Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kadir Şahin

Çoğu kanun koyucunun, politikacının, avukatın, bakanın ve devlet memurunun da aralarında yer aldığı başka bir grup da devlete büyük ölçüde kafalarıyla hizmet ederler. Herhangi bir ahlaki ayrım yaptıklarına da pek ender rastlandığı için bazen istemeden de olsa Tanrı diye şeytana hizmet ettikleri de görülebilir.
Reklam
"Ayrıca bu kaba, çirkin haliyle deve dikeni, narin kır çiçeklerinden oluşan buketime hiç yakışmamıştı. Yerinde ne güzel duran çiçeği boşu boşuna mahvettiğim için üzülerek demetten çıkarıp attım."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bilgilerin Levh-i Mahfuz’da yer alma biçimi, Kur’ân-ı Kerîm’in hâfızın beyninde yer alması gibidir. Levh-i Mahfûz’u bir metin şeklinde harf ve rakamlarla yazılmış kitap gibi düşünmek yerinde ve isabetli olmaz.
Bir kişi, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) bütün söz, fiil ve takrirlerindeki muradını anladığını iddia ederse, bu iddia, o kişinin çok akıllı olduğunu değil, eksik akıllı olduğunu gösterir.
Reklam
Yakın mesafeden isyanın büyüklüğü beni etkiledi. Bu halim selim nüfuslu vilayet aniden karakterini sıradan göçebe hırsızların bozgunundan, Türkiye'ye karşı bir patlamaya dönüştürmüştü. Kesinlikle bizim tarzımızda değildi ama yeterince şiddetli bir şekilde, Doğu'yu kutsal bir savaşta bize karşı dolduracak olan din faktörüne rağmen Türklerle savaşıyorlardı.
Ben, Arap hareketine inanıyordum ve henüz buralara gelmeden önce, bu hareketin içinde Türkiye'yi parçalara ayırma fikrinin yattığından emindim; ama Mısır'daki diğerlerinin buna inancı yoktu ve sahadaki Araplar hakkında istihbarî hiçbir bilgi edinmemişlerdi.
Faysal'ın kurnazlığı
... Para ise hiç gönderilmedi: Faysal onun yerine sağlam bir sandığı taşlarla doldurdu, dikkatle kilitletti ve bağlattı, her günlük yürüyüşte kendi köleleri tarafından korundu ve her gece titizlikle çadırına sokuldu. Kardeşler bu tür tiyatro oyunlarıyla eriyen bir gücü ellerinde tutmaya çalıştılar.
Faysal, Tikritli ateşli Arap militan Mevlüd el-Muhlis'le tanıştırılmıştı. Kendisi aşırı milliyetçiliği yüzünden Türk ordusunda iki kez rütbesi düşürülmüş ve ibn Raşid'in sekreteri olarak Necid'de iki yıllık bir sürgün geçirmişti. Şibadan önce Türk süvarilerine komuta etmiş ve orada birliklerimizce esir alınmıştı. Şerif'in isyanını duyar duymaz onun için gönüllü ve Faysal'a katılan ilk mektepli subay olmuştu. Şimdiyse onun emir subayıydı.
"Peki Safra Vadisi'ndeki yerimizi beğendin mi?" "Güzel; ama Şam'dan çok uzakta.” Söz bir kılıç gibi aralarına düşmüştü. Bir titreme oldu. Sonra orada bulunan herkes oturduğu yerde kaskatı kesildi ve bir dakika boyunca nefesini tuttu. Bazıları belki de uzaklardaki başarının hayalini kuruyordu; diğerleri ise bunun son yenilgilerinin bir yansıması olduğunu düşünmüş olabilirdi. Faysal sonunda gözlerini kaldırdı, bana gülümseyerek, "Allah'a şükürler olsun, bize ondan daha yakın Türkler var,” dedi. Hepimiz onunla birlikte gülümsedik; ben de kalkıp bir süreliğine izin istedim.
Reklam
Beni bir iç avluya götürdü; avlunun diğer tarafında, siyah bir kapının dikmeleri arasında, beni gergin bir şekilde bekleyen beyaz bir figür duruyordu. İlk bakışta, Arabistan'a aramaya geldiğim adamın bu olduğunu hissettim Arap İsyanını tam zafere ulaştıracak lider. Faysal, uzun beyaz ipek cübbesi ve parlak kırmızı ve altın kordonla bağlanmış kahverengi başörtüsü içinde çok uzun ve çok ince, sütun gibi görünüyordu. Göz kapakları düşmüştü; siyah sakalı ve renksiz yüzü, vücudunun garip, durgun uyanıklığına karşı bir maske gibiydi. Elleri önünde, hançerinin üzerinde çapraz duruyordu.
Hallaf'a duvarın amacını sordum. O ise bana, Şam'da, Konstantinopolis'te ve Kahire'de bulunduğunu ve Mısır'ın büyük adamları arasında pek çok dostu olduğunu söyledi. Oradaki Ingilizlerden herhangi birini tanıyor muydum? Hallaf niyetimi ve geçmişimi merak ediyor gibiydi. Mısırlıların diliyle bana çelme takmaya çalıştı. Halep lehçesiyle cevap verdiğimde, tanıdığı önde gelen Suriyelilerden bahsetti. Ben de onları tanıyordum; sonra yerel politikaya geçti, Şerif ve oğulları hakkında ve Faysal'ın ne yapacağını düşündüğüm hakkında nazikçe ve dolaylı yoldan dikkatli sorular sordu. Bunları ondan daha az anlıyordum ve önemsizce geçiştirdim. Tafas imdadıma yetişti ve konuyu değiştirdi. Daha sonra Hallâf'ın Türklerden maaş aldığını ve Arap kuvvetleri için Bi'r-İbn Hasani'den geçenlerle ilgili sık sık raporlar gönderdiğini öğrendik.
Tafas ve Abdullah hamurla ustaca oynarken bu ilk denememde, Hallâf'ın payına düşen yarı aç kalmaktı: Haklı olarak, çünkü Araplar yüz elli kilometrelik kısa bir yolculuk için beraberinde bir miktar yiyecek taşımayı kadınsı bir davranış olarak görüyorlardı.
Yolda giderken aklımdan geçenler, bu yolun, sayısız nesiller boyunca kuzeyin insanlarının Kutsal Şehri ziyaret etmek için geldikleri ve yanlarında mabetleri için imanlarının nişanesi olan hediyelerini taşıdıkları Hac Yolu olduğuydu ve Arap İsyanı da bir anlamda kuzeye, Suriye'ye, bir ideal için bir ideali, bir vahye olan geçmiş inançları için özgürlük inancını geri götüren bir iade haccı manasına gelebilir gibi görünüyordu.
Arap, bir fikir üzerinde bir ipin üzerindeymişçesine sallanabilirdi; zira aklının söz verilmemiş bağlılığı onu itaatkar bir hizmetkar yapardı.
125 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.