın her satırından kan sızıyor ve olayı birebir yaşıyorsun. Bir kadına yönelik en ağır şeylere tanık oluyor; ürperiyorsun. Kitaba adını veren, planlı, kanlı katil Cerrah gerilimi sonsöz ile daha da artırıyor ve nerede serinin ikinci kitabı diyip arayışa giriyorsun. Bu daha Rizzoli serisinin ilk kitabı... Seriye ve gerilimi hissetmeye devam arkadaşlar.
Cerrah
CerrahTess Gerritsen · Doğan Kitap · 201813,8bin okunma
352 syf.
7/10 puan verdi
·
8 günde okudu
İNSANIN, İNSANLARIN İÇİNDE, İNSANA HASRET YAŞADIĞI BİR AŞK HİKAYESİ...
Tarihimizin bir bilinmeyenine, Birinci Dünya savaşı ve Kurtuluş Savaşı'ndan sonra yapılan "MÜBADELE" hakkında bir öykü. Yüzlerce belki de binlerce yıldır yaşadıkları yerlerinden ve yurtlarından koparılarak hiç bilmedikleri topraklara, hiç bilmedikleri bir ülkeye gönderilmek pek çok haksızlık, zulüm hatta ölüme de ol açmış. O yılları yaşayanlar dışında pek kimse bilmez, tarihimiz incelenip yazılmadığı için. Bizim için tarih maalesef savaşlar, kahramanlıklar, fethedilen ülkeler, düşürülen kaleler, yakılıp yıkılan, ganimet elde edilen şehirler demek. Tarihin bu hoş olmayan, hatırlanmak isteneyen tarafı hep görmezden gelinir nedense. Bu arada Tacettin'in sevgisinin hakkını verememesi, pısırık, kişiliksiz davranışlarıyla, sonunda da risk almayı beceremeyip "kaderimiz buymuş" diyen içimizden bir çok kişiyi sembolize ettiğini de vurgulamak lazım.Hasret gibi büyük bir esaret altına girmek yerine ölümü tercih eden Tacettin hepimize ders olacak nitelikte.
Hasret
HasretCanan Tan · Doğan Kitap · 20197,2bin okunma
325 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Kardeşimin Hikayesi
Kardeşimin Hikayesi
, kurgusu ne kadar güzel olsa, dili ne kadar akıcı olsa ve her ne kadar “psikolojik” öğeleri ağır basan bir roman olsa da; okuyucuya yorum bırakmayan bir roman. Yani siz bu romanı okurken çok heyecanlı ve sonunu merakla beklediğiniz bir film izliyor gibi oluyorsunuz, olay örgüsüyle kimi zaman üzülüyor, kimi zaman heyecanlanıyor, kimi zaman telaşlanıyorsunuz… Kitabı bitirene kadar karakterleri çözmekle, olayları anlamakla meşgul oluyorsunuz. Bitirdiğinizde ise geriye sorgulanacak hiçbir şey kalmıyor! Sadece romanın damağınızda bıraktığı o güzel tat, olanları sindirmek için biraz sükunet, o kadar!   Kimi romanları okuduğunuzda, romandaki karakterle özdeşleşip kendi içinizde de bir yolculuğa çıkarsınız ve bittiği vakit siz de kendinizde yeni bir şeyler keşfetmiş, biraz daha olgunlaşmış, yeni bir yaşamı tecrübe etmiş olursunuz. Bu tip romanların üzerine işte bol bol konuşursunuz, çünkü sizin de söyleyecek cümleleriniz vardır! Kardeşimin Hikayesi’ni okuduktan sonraysa, benim cümlem kalmadı! İnsanların duyguları olmasaydı herşey ne kadar kolaylaşırdı diyerek oluşturulan kitabın temelinde, aşk ile ilgili kendinizden çok şey bulacağınız aşkın,daha doğrusu "kara sevda" nın tespitlerini muhteşem edebiyatı ile anlatan dünya sanatçısı
Zülfü Livaneli
Zülfü Livaneli
‘nin önünde saygıyla eğiliyorum. Susup kaldım, bekledim, sindirdim içime…Sanki çok süratli koştum koştum da, sonunda geldiğim deniz kıyısında bir banka oturup denizin dinginliğinde dinlenmeye çekildim gibi…Beynimi tamamen boşaltıp düşünmeyi bıraktım gibi… Bu yüzden söz söyleyemedim üzerine işte!
Kardeşimin Hikayesi
Kardeşimin HikayesiZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2019105bin okunma
266 syf.
7/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Prof.Dr.
İlkay Kasatura
İlkay Kasatura
, önsözünde "Özellikle gençlerin, evlilik öncesi eş seçimine götürecek arkadaşlıklarla kendilerine sadece iyi vakit geçirtecek kişileri aradıkları görülüyor; onlarda anne-baba özelliklerine uygun kişileri arama bilinci yerleşmiş görünmüyor." tespitinde bulunmuştu.Gerçekten şunu görüyoruz ki, çoğunlukla, bir şekilde başlamış sevgililik ilişki yaş ve ailenin özelliklerine göre evlilik yolunda kendiliğinden ilerliyor.Taraflar evlilik öncesi bu sevgililik devresini, birbirini tanımak üzere kullanmıyor; aksine bu devreyi EVLİLİK ÖNCESİ RUTİN İŞLEMLERİN TAMAMLANMASI İÇİN GEÇİRİLEN BEKLEME SÜRESİ olarak doldurmaya çalışıyor. Evlilik öncesi ilişkiler başlığı altında incelenen konuların ise daha kapsamlı ele alınması gerektiğini düşünüyorum.Özellikle kitapta "karşı tarafı tanımak için ne yapılabilir" konusunda -ki en önemli konu- ayrı bir başlık oluşturulmamasının eksikliğini hissettim. Ama genel olarak, kitapta gerçek hayat hikayelerinden örnekler bulunduğu için kendimi bu olayları yaşarken ve tartışırken buldum. Kitabı okuduğunuzda aklınızda ezberlenmiş cümleler kalmayacağını; ancak daha sonra iletişimde sorun çözme metodunu öğrenmiş olduğunuzu yaşarken fark edeceğinizi düşünüyorum.Bu nedenle kitabı okumanızı tavsiye ederim.
Eş Seçiminden Evliliğe : Yaşam Döngüsü
Eş Seçiminden Evliliğe : Yaşam Döngüsüİlkay Kasatura · Remzi Kitabevi · 20145 okunma
33 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.