Birisi otuz yaşındayken ölüp de yaşlı olabiliyorken öte yandan sekseninde ölüp genç olan vardır. Birisi öldükten sonra bile yaşarken diğeri daha ölmeden yok olmuştur.
Romanın konusundan çok ana fikrine değinmek istiyorum bu incelememde. Roman aslında harekete geçmemiz mesajını veriyor. Harekete geçmeyen, kendi konfor alanından çıkamayan, hayatını idame ettirmek için gerekli bilgilere sahip olmayan ve bütün işlerini başkalarına yaptırmaya alışmış insanların kendi sonlarını, kendilerinin hazırladığını çok güzel bir şekilde vuruluyor yazar. Sadece yattığımız yerden düşlediğimiz yaşamı elde edemeyiz, düşünerek hiçbir sonuca varamayız. Hayatı ertelemenin bize hiçbir getirisi olmaz aksine önümüze çıkan belki de hayatımızı toptan değiştirecek fırsatları elimizin tersiyle itmiş oluruz. Ah Oblomov... Aslında romanın sonunda Oblomov'un kendi için bir şeyler yapacağını ve mutlu olacağını umuyordum ama ne yazık ki Oblomov bizleri şaşırtmadı ve konfor alanından çıkamadı Ştolz'un deyimiyle "Zekâ yönünden başkalarından geri kalmazdı, billur gibi saf ve şeffaf bir ruhu vardı. Yüce gönüllü, sevecen bir insandı. Kendini mahvetti"
Peki, sebep neydi?
Oblomovculuk!
Umarım ki hiçbirimiz Oblomovculuk hastalığına yakalanmayız ve harekete geçip hayatımızı karanlıklardan çıkarabiliriz yoksa bütün bir ömür Oblomov'un ömrü gibi boşa yaşanmış olur.
Oblomovİvan Gonçarov · Yordam Kitap · 202039,4bin okunma