"...Çağdaş insan kendini aynı zamanda hem pazardaki satıcı hem de satılacak mal olarak gördüğünden, öz saygısı, denetiminin dışındaki koşullara dayanır. O, eğer başarılıysa değerli, başarısızsa değersizdir. Bu yönlenmenin sonucu olan güvensizliğin derecesi kolay kolay gözden kaçırılamaz. Eğer insan kendi değerinin, oncelikle sahip olduğu insansal niteliklerden değil, koşulları durmadan değişen yarışmacı bir pazardaki başarısı aracılığıyla kurulduğunu düşünürse, hem öz saygısı sağlam olmayacak, hem de sürekli olarak başkalarının bu öz saygıyı pekiştirmelerine gereksinme duyacaktır. İnsan böylece, durmadan başarı için itilmekte ve her başarısızlığı kendine duyduğu öz saygı yönünden yeğin bir tehlike olmaktadır. Bunun sonucu güçsüzlük, güvensizlik ve aşağılık duygularıdır. Değerinin yargılayıcıları, pazardaki değişiklikler olunca, insanın onur ve gururu yok edilmektedir."