Kitaba başladığınızda dikkatinizi cümlelerin diziliş şekli çekiyor. Diyaloglarda hangi kahramanın konuştuğunu anlamanız dikkatli okuyuşunuzla çözebilmenize bağlı. Normal puntolarla, usulüne uygun düzenlenmiş olsa kitabın sayfa sayısı bir miktar daha artacaktır. Akıcı bir dille anlatılmış, ancak sonlara doğru okurun merakını artırıyor ve de “bir an önce bitsin artık” dedirterek okurda okudukça bitmiyor hissi uyandırıyor.
Olay örgüsüne baktığımda kitaptaki kişilerle birlikte görebilen bir kör gibi kitabın sayfaları arasında dolaştım. Gördüm ki İnsanoğlu gözle görme yetisini kaybettiğinde kendisini bataklığa sürükleyebilecek kadar zayıfmış, üzülerek fark ettim. Sonra kadınların tabiatlarında zor şartlar ile mücadele edebilme gücünün şartları da zorladığına, erkeklerin kadınlarına küfür içerikli bir söz işittiklerinde dahi adam öldürebilecek küheylan gibi kükrerken, zorluklar insanî sınırlarını aşındırmaya başladığında bütün değerlerinden vaz geçebildiklerine, imkan bulduklarında ne derece çirkinleşebildiklerine şahit oldum.
Normal şartlarsa tahammül edilemeyecek davranışlara hayatta kalabilmek adına bazı durumlarda anlayış gösterildiğini; zulüm, acizlik ve insan onurunu yerle bir eden ahlaksızlıklara dahi boyun eğildiğini içim ezilerek seyrettim.
Görmeyince kabul etmek ve farklı bir bakış açısı geliştirmek bir yerde kolaylık sağlıyormuş deneyimledim. Görmek istediklerime odaklanıyor, görmek istemediklerime kör bir pencereden ya da bir körün penceresinden bakabilirim artık.