Hatice S. T.

Hatice S. T.
@Lalefam
Ya lale açmalıdır göğsümüzde, yahut gül... Anne,okur,yazar,ömrünce talebe.Anı niyetiyle kendi hâlinde ilerleyen kitap güncem.
Bazen hissedilir böyle;
"Hayatımın en nazik devresinde tamamen yalnız kaldım, belki de fitne bir cücenin insafına bırakıldım.
Reklam
İnsan bazen yanı başındaki kitapta kendi öyküsünün anlatıldığını fark edemiyor.
Dokuzuncu Nükte: Ramazan-ı Şerifin orucu, doğrudan doğruya nefsin mevhum rububiyetini kırmak ve aczini göstermekle ubudiyetini bildirmek cihetindeki hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki: Nefis Rabbisini tanımak istemiyor, firavunane kendi rububiyet istiyor. Ne kadar azablar çektirilse, o damar onda kalır. Fakat açlıkla o damarı kırılır. İşte Ramazan-ı Şerifteki oruç doğrudan doğruya nefsin firavunluk cephesine darbe vurur, kırar. Aczini, za'fını, fakrını gösterir. Abd olduğunu bildirir. Hadîsin rivayetlerinde vardır ki: Cenab-ı Hak nefse demiş ki: "Ben neyim, sen nesin?" Nefis demiş: "Ben benim, sen sensin!" Azab vermiş, Cehennem'e atmış, yine sormuş. Yine demiş: "Ene ene, ente ente." Hangi nevi azabı vermiş, enaniyetten vazgeçmemiş. Sonra açlık ile azab vermiş, yani aç bırakmış. Yine sormuş: "Men ene vema ente?" Nefis demiş: اَنْتَ رَبِّى الرَّحٖيمُ وَاَنَا عَبْدُكَ الْعَاجِزُ Yani: "Sen benim Rabb-i Rahîm'imsin, ben senin âciz bir abdinim." (Ramazan İktisad Şükür 19.sh - Risale-i Nur)