Nazan Bekiroğlu’nun Kehribar Geçidi’nden sonra (ve hatta yıllar sonra) ilk defa bir kitabı hem çabucak okumayı hem de aynı kitabın hiç bitmemesini istedim. Bediâ’nın çocukça hevesinin bir aşka dönüşmesi ve sonra bu aşkın dönüşüp sevgiliye muhabbet oluşu ve en nihayetinde ihanete yenik düşüp bağımlılık olması… Ateşten yangına geçiş, yangından küle yolculuk… Yine kapkara bir kömüre dönüşürken bile hayalinizde hâlâ çok güzel ve zarif duran iffetli Bediâ… Nice sonlar var ki belki bu kadar dokunaklı değil… Fatma Aliye’yi ilk okuyuşum ama muhakkak ki son okuyuşum değil. Şahsi bir yorum daha yapacak olursak Nazan Bekiroğlu Fatma Aliye ile kalu beladan tanışık :)
Kanun namına kanunsuzluk edenleri, cinayetle itham ediyorum. Böyle canilerin keyiflerini, elbette Hükûmeti Cumhuriyenin kanunları reddeder ve hukukumu iade eder ümidindeyim.