Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Lizanina

Lizanina
@Lizanina
Evli | Çoğunlukla arşiv olarak kullanılmakta.
Ölüm olasılığı, çarpıcı bir şekilde sonsuza dek hayatta olmayacağımızı hatırlatarak bizi zaman çarkının tekdüzeliğinden çekip çıkarıverir. Bu durum yaşadığımız anı ciddiye almamızı sağlar(…)
Sayfa 264Kitabı okudu
Reklam
Bu sonsuz yaratımın bize faydası ne? Olsa da aynı, olmasa da, Yine de döner dolaşır ve tekrar eder durur ama: Benim seçimim sonsuza dek boşluktan yana.
Sayfa 258Kitabı okudu
Gerçekten de pek çok insan mutsuzluk, sıkıntı ya da amaçsızlık gibi hislere otomatik tepkiler vererek, "Gelecekte beni bekleyen ne tür güzellikler var?" sorusuyla zihinlerini içinde bulundukları andan uzaklaştırmaya çalışıyor. Bu durumda geleceğe dair "umut" aslında şimdiki zamanı öldürüyor. Oysa umudun bu tür bir "uyuşturucu" şeklinde kullanılması gerekmiyor. Yaratıcı ve sağlıklı halinde umut (bu ister dinsel tamamlanma ya da mutlu bir evlilik ya da mesleki başarı umudu olsun) kişiye enerji veren bir tavır, kendimizi daha canlı hissedebilmek için gelecekte yaşanacak bir olaya dair mutluluğun sezgisel olarak şimdiki zamana taşınmasıdır ve böyle de olmalıdır.
Sayfa 256Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ah sevgilim, birbirimize içten olalım Çünkü dünya hayaller ülkesi gibi önünde uzanır. Öyle çeşitli, öyle güzel, öyle yeni… Ama ne neşesi, ne sevgisi, ne ışığı gerçek Ne bir huzur, ne bir kesinlik, ne acıya çare var Büyüyen bir karanlık içinde Karanlık bir ovadayız.
Sayfa 237Kitabı okudu
Muazzam içsel çatışmalar yaşayan insanlar “kendilerini kör ederler.” Onları çevreleyen gerçeklikten kaçabilmek için kendilerini kör ederler.
Sayfa 244Kitabı okudu
Reklam
Psikoz gibi aşırı uç örnekler dışında kişinin kendine dair bilgiye ve yaratıcılığa ulaşması (kısaca masum bir bebek yerine güçlü bir insan olmanın) karşılığında endişe ve suçluluk duygularıyla boğuşmak zorunda kalmasının son derece büyük bir bedel olduğuna kim itiraz edebilir ki?
Sayfa 183Kitabı okudu
Kalp kırıcısınız! :)
-Ama nasıl oldu da sana ilgi duymaya başladı, anlayamadım… Oysa “biçimsiz şey”, “budala” diyordu senin için. -Bunu bana söylemeyebilirdiniz,
Sayfa 404Kitabı okudu
Ön sözden...
Kendi hesabıma kitabımın çok satan olmasını kendi başarım ve kazancım olmaktan çok çağımızın sefaleti olarak görüyorum: Yüz binlerce insan, adı hayatta anlam bulma arayışına ilişkin bir şeyler vadeden bir kitabı alıyorsa, bu sorunu saç diplerine kadar hissediyor demektir.
Proust da yazma uğruna eziyeti besler. Proust'un hayatı çocukluğundan başlayarak hastalıklarla geçmişti. Şiddetli astım nöbetleri hayatı boyunca canını yakmıştı. Ölümünden birkaç yıl önce bir mektubunda şöyle yazar: “Her ne kadar özellikle de son aylarda tasamın ayrılmaz eşlikçisi olan böylesi katlanılmaz fiziksel acıları çekiyor olmak canımı sıkıyorsa da bunlara, çektiğim acılara düşkünüm ve bunları yitirme düşüncesinden nefret ediyorum.” Acı Proust'un kalemine yön verir.
Salt hayatta kalma kaygımızla biz de virüse, o ölememiş varlığa, sadece üreyen, yani yaşamaksızın hayatta kalan varlığa benzeriz.
Reklam
Pandemi döneminde neoliberal çalışma kampının adı “home office”tir: evde çalışma. Onu despotik yönetimlerin çalışma kamplarından ayırt eden sadece sağlık ideolojisi ve kendini sömürme şeklindeki paradoksal özgürlüktür.
Palyatif toplum aynı zamanda bir “beğendim” toplumudur da. Bir beğeni çılgınlığına kapılmıştır. Her şey beğeni kazanana kadar düzleştirir. “Like” günümüzün imi, hatta ağrı kesicisidir.
Motivasyon hocaları ve olumlu düşünmenin diğer temsilcilerinin sürekli çalkalanan iş piyasası yüzünden mali yıkımın eşiğinde bulunan insanlara iyi bir haberi var: en ürkütücü ‘değişimler’i bile kucaklayın ve bunları fırsat olarak görün.
Günümüzde ölmek insanlara özellikle zor gelir, çünkü hayatı anlamlı bir şekilde bitirmek artık mümkün değildir. Olmadık bir zamanda sona erer. Uygun zamanda ölemeyen, zamansız ölmek zorundadır. Yaşlı olamadan yaşlanırız.
Neoliberal performans toplumunda emir, yasak ya da cezalandırılma gibi olumsuzluklar yerini motivasyon, kendini optimize etme ve kendini gerçekleştirme gibi olumluluklara bırakır. Disipline edici mekanların yerini huzur verici alanlar alır.
606 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.