Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Leyla

Sevgili Bilge, gözün aydın! Ben metafizik oldum, kavram oldum artık. Önce kendi varlığımın sınırlarını çizdim, sonra gecekondunun meselelerine el attım. Böyle yapmasaydım Sevgili Bilge, hayalleri düşünen bir hayal olmaktan öteye geçemezdim.
Sayfa 329Kitabı okudu
Reklam
Her şey, eskiden olduğu gibi cereyan etti albayım. Daha önce de böyle olmuştu. Öyleyse varım. Eskiden olmuşsam, şimdi de varım. Eski varlığımdan kuşkuya düşmediğime göre, şimdi de var olduğumu düşünebilirim. Peki, bu arada mutfağa nasıl geldim? İnsan deli olur.
Sayfa 329Kitabı okudu
Bir varlıkkavram olarak çıkıyorsun karşıma. Yaşanırken düşünülmesi ve düşünürken yaşanması gereken bir mesele olmak istiyorsun. Bilge'yi, senin gibi hissetmemi istiyorsun. Nasıl olur? Yani albayı da, kendimi onun yerine koyarak mı düşüneceğim? İşte bu nedenle, kurmak istediğim dünya, senin yüzünden yıkılıyor; bütün oyunlar anlamını kaybediyor. Sevgili Bilge, işte bu yüzden hayal ve gerçek, benim onlara verdiğim anlamları kaybetmek üzere. Sen, yaşadığım bir gerçek misin? Yoksa, bir zamanlar yaşamış olduğum bir rüya mı- sın? Yoksa, ikisi de değil misin?
Sayfa 326Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
ben merhamet dilencisiyim, kolumda sargılar taşımıyorum, paçavralar içinde gezmiyorum, kimsenin anlamadığı ince metodlarım var gecekonduda oturuyorum, seviyemin altında yaşıyorum, yüz olabilirken bir oluyorum, sürümden kazanıyorum, bana bak saydam etek! bana bak güzel bacaklar! kiminle konuştuğunun farkında mısın? beni hemen anlamalısın, çünkü ben kitap de gilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum, ben Van Gogh'un resmi değilim, öldükten sonra beni müzeye koyamazsınız, beni tanımalısınız ki benden bahsedin, çocuklarınıza beni örnek gösterin, herkes zengin olmak yerine Hikmet olmak istesin, ah bir Hikmetim olsaydı desin, benim ana çizgilerimi öğrenin, sonra 2000 modeli bir Hikmet-çamurlukları büyük arkası şöyle bir Hikmet yaparsınız kendinize göre, kötülüklerimi de unutun, onlan ben biliyorum ya yeter, kimseye yararı yok, kötü örnek örnek olamaz, suimisal misal olamaz, bunun anlamı başka, sen anlamazsın ki ince bel! sana her şeyi nasıl anlatabilirim?
Sayfa 318Kitabı okudu
Ben oburum albayım: Düşünce- lerimin meyvalarını yemek istiyorum, aşkımın meyvalarını yemek istiyorum hemen. Korkuyu yenmek istiyorum. Kalabalık istiyorum.
Sayfa 317Kitabı okudu
Reklam
"Onun köle olduğunu bildikten sonra ne zevk alacaksın bu işten?" "Anlamıyorsunuz ki. Öyle olma- dığına inandıracak beni. Insan kolay inanır kölelere. Ben de bir zamanlar kölelik yaptım albayım; çok başarılıydım. Ücre- tim az geldiği için ayrılmak zorunda kaldım. Sonra da başka ekmek kapısı bulamadım. Gerçek köleleri çok iyi bilirim bu yüzden. Kimse beni kandıramaz bu konuda. Fakat, yorucu bir iştir albayım; herkes beceremez.
Sayfa 289Kitabı okudu
"Alışılmış değerlendirmelere göre, ben bir hiçim albayım. Ölçülerimi kendim getirmek zorunda- yım bu nedenle. 'Zayıflık' adlı bir kuvvet birimi yokmuş alba- yım. Öyle söylediler. Ben de, suyu ve elektriği olan bu g konduya kaçtım."
Sayfa 287Kitabı okudu
Hayat, talimlere benzemiyor albayım. Gerçek mermiler, insanı yaralıyor.
Sayfa 286Kitabı okudu
SCHLICK: Siz, suçların insanda nasıl geliştiğini bilemezsiniz. Her gün yüzlerce küçük suç... hele insan bunların cezasız kaldığını gördükçe... insanların karşısında suçlu olduğunuzu bile bile onlara iyi davranmak, onların sizi iyi sanmasına göz yummak... (Ayağa kalkar.) Komiser Bey! Ben kararı- mı verdim. İlgili makamların yardımını rica ediyorum. Bütün gün evde oturup adaletin gelmesini beklemekten usandım. Ben önce davranmak istiyorum. Bir gün nasıl olsa gelecekleri- ni bildikten sonra... (Durur, düşünür.) Acaba gerçek ceza bu mudur dersiniz?
Sayfa 285Kitabı okudu
Ve işin en vahim yanı şu ki, bahşişleri patron alacaktı! Londra'da dokuz ayrı lokantada çalıştım. Biri Türk, diğer sekizi yabancı mutfaklardı. Yalnızca iki lokantada, akıl almaz bir biçimde, emeğinin karşılığı olan bahşişler garsonlara verilmiyordu. Türk lokantası ve patronu Mısırlı olan Fransız lokantası. Anlayacağınız, 'dinde' güncelleme yapılır mı yapılmaz mı bilemem ancak 'dindarda' bir güncelleme yapılması, hiç fena olmaz!
Reklam
Bizim de başka çaremiz yok da ondan, oğlum Hikmet. Biz bu dünyaya seyretmeye, hayran olmaya gelmişiz. Takdir etmesini bilmek de bir meziyet, derlerdi büyüklerimiz bize. Biz de önümüze geleni beğenirdik: Tarih hocasını Herodot, felsefeciyi Eflatun zannederdik. Bizim hocaların adı neden tarihe henüz geçmemiş diye hayıflanırdık; ortada bir haksızlık olduğunu düşünürdük. Bize göre herkes, alim adamdı. Tekaüt olduktan sonra kanaatlerim biraz değişmişti ama, gene de hangi resim sergisine gitsem, koşar ressamı tebrik ederdim; bütün piyeslerden sonra alkışlamaktan ellerim acırdı. Ediplerle tanışamadım diye üzülür dururdum. Bir gazete muharririnin yazılarını en büyük hakikat olarak kabul ederdim. Mühim makaleleri kesip saklar, fırsat buldukça yeni baştan okurdum. Ortaya atılan her esere hürmetim vardır benim. Bir insanın, iyi kötü, ortaya bir eser koyması ne kadar zor, ne kadar takdire şayan bir gayrettir bilemezsin.
Sayfa 280Kitabı okudu
Çünkü ona hakaret ediyorum albayım. Ne fransız, ne alman, hatta ne de ingilizin cesaret edemeyeceği mezalimi yapıyorum. Ben de Austerlitz'e gitmek istiyorum gönüllü olarak, albayım; serseri bir kurşunla ben de vurulmak istiyorum.
Sayfa 277Kitabı okudu
Bazen seyirciyle de konuşur oyuncu; ama, herkes bilir onun gerçekten konuşmadığını: Can sıkıcı karşılıklar vermezler ona. Oyun yazarının canı konuşmak istemiştir o sırada. Herkes bunu anlar, onu hoşgörür. Hayata dayanamayan her insan gibi yapılır oyunda: Mış gibi yapılır.
Sayfa 263Kitabı okudu
Her fırsatta, küçük bir zayıflık sezdi mi mesele çıkaran, sonra üzerine yürününce de kendine acındırmak için sahte duyarlıklara başvuran zavallı 'ben'i gördüm. Kendime acındırmayı bir sanat haline getirmeğe çalıştığımı anladım.
Sayfa 262Kitabı okudu
Ve kendi çirkinliğime yüzümü buruşturarak uyandım. Her fırsatta, küçük bir zayıflık sezdi mi mesele çıkaran, sonra üzerine yürününce de kendine acındırmak için sahte duyarlıklara başvuran zavallı 'ben'i gördüm. Kendime acındırmayı bir sanat haline getirmeğe çalıştığımı anladım.
Sayfa 262 - İletişim 48. BaskıKitabı okudu
1.529 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.