Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Metin

245 syf.
9/10 puan verdi
Okuması keyifli ve akıcı bir kitap. İhsan Oktay Anar'ın hayal gücünün genişliğine hayran olmamak elde değil. Bir kabadayının canını almak üzere gelen Ölüm, Kabadayı'nın ısrarı sonucu onunla bir oyun oynamayı kabul ediyor. Eşli oynanacak oyunda eğer Kabadayı kazanırsa; Ölüm canını bağışlayacak, eğer Ölüm kazanırsa; Kabadayı ile birlikte oyunu birlikte oynadığı arkadaşının da canını alacak. Tabii bu oyun için Ölüm'ün de bir eşe ihtiyacı var. Ölüm de kendisine eş olarak canını alacağı sıradaki kişi olan Cezzar Dede'yi seçiyor. Oyunu Kabadayı ve arkadaşı kaybediyor, çıkan tartışmada da birbirlerini öldürüyorlar, olaylar da bundan sonra başlıyor. Ölüm, Cezzar Dede ile bir anlaşma yapıyor. Anlaşmaya göre; Ölüm canını alacağı sıradaki kişiyi bulana kadar, Cezzar Dede ile sırayla birbirlerine hikayeler anlatacaklar. Eğer Ölüm, Cezzar Dede'nin anlattığı hikayeyi beğenirse, hikaye başına ona bir saat daha yaşama hakkı verecek. Cezzar Dede de bunu kabul ediyor ve birbirlerine sırayla hikayeler anlatmaya başlıyorlar. Bu hikayeler sırasında İhsan Oktay Anar'ın, daha önce de belirttiğim gibi, hayal dünyasının genişliğine hayran kalıyorsunuz. Bu hikayeler korku, cennet, din v.b. içerikli hikayeler. Hikayeleri okurken zaman zaman korkuyor, zaman zaman gülümsüyor, zaman zaman da şaşırıyorsunuz. Daha kitap ile ilgili yazabileceğim çok şey var ama, burada bitirmek istiyorum, kitabının tamamının özetini geçmiş olacağım zira. Henüz İhsan Oktay Anar okumamış olanlar varsa mutlaka tavsiye ediyorum. Tabii bir başyapıt olan Puslu Kıtalar Atlası'nı da unutmamak gerek.
Efrasiyab'ın Hikayeleri
Efrasiyab'ın Hikayeleriİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 20185,4bin okunma
Reklam
432 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Breuer, Nietzsche, Freud ve daha birçok, kendi alanında çığır açmış önemli tarihi karakterin yer aldığı, dahiyane kurgulanmış bir roman. Aslında tam olarak roman da sayılmaz çünkü, anlatılan bazı şeylerin gerçekte de yaşanmış olabileceği üzerinde duruyor Irvin D. Yalom. Kitap bu yönüyle bana Vladimir Bartol'un "Fedailerin Kalesi Alamut"
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202352,1bin okunma
208 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
Okumazsanız bir şey kaybetmeyeceğiniz bir kitap. Kitabın baş karakteri ergen Holden. Okulda başarısız, hatta defalarca okuldan atılmış, kaygısız, ilgisiz, geçimsiz, biçimsiz, isyankar, kimseyi sevmeyen (kardeşleri dışında) bir arkadaşımız Holden. Zaman zaman ölmekten bahsetmesinden ve söylediği birçok şeyden depresif olduğunu da anlıyorsunuz. Holden'in okuldan atılmasına gösterdiği umursamaz tutum, bana Albert Camus'un Yabancı kitabının baş karakteri Meursault'u hatırlattı. Gerçi Meursault umursamazlık ve kayıtsızlık anlamında çığır açmış bir karakter ama bir miktar benzettim. Hikaye, Holden’in okuldan atıldıktan sonraki kısa bir zaman diliminde neler yaşadığını anlatıyor. Okurken, yaşadıklarının sıradanlığından sıkılabilirsiniz.
Çavdar Tarlasında Çocuklar
Çavdar Tarlasında ÇocuklarJ. D. Salinger · Yapı Kredi Yayınları · 202159,1bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
464 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Yaşananların ve isimlerin sürekli tekerrür ettiği, hayali olayların ve mucizelerin günlük hayatta karşılaştığımız sıradan şeylermiş gibi aktarıldığı, her ne kadar kafa karışıklığı yaratsa da elimden bırakmak istemediğim, okuduğum kitaplarla kıyaslayamadığım, sınıflandıramadığım bir kitap. Saplantılar, tutkular, fedakarlıklar, büyük hayaller, büyük hayal kırıklıkları, vazgeçişler... Bu kitapla ilgili olarak daha birçok şey sayılabilir. Kitabı okumaya başlamadan önce kafanızı boşaltmanızı tavsiye ederim. Ne kadar hızlı okursanız ve ara vermeden bitirirseniz o kadar iyi. Aksi takdirde kim kimdi karışıklığı yaşayabilirsiniz. Ben kitabı okurken zaman zaman dönüp kitabın başındaki soy ağacına bakma ihtiyacı hissettim.
Yüzyıllık Yalnızlık
Yüzyıllık YalnızlıkGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202036,2bin okunma
111 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabın ana karakteri Meursault'un hayata karşı kayıtsızlığı zaman zaman "yok artık" dememe ve sinirden gülmeme sebep olduysa da yine de bu kayıtsızlığı bir miktar kıskandım diyebilirim. Hatta bir ara farkında olmadan "Adam kayıtsızlığın kitabını yazdı." bile dedim. Hayatı bize zindan edebilecek hadiselerin Meursault için herhangi bir şey ifade etmemesi "Böyle insanlar gerçekte var mıdır acaba?" diye sorgulamanıza sebep olacak.
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2019111,5bin okunma
Reklam
510 syf.
9/10 puan verdi
Tarihi bilgilerle, kurgunun harmanlandığı harika bir eser. "Bir insanı dinin dogmalarına inandıracak herhangi bir kanıta sahipseniz, o kişiye istediğiniz her şeyi yaptırabilirsiniz." diye kısaca özetlenebilir, ama kitap bundan daha derin. Yazarın araştırmacı yönü, kitabın derinliği, olayların birden çok karakterin etrafında dönmesi, bu vesileyle yaşananları farklı bakış açılarıyla görebilme v.s. beni en çok etkileyen noktalar. Her ne kadar gerçek olaylara dayalı olsa da Sultan Melikşah'ın ve Nizamülmülk'ün zehirlenmelerine rağmen "acaba kurtuluyorlar mı?" diye düşünmekten kendimi alamadım. Taraflı okuduğum için sanırım.
Fedailerin Kalesi Alamut
Fedailerin Kalesi AlamutVladimir Bartol · Koridor Yayıncılık · 201241,5bin okunma