Yorgun
Ölüler beni serinliğe yakıştıramaz
çünkü hiç kimse çıkmak istemez bu mevsimden dışarı
çünkü bitkinliklerini günden saklar ekinler
ekinler çocukların en rahat uykuları
gece ayakları kokan bir adam gibi gelir
eşiklere oturmuş aya doğru çocuklar
o serin bereket gölgeleri çocuklar
yani çocuk o güzel tüccar
yorgunluklar alıp kargılar dağıtan
geceye karanlıktan önce gelen çocuklar
bu şaşkınlığı çünkü gece uyuyamaz
sanki ne kalmıştır çocuklara isa’dan
ölüler beni ölüme yakıştıramaz
gibi hala saçlarımda tozlu bir akşam.
(1962)
Saygı, muhatabımızın varlığına dikkat kesilmek ve ona değerli olduğunu hissettirmektir. Eğer olduğumuz biçimde görülüyorsak bize saygı duyulduğunu hissederiz. Varlığım bana saygı duyan biri tarafından teyit edilir. ' İyiki buradasın!' der saygı duyan bana, ' iyiki varsın ve benimle birliktesin.' Tanpınar 'ın "sükut suikastı" dediği şey, karşımızdakini görmezden gelerek, onun yaptığı güzel şeyleri yok sayarak, azar azar öldürmektir bir insanı.
sözde senden kaçıyorum
dolu dizgin atlarla
bazen sessiz sevdasın
ipekten kanatlarla
ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla
karşıma çıkıyorsun
en serin imbatlarda
adını yazıyorum