Aslında bu kitap en genel anlamda insanın hem ölen hem öldüren oluşunu anlatıyor. Hakkaten de öyle değil mi ölen de biziz öldüren de? Keşke insan önce kendini sonra dünyayı bir rahat bıraksa her şey düzelecek gibi (!) Bir siirimde de dedigim gibi "Çık gel buzdolabindaki ilkel insan, ben seni cok ozledim." Eser baştan sona acı dolu ve nihilist bir sonu var. O nedenle romantik, optimist bir okursanız ve dini değerleri önemsiyorsanız, düşünce dünyanız oturmamışsa bu kitabı pek okumanızı tavsiye etmem. Çünkü nihilizm ve Allah ile senli benli konusmalarin yer aldığı Allah'ı yer yer eleştiren bir eser. Ayrıca kitabın en vurucu yanı savaştan dönen bir askerin dönüşte evini,annesini,babasını,karısını kısacası her şeyini kaybedisine binaen gerçek hayatta da ast üst ilişkisinin devam ettiğini fark edişi. Askerde ezilenler ile sivil hayatta ezilenler hep aynı alt tabaka, alt rütbeli insanlar. Velhasılı acı pompalayan bir eser ve ben böyle marazi duygular yaratan kitapları pek sevmiyorum. Sadece farklı bir bakış açısı görmek için okudum.