Tuğba

Tuğba
@Mairuh
Dünyaya binlerce yıldan beri ahlaki, estetik, dini istemlerle, kör bir eğilim coşku veya korku ile bakmamız ve mantıksız düşüncenin sapkınlıklarında zevk ve sefa içinde yaşamamız nedeniyle bu dünya yavaş yavaş öyle sihirli bir şekilde renkli, korkunç anlamlı, ruh dolu oldu. Dünya renklendi - ama boyayan bizlerdik.
Reklam
Filozoflar, yaşamın ve tecrübenin önünde-görüngüler dünyası dedikleri şeyin önünde-açılmış olan ve hiç durmadan aynı süreci gösteren büyük bir resmin önünde dikilir gibi dikilerek, bu resmi yapmış olan varlığı yani görüngüler dünyasının hep yeterli sebebi okarak görülen 'Kendinde Şey' i tanıyabilmek için bu süreci doğru yorumlanması gerektiğini savunurlar.
.. Aynı şekilde inancın gücü inanılan şeyin gerçekliğini değil, sadece kendi gücünü ispat eder.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dilin kültürün gelişmesi açısından anlamı, insanın onda, kendi dünyasını bir başkasının hemen yanına kurup, sıkıca sarıldığı bu yerden, geri kalan dünyayı yerinden söküp kendisini oranın hakimi yapabilmesindendir.
.. Dini, ahlaki ve estetik duyguların, objelerin sadece yüzeylerine ait olmaları muhtemeldir. İnsan ise burada en azından kendisinin dünyanın kalbine dokunduğunu düşünmek ister. Bu nesneler, onun ruhuna öylesine derinden dokunur ve onu öyle derinden üzer ki, o yanılır ve bu yüzden astrolojide gösterdiği gururun aynısını burada da gösterir. Çünkü astroloji, yıldızların insanların kaderi için döndüklerini söyler. Ahlaklı insan, kalbinde önemli bulduğu şeyin nesnelerin de kalbi ve varlığı olması gerektiğini kabul eder.
Reklam
Reklam
Geri110
164 öğeden 151 ile 164 arasındakiler gösteriliyor.